Yazar Elif Şafak geçtiğimiz günlerde TED konuşması sırasında biseksüel olduğunu açıkladı. Açıklamanın ardından destekten çok eleştiri geldi. Eleştirileri saldırgan ve suçlayıcı söylemler takip etti.
Bu tartışma sırasında biseksüelliğin ne olduğunun Türkiye’de bilinmediği gerçeği de ortaya çıktı.
Elif Şafak’ın biseksüellik beyanına verilen tepkileri Lezbiyen Biseksüel Feministler’e (LezBiFem) sorduk. LezBiFem konuyu yuvarlak masada tartıştı.
Şimdi söz lezbiyen ve biseksüel kadınlarda:
“İlgi çekmeye çalışıyorsun’u hepimiz duyduk”
Kimlik beyanı, özellikle heteroseksüeller tarafından ilgi çekme çalışması olarak yorumlandı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Açılma ilgi çekmek, prim için yapılır mı?
Gizem T.: Heterolar genellikle biseksüelliğin dikkat çekmek için 'yapıldığını' düşünüyor. Elif Şafak’a yapılan yorumların birçoğunu hepimiz duyduk hiç kitap yazmamış, hiç ünlü olmamış, hiç büyük projesine destek aramayanlar olarak. Şimdi hoşlanmadıkları başka özelliklerine referansla Şafak’ın açılımını kötüleyenler, kendini aklamak için bahane bulmuş gibi geliyor. Bana da bir sürü kişi demiştir ilgi çekmeye çalışıyorsun, diye ama ünlü olmadığım için bir tek ben duydum. Ayrıca bir yazar için hedef kitlesine dahil etmek istiyorsa LGBTİ+ olarak açılmak gerçekten ‘ilgi çekici’ olabilir. Cesaretini arttırmış olabilir ya da biraz daha lüzumlu görmüş olabilir şu an açılmayı projelerine göre. Belki bir biseksüel karakter gerçekten var kitabında ve yazdıkça içi şişti ve açılmak istedi. Bir fikrim yok ama projelerine dair. Hani, öyleyse de çok canımı sıkmaz. Sonuçta biseksüel kelimesinin her yerde geçtiği iki gün geçirmek bende güzel şeyler hissettirdi.
“Yok sayılan bir kimliğin prim yapmak için faydasından bahsediliyor”
Pınar: Tamamen öznel olan şu tarafı da düşünmeden geçemiyorum, ben ‘biseksüel olduğumda nasıl bir prim yaparım’ diye düşündüğümde aklıma ilk gelen (başka bir şey de olmuyor zaten ) insanların sürekli bifobik söylemleri oluyor. Kimliğime ait önüme konulan tüm önyargılar kişisel alanımı parçalıyor. Benim olduğum veya olmadığım bir alan veya iş içinde nasıl bir fayda sağlar ki o halde? İnsanların ilişkilenmek için iki kere düşündüğü, güvenilmez, arada kalmış, yani yok sayılan bir kimliğin prim yapmak için faydasından bahsediyoruz. Politik anlamıyla birlikte fobilerden beslenebilmeyi tartışmak gibi geliyor bu bana.
‘İlgi çekmek için yapılacak eylemler’ listesinde biseksüel olmak var ise, biseksüelliği bir kimlik olarak nereden tartışıyoruz bunun da cevabını versin istiyorum bu açıklamayı yapan insanlar. Kendine ait herhangi bir şeyi paylaşmak yeterince güçken, ötekileştirilmiş, ayrıksı kabul edilen ve onaylanmayan bir kimliğin beyanının kolay ve araçsallaştırılmış bulunması anlamlı gelmiyor. Keza kişinin ilgi çekmek için ne yaptığı karakteristik olarak değerlendirilebilir, kişiyi doğrudan eleştirmek yerine biseksüel olduğunu eleştiriyoruz biz resmen, dümdüz bifobi bu.
“Durumun kendisi LGBTİ+ kimliğin kabul görmediğini gösterdi”
Yasemin: Bir de, velev ki prim yapmak için ve kendine mağdur kimlik edinmek için açılmış olsun, bu durumun kendisi bizatihi LGBTİ+ kimliğin kabul görmeyen ve tepki alan bir kimlik olduğunu teyit etmiş olmadı mı? Açılmanın korkutucu bir şey olmadığını Elif Şafak'tan önce ve sonra söylemek mümkün mü? Bir ünlü açıldığında hoşlanılmayan özellikleriyle öne çıkarılacağı gösterilmiş olmadı mı? Dikkat çekmek için yaptığını söyleyenler, cinsel yönelim açıklamanın bizatihi dikkat çekici bir şey olmasının ve normalleştirilmemesinin yarattığı olumsuzluklar üzerine düşünüyorlar mı? Dikkat çekmek için bile olsa, kişinin cinsel yönelimini açıklamasının desteklenmesi gerekir ki LGBTİ+’ler bundan olumsuz etkilenmesin.
“Açılmanın anlamı, gizlenmenin yükünü atmaktır”
Yeşim: Kişinin cinsel yönelimi onun varlığıyla ilgili gerçeklerden biri. Hep açılmaya bir eylem olarak bakıyoruz ama aslında cinsel yönelimini gizlemek bir eylem. Açılmak ise gizlenme eyleminden vazgeçmek anlamına geliyor. Dolayısıyla bir kişinin açılmasını sorgulamak, arkasında gizli bir motif aramak yanlış bir yaklaşım. Açılan kişi artık yönelimini gizlemekten vazgeçmiş demek ki. İnsanlar zarar görmemek için yönelimlerini gizlemek zorunda kalıyorlar. Birisinin açılmasının arkasındaki tek kişisel fayda gizlenmenin yükünü atmak, hafiflemek. Bu kişisel fayda da herkesin hakkı. Birisinin açılmasını sorgulamak, "ne sorun yaşıyormuş ki" diye burun kıvırmak gerçekten çok kötücül bir bakış açısı. Empati içermiyor, başkasının kötülüğünü istemek anlamına geliyor. İnsanlar verdikleri kötücül tepkilerle açılmayan LGBTİ+'ların yaşadıkları korkuların geçerliliğinin sağlamasını yapmış oldular. Açılan kişiyi değil, kendilerini sorgulamaları gerekir aslında. Bu tepkileri verenlerin kendilerine "Ben neden kötü niyet arıyorum? Hadi diyelim ki sansasyon için açıldı, ben neden bu duruma bu kadar öfkeleniyorum. Konunun benimle ne ilgisi var?" diye soru sormaları gerekir.
Nurgül: Açılma nedeni ne olursa olsun, açılmanın kendisi bütün nedenlerden bağımsız bir şey, güzel ve cesur bir hareket bence, hele bunu ünlü bir kadın yazarın yapması çok değerli.
Yeşim: Cinsel yönelimi hakkında suskun olmamak herkesin hakkı. Birisinin bu hakkını kullanması, benim veya senin mücadeleni kendi primi için kullanmış olması, anlamına gelmiyor. Bizim onun, yönelimi hakkında suskun olması konusunda bir tasarrufumuz olamaz ki, böyle bir beklentiye ilgili kişi dışında kimsenin hakkı olamaz. Ben biseksüelim diye biseksüeller hakkında veya biseksüellikler hakkında tasarrufum olamayacağı gibi.
