İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’nin düzenlediği “Kürt Meselesinin Çözümü ve Barış Konferansı” bitti.
İki gün süren programının dünkü bölümünde, “Dünyada Çatışma Çözümü ve Barış Süreçleri Deneyimleri”, “Ortadoğu’da Barış ve Kürt Meselesinde Demokratik Çözümü”, “Cumhuriyetin 2. Yüzyılında Türkiye’de Yeni Bir Barış Süreci Mümkün mü?” konuşuldu.,
Demirtaş ve Mızraklı: Siyasi mücadelede, diyalog ve müzakerede ısrarcıyız
Programının bugünkü bölümünde ise “Sivil Toplumun Barışın İnşasındaki Rolü” ve “Kadınların Barışın İnşasındaki Rolü” olmak üzerine olmak iki oturum gerçekleştirildi.
“Siyaset Erki ve Barış” adlı oturuma DEM Parti Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ve CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katılmayacağının açıklanması üzerine bu program iptal edildi.
Programda ismi olan Kürt siyasetçi Leyla Zana da, “21 Mart’ta Diyarbakır’da gerçekleştirilecek Newroz buluşalım” mesajı gönderdi. Konferansa gazeteciler, aydınlar ve kitle örgütleri katıldı.
Barış görüşmelerine Kolombiya örneği
“Sivil Toplumun Barışın İnşasındaki Rolü” başlıklı ilk oturumda İHD MYK üyