“Daha önceki iş yerimde bu sebeple işime son verildi ve birkaç iş anlaşma- nın da iptaline sebep oldular, bu yüzden gizlenmek zorunda kaldım.”
(Eğitim sektöründe eğitmen olarak çalışan lezbiyen erkek)
“Kadınlar lavabosunu kullanamıyorum, istediğim isimle hitap edilmiyor ve zamiri de istediğim şekilde değil doğumda atanmış cinsiyetime göre kullanıyorlar.”
(Sağlık sektöründe radyoloji teknikeri olarak çalışan lezbiyen trans kadın)
“Konuşma aralarında alay edici ve aşağılayıcı söylemlere maruz kalıyorum.”
(Sağlık sektöründe hemşire olarak çalışan lezbiyen kadın)
*İş arkadaşım erkek flörtümü öğrendiğinde, dolayısı ile gey olduğumu anla- dığında bana karşı olan davranışları değişti, aramıza mesafe koydu (erkek).”
(Tekstil sektöründe stratejik bütçe planlaması alanında çalışan gey erkek)
*“Bir yöneticim sınır aşan soruları “dostça” yaklaştığını düşünerek sordu. Yeni işe giren ve akabinde çıkan biri, aileleri LGBTİ+ özendirmesinden korumak gerektiğini, çocukken bunlarn anlaşılamayacağını söyledi; benim dışımda tepki veren olmadı.”
(Sivil toplum alanında koordinatör olarak çalışan biseksüel non-binary/ikili olmayan)
*“Daha önce de belirttiğim üzere, pozisyon değişikliği konusunda aylarca bek- letildim. Yeni başlayanların dahi getirildiği bir pozisyona, altı ayı bitirdikten sonra getirildim.”
(Turizm sektöründe part-time çalışan / Belirli operasyon- larda takım başı olan gey erkek)
Kaos GL Derneği'nin Türkiye’de kamu ve özel sektörde LGBTİ’lerin durumunu inceledikleri yıllık araştırma sonuçlarını açıkladı.
Konuya dair hazırlanan iki raporun ismi şöyle:
"Türkiye’de Kamu Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu"
"Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu"
Kamuda çalışan LGBTİ+'lar raporunun tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Özel sektörde çalışan LGBTİ+'lar raporunun tamamını da buradan okuyabilirsiniz.
Çevrimiçi zoom üzerinden düzenlenen basın toplantısının açılış konuşmalarını Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Reyda Ergün, Friedrich Naumann Vakfı’ndan Matthias Baus ve Kaos GL Derneği avukatı Murat Köylü yaptı.
Kaos GL Derneği'nin hazırladığı rapora göre LGBTİ+ çalışanlar istihdam edilmeme riskini bertaraf etmek için zorunlu bir kapalılık stratejisi izlemek zorunda bırakılıyor.
"Uzun soluklu bir çalışma"
Raporun yöntemine dair konuşan araştırmacılardan Kıvılcım Turanlı şunları söyledi:
*Araştırmanın dönemsel geçişlere tanıklık ettiğini görüyoruz. Uzun soluklu bir araştırma. 293 katılımcı var. 197’si özel sektör çalışanı, 96 katılımcı da kamu çalışanı.
*Katılımcıların büyük çoğunluğu daha önce ankete katılmamış. Çevrimiçi anket sayesinde yapıldı bu rapor. Yaşadıklarını bizle paylaşıyorlar. Büyük çoğunluğu doğumda atanan cinsiyetlerinin erkek olduğunu diğerleri de kadın olarak beyan etmiş.
*Katılanlar arasında sendikalaşma oranı çok düşük.
*Kamuda çalışanlar yönetici olamıyor. Terfi ettirilmiyor.
*Bu yıl kamu çalışanları açısından şiddetin arttığını gördük.
Raporlardan detaylar
Kamuda çalışan LGBTİ+’lara dair rapordan öne çıkanlar şöyle:
*2023 araştırmasının örnekleminde cinsiyet kimliğine ilişkin soruya trans erkek, erkek ve cis erkek seçeneklerini işaretleyerek cevap verenlerin toplam oranı yüzde 60,4; cinsel yönelimle ilgili soruya gey seçeneğini işaretleyerek cevap verenlerin oranı ise yüzde 59,4. Bu iki soruya verilen cevaplara birlikte bakıldığında, cinsiyet kimliğini erkek (trans erkek, erkek veya cis erkek) ve cinsel yönelimini gey olarak beyan eden katılımcıların örneklemdeki oranı yüzde 49 çıkıyor.
*Toplam 96 katılımcıdan yüzde 58,3’ü (56 kişi) cinsiyet kimliğini erkek/cis erkek olarak beyan etmiştir ve örneklemde cinsel yönelimini gey olarak ifade eden 57 kişi (yüzde 59,4) bulunmaktadır. Dolayısıyla örneklemin ağırlıklı olarak “natrans gey” (47 kişi) katılımcılardan oluştuğu düşünülüyor.
*Katılımcıların yüzde 78,1’i “Doğumda atanmış cinsiyetiniz nedir?” sorusuna “erkek” yanıtını verirken; yüzde 20,8’i doğumda atanan cinsiyetinin kadın olduğunu belirtti. Bir katılımcı ise doğumda atanmış cinsiyetini belirtmek istemedi.
*“Çalıştığınız kurumda cinsiyet kimliğiniz / cinsel yöneliminiz / cinsiyet özellikleriniz açısından açık mısınız?” sorusuna 96 katılımcının 49’u (yüzde 51) “tamamen kapalıyım” yanıtını verdi. 14 kişi (yüzde 4,6) kısmen açık olduğunu, sadece 3 kişi (yüzde 3,1) ise cinsiyet kimliği/ cinsel yönelimi/ cinsiyet özellikleri açısından çalıştığı kurumda “tamamen açık” olduğunu belirtti. “Açık olmasalar da tahmin edildiklerini” düşünenler yüzde 30,2 (29 kişi) oranında.
*Görüleceği gibi çalıştığı kurumda tamamen açık olduğunu beyan eden katılımcılar örneklemde en düşük oranla temsil ediliyor. Diğer dikkat çekici veri ise çalıştığı kurumda açık olmasa da cinsiyet kimliğinin/ cinsel yöneliminin/ cinsiyet özelliklerinin tahmin edildiğini düşünenlerin yüksek oranı.
*“Çalıştığınız kurumda yönetici pozisyonunda mısınız?” sorusuna ise 80 kişi (yüzde 83,3) “hayır” cevabını vermiş, sadece 1 kişi (yüzde 1,1) üst düzey yönetici olduğunu belirtti. Üst düzey yönetici olduğunu belirten tek katılımcı aynı zamanda işyerinde tamamen açık olduğunu da belirtti. Orta düzey yönetici olduğunu belirten 15 kişiden de sadece 1’i çalıştığı kurumda kısmen açık olduğunu ifade etti.
“Ayrımcılığa uğrayanlar sendikaya veya meslek örgütüne başvurmuyor”
*Sonuç: Türkiye’de Kamu Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların durumu karşılaşmama nedenlerini ayrımcılık riski olmayan ortama değil, cinsiyet kimliğinin/ cinsel yöneliminin/ cinsiyet özelliklerinin belli olmamasına bağlamıştır. Dolayısıyla bu cevabı veren katılımcıların da LGBTİ+ çalışanları hedef alması olası “potansiyel ayrımcılığın” farkında oldukları ve çalışma hayatına bu bilgi ile katıldıkları sonucuna varılabilir.
*2023 yılı araştırmamıza katılan 96 LGBTİ+ çalışandan 5’i, işe başvuru süreçlerinde farklı ayrımcılık biçimleriyle karşılaştıklarını belirtti.
*Anket kapsamında işe alım sürecinde ayrımcılıkla karşılaştığını beyan eden katılımcılara ayrıca “İşe alım sürecinde karşılaştığınız ayrımcılık ile ilgili girişimde bulundunuz mu?” sorusu yöneltilmiş, soruya birden fazla cevap verilebileceği de belirtilmiştir. “Herhangi bir girişimde bulunmadım” en fazla işaretlenen seçenek oldu (4 kişi).
*Hiçbir katılımcı sendika veya meslek örgütüne bildirimde bulunmadı. Bu bulgu, LGBTİ+’ların adli makamları, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu dâhil kamu kurumlarını ve sivil toplum kuruluşlarını etkisiz buldukları, onlara güvenmedikleri veya etkilerine inanmadıkları şeklinde yorumlanabilir.
Özel sektörde çalışan LGBTİ+’var ne gibi sorunlar yaşıyor?
Öykü Deniz Aytemiz de özel sektöre dair verileri inceledi ve paylaştı. 20023’de araştırmanın önemli bilgilerini paylaşan Aytemiz şu bilgileri verdi:
*Cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet özelliklerine ilişkin olarak işyerinde tamamen açık olduğunu beyan eden katılımcıların sayısı 42. Ankete katılan 42 kişi (yüzde 21,3) işyerinde tamamen kapalı olduğunu beyan etti. 58 kişi ise kısmen açık olduğunu ifade etti. Bu kısmi açıklığın ise genelde yönetime veya işverene karşı değil, yakın çalışma arkadaşlarına veya diğer LGBTİ+ çalışanlara dönük olduğu gözlemleniyor.
*Çalıştıkları kurumda cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet özelliklerine ilişkin tamamen açık olduğunu beyan eden 42 kişiden 33’ü Türkiye merkezli şirketlerde çalışıyor.
Ayrımcılığa karşı yargıya başvuran yok
Özel sektörde çalışan LGBTİ+ çalışanlar raporundan öne çıkanlar şöyle:
*Ayrımcılığa maruz kaldığını beyan eden katılımcılara (32 kişi), “Maruz kaldığınız ayrımcılığa ilişkin herhangi bir bildirimde bulundunuz mu?” şeklinde bir soru yöneltilmiş ve birden fazla seçeneğin işaretlenebileceği belirtildi. Bu soruya 13 katılımcı, maruz kaldığı ayrımcılığa ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığını ifade ederek yanıt verdi. Soruya en yüksek oranda “yakınlarımla paylaştım” seçeneği işaretlenerek yanıt verildi. Diğer sık işaretlenen seçenekler ise “ilgili kişiye doğrudan tepki gösterdim” ve “diğer” seçenekleri oldu.
*Katılımcılardan yargıya başvuran olmamış, bir kişi ise durumu kurum yetkililerine res- mi yolla bildirmiştir. Katılımcılar arasında konuyu sivil toplum kuruluşuna ilettiğini ifade eden 1 kişi bulunmaktadır. Burada dikkat çeken nokta, ayrımcılığa maruz kalan katılımcılardan hiçbirinin durumu Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ya da “sendika/meslek örgütüne” bildirmeyi tercih etmemiş olması.
*Ayrımcılığa ilişkin katılımcılara yönelttiğimiz bir diğer soru “Çalıştığınız kurumda diğer LGBTİ+ çalışanlara yönelik ayrımcı tutum, söylem ya da uygulamalara tanık oldunuz mu?” uldu. Bu soruya katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 52,8) “tanık olmadım” yanıtını verdi.
*Katılımcılardan 70 kişi (yüzde 35,5) “Tanık olmadım çünkü çalıştığım kurumda benden başka bildiğim LGBTİ+ çalışan yok” seçeneğini işaretlemiştir. Katılımcılardan 23 kişi (yüzde 11,7) ise böyle bir duruma tanık olduğunu beyan etti.
*Anket kapsamında katılımcılara “Çalıştığınız kurumda LGBTİ+’lara yönelik herhangi bir nefret söylemiyle karşılaştınız mı?” sorusu soruldu. Katılımcılardan 133 kişi (yüzde 67,5) herhangi bir nefret söylemiyle karşılaşmadığını bildirirken 64 kişi (yüzde 32,5) karşılaştığını beyan etti.
*Katılımcıların beyanlarından anlaşıldığı üzere, nefret söylemi ve ayrımcılık vakaları birlikte dile getirilmektedir. Ayrıca işyerinde bizzat cinsiyet kimliği/ cinsel yönelim/ cinsiyet özellikleri temelli ayrımcılıkla karşılaşmadığını beyan eden katılımcıların yüzde 10,6’sı işyerinde nefret söylemiyle karşılaştığını ifade etti.
*Anket kapsamında yöneltilen bir diğer soru, “Cinsiyet kimliğiniz / cinsel yöneliminiz / cinsiyet özellikleriniz nedeniyle karşılaştığınız ya da karşılaşma ihtimaliniz olan ayrımcı tutum, söylem, davranış ya da uygulamalar işyerindeki verimliliğinizi ve iş doyumunuzu etkiliyor mu?” Oldu.
Katılımcılardan 54 kişi (yüzde 27,4) soruya “etkilemiyor”, 72 kişi (yüzde 36,5) “etkiliyor” ve 71 kişi (yüzde 36) “fikrim yok” seçeneğini işaretleyerek yanıt vermiştir.
Araştırmanın önemi
*Kaos GL Derneği, 2015 yılından bu yana özel sektörde cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet özellikleri eşitliği hakkında raporlama faaliyeti yürütüyor.
*2018- 2022 yılları arasında yapılan araştırmalar Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi ile iş birliği içinde gerçekleştirilirken, 2023 yılı çalışması yalnızca Kaos GL tarafından yürütüldü.
*Bir çevrimiçi anket platformu olan SurveyMonkey Pro programı kullanılarak yürütülen 2023 yılı araştırmamıza, Türkiye’de faaliyet gösteren özel bir şirkette çalıştığını ve lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks veya artı (LGBTİ+) olduğunu beyan eden toplam 197 kişi katıldı.
*Katılımcılardan 153 kişi (yüzde 77,7) daha önce anketimize katılmadığını, 29 kişi (yüzde 14,7) daha önce ankete katılıp katılmadığını hatırlamadığını ve 15 kişi (yüzde 7,6) daha önce anketimize katıldığını belirtti.
(EMK)