Elif Şafak'ın açılması onun toplumsal konumu üzerinden tepkiler yaratıyor. Ama konuya basit baktığımızda ailelerin veya arkadaşların "ilgi çekmek için biseksüelim diyorsun"undan bir farkı yok bu tip tepkilerin bence. Aynı çeşmeden besleniyor. Bir de şuna takılmadan edemiyorum. Diyelim ki belli çevrelerde prim yaptı ve bu çok önemli bir şey. E, X bir insanın X bir nedenle bir şekilde pozitif fayda sağlaması (ki bu olayda öyle olduğunu düşünmüyorum) neden nefretleri bu kadar üstüne çekiyor? Bu nefrette, saldırıda, saldırılmanın normal bulunmasında bir anormallik yok mu?
“LGBTİ+ kimlik neden dikkat çekme olarak algılanıyor?”
Yasemin: Hala işimize gelmiyor veya gözden kaçırıyoruz. LGBTİ+ kimlik neden dikkat çekme olarak algılanıyor? Çünkü “normal” değil ve sansasyonel, haber malzemesi değil mi? Oysa “normal” karşılanması ve konu olmaması gerekirdi. Hadi Elif Şafak açıkladı, bunu haber yapanlar ve yorumlayan, bunu konu haline getiren bizler değil miyiz? Hiç haber yapılmasaydı, hiç yorum yazılmasaydı söylendiği bile fark edilmeyecekti. Cinsel yönelimin kendisinin dikkat çekici varsayılması değil mi asıl sorun olan?
Dikkat çekmek için seçilen kimliğin mağdur kimlik kabul edilmesi de ikinci sorun. Ve maalesef öyle, mağdur kimlik. Bizzat bizim mağdurlaştırdığımız.
Mağdur kimlik olmaya bağlı olarak da, kişiler bu mağduriyet, görünmezlik ve dayatmadan sıyrılmak için bas bas bağırır. Kimliğini ön plana çıkarır. O yüzden heteroseksüeller için gerekli olmayan (ne de olsa herkes heteroseksüel varsayılıyor) “açılma” kavramı LGBTİ+’lar için var. Bu tartışmalar bana tuzu kuru ve aslında homofobik heteroseksüellerin “sürekli eşcinsel kimliğini vurgulamak zorunda mısın” yaklaşımını hatırlatıyor. Belki bizler de bu tartışmalara buradan tepki duyuyoruz. Heteroseksüellerden “Biz hep heteroseksüelliğimizi vurguluyor muyuz?” cümlesi duymayan var mı? Niye vurgulayacaksın? Hayatın her anı sana vurgu zaten. Canı yanan bağırır. Açık açık şunu söyle “Bu konu beni ilgilendirmiyor çünkü benim meselem değil”. Biz diyor muyuz “Kürtaj yasağı bizim meselemiz mi?”. Aramızdaki kimlik hiyerarşisini bir itiraf et (bak bu gerçek bir itiraf olurdu ama cinsel yönelim açıklamak itiraf değil).
“Heteroseksizm bir zorunluluk sistemi olduğu için açılmaya karşı koyma durumu zuhur ediyor”
Dilan: Birçoğumuzun karşılaştığı ve yaşadığı bir konu olabiliyor bu 'dikkat çekmek için yapıyor’ sorunu, ünlü-ünsüz çok fark etmiyor. Açıldığın yerin kabullenememe savunması herhalde. Heteronormatif düşünce kendini başka eleştirilerin altında gizliyor (prim yapmak için açıldı gibi). Egemen sistem kadınların cinselliklerini görmezden geldiği gibi başka cinsellik mümkünatlarını da tamamen pas geçiyor zaten. Heteroseksizm bir zorunluluk sistemi olduğu için orada LGBTİ+ biri açılınca, karşı taraf kişiyi ilgilendirmese de zorunlu bir karşı koyma durumu zuhur ediyor maalesef.
Ünlü olmak açılmayı kolaylaştırır mı, güçleştirir mi?
Sizce ünlü olmak açılmayı kolaylaştırır mı, güçleştirir mi?
Gizem T.: Değişir. İki taraf da mümkün bence. Açılınca dünyaya açılmış oluyorsun, bütün dünyayı 'ikna' etmen gerekiyor. Özellikle biseksüellikte bu ikna etme gerekliliği daha fazla. Öbürlerinde ya "çok tatlıııı" ya "yazık niye böyle olmuş" gibi beyanın kabulü üzerine saçma tepkiler gelirken biseksüel olunca her sabah yeniden ikna etmen gerekebiliyor insanları, her günde, her flörtte, her kolide, her sevgilide, her evlilikte, her çocuk doğuruşta... Bütün dünyayı buna ikna etme kısmı zorlayıcı olabilir ama bir taraftan da kocaman (!) Elif Şafak'la benim açılmam bir değil. Ben açılırım özenti olurum, o açılır ne cesur kadın olur falan. Bir sürü daha açıdan düşününce hem kolaylaştırır hem güçleştirir bence.
Pınar: Kimlik beyanı, hele aynı anda, ne kadar çok insana yapıldığına bağlı olarak güçleşen bir eylem. Ünlü olduğunuzda herhangi bir söyleminiz aynı anda yüzlerce insana ulaşıyor ve bir anda bütün alanlarınıza dair herkesin fikri olabiliyor. LGBTİ+, yani toplumsal normlar içinde kabul görmeyen, heteroseksist bir dünyada istenmeyen bir kimliğin beyanı ünlü olduğunuzda çoğunlukla daha zor olacaktır bence. Ki kabul görme arayışı ile, ‘fan’larınızın size ait her şeyle sizi kabul edeceği varsayımı ile bunu yapmak her zaman olumlu sonuçlanır, varsayımında bulunamazsınız.
LGBTİ’ler nasıl tepki verdi?
Peki LGBTİ+'lar arasında nasıl tartışıldı? Nasıl tepkiler/destekler geldi?
Gizem T.: LGBTİ+'ler ve heterolar diye bir ayrımı çok yapamadım ben. Hemen hemen aynı şekilde eleştirildi. Benim gördüğüm kadarıyla destek yok ama insanların bu tuhaf, dayanaksız ve bifobik eleştirilerine bir dur diyen kesim ile bu eleştirileri ısrarla ve aşkla yapan bir kesim ortaya çıktı. LGBTİ+ belki kendi içindeki bifobiyi saklamak için (çünkü yönelim fobisi konusunda farkındalık daha yüksek) daha sessiz kalmayı tercih ederken heterolar daha yaldır yaldır konuşmuş olabilir. Başka da bir fark yok gibi geliyor bana.
Yeşim: Gördüğümüz kadarıyla pozitif ve negatif tepkiler belli bir gruptan gelmedi. LGBTİ+'lardan da, olmayanlardan da kötücül veya destekçi yaklaşımlar paylaşıldı sosyal medyada.
Yasemin: Bence sorunun bir kısmı da şu, LGBTİ+ kimliği ile diğer kimliklerini ayırmamak. Hoşlanmadığımız biri LGBTİ+ olarak açıldığında, açılması kısmından çok, hoşlanılmayan kısımları öne çıkarıldı. Açılması hoşlanılmayan özellikleriyle özdeşleştirildi.
“Açılma beyanları güçlendiricidir”
Elif Şafak gibi ünlü bir yazarın açılması, kimliğini saklayarak yaşamaya çalışanları güçlendirir mi?
Gizem T.: Bence açılmak isteyip uzun süredir açılmamış kişilerin açılması güçlendirici ama bir taraftan da kadının aldığı tepkilere bakarak bir biseksüel “bu, dünyanın en kötü şeyi galiba, en iyisi açılmayayım” diyenler de olabilir.
Pınar: Herhangi birinin açılması heteroseksist bu dünya içinde her zaman güçlendiricidir kimlik görünürlüğü açısından. Fakat Gizem’e de katılıyorum, yapılan bifobik söylemler kimliğinizi beyan ettiğinizde neyle karşılaşacağınızı gösterip kabuğunuzda kalma hissini destekleyebilir.
Tabii Elif Şafak Türkiye'de açılmamış bir taraftan, o TED Talk'ta konuşmasını yaparken Türkiye'de kıyametler kopmuş. Bu nasıl yorumlanabilir?
Gizem T.: Türkiye'de açılmak daha zor olurdu onun için tabii ki. Kitapları farklı dillere de çevriliyor ve dünyanın her yerinden okuyucusu vardır. Biseksüel açılımı dünya genelinde daha olumlu bir hareket olarak algılanabilir. Türkiye'nin dünyaca ünlü biseksüel yazarı olması dünyada büyük bir zarar getirmeyebilir. Türkiye'de ve Türkçe bir konuşma olsaydı konsept bambaşka olurdu herhalde. Zaten tutuklu gazetecilerden filan da bahsediyor konuşmasında. Konuşma baştan sona dünyadan izleyici için hazırlanmış ve bence bu kötü değil. O kadar da büyük bir hareket yapmak zorunda değil sırf ünlü diye. Canı nasıl isterse öyle yapar.
Lara: Açılmanın süreç ve pratik olarak "iktidar" ve "güç mekanizmalarından" ayrıştırılamayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla açılmanın zamanlamasının ve nerede yapıldığının önemi olduğunu düşünüyorum. Açılma Türkiye'de Ayşe Arman'a değil TED konuşmasında yapıldı. Dolayısıyla güvenli alana zeval gelme ihtimali düşük. Tam da muhafazakarlığın biraz ayyuka çıkmaya başladığı bir dönemde hem de. Elif Şafak gibi görünür bir kadının açılmasını bu sebeplerle biraz farklı okumak gerektiğini düşünüyorum. Her açılma aynı şey olmuyor zira. Mısır'da bir konserde gökkuşağı bayrağı açılıyor, insanlar çıplak aranıyor, hapse atılıyor. Daha da mühimi, dünyada bir sürü yerde olduğu gibi, Türkiye'de de LGBTİ+ hareketi çok daha görünür önceki yıllara göre. Bunun da açılmasında tetikleyici olarak önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
Umut E.: Alternatif haber portallarında bu konuda bir çok yazı çıktı, Şafak’ın özür dilemesi gerektiği söylendi. Hem Haber Sol’da yayınlanan yazıda hem de kendisinin biseksüelliğini sufiliğiyle, kocasının “FETÖ’cülüğüyle” suçlayan yazı(lar)da mansplaining (erilleme/açüklama) de görüyorum ayrıca. "Sen bi' sus bak şimdi biseksüel olarak açıklamak ne demek sana anlatayım" "sen bir dur şimdi biseksüel olmak aslında ne demek ben sana anlatayım" deniliyor resmen.
Elif Şafak: Biseksüel olduğumu söyleme cesareti gösteremediğimi fark ettimYazar Elif Şafak, Ted Talks konuşmasında, “Biseksüel olduğumu kamuya açık alanda söyleme cesaretini göstermediğimin farkına vardım” diyerek açıldı. Şafak’ın İngilizce yaptığı konuşmasının ilgili bölümünün çevirisi şöyle: “Tabii ki yazarlar olarak her zaman hikayeler kovalarız. Ancak aynı zamanda suskunluklar, hakkında konuşamadığımız şeyler; siyasi, kültürel tabular ve kendi sessizliğimizle de ilgiliyizdir. Ben her zaman azınlık hakları konusunu yüksek sesle açıktan konuşan ve üzerinde etraflıca yazan biri oldum. Kadın hakları, LGBT hakları. Fakat bu konuşma hakkında düşünceler içinde iken, peşi sıra gelecek karalanma, alay, nefret ve damgalanmadan çok korktuğum için biseksüel olduğumu hiçbir zaman kamuya açık alanda söyleme cesaretini göstermediğimin farkına vardım.” |
(ÇT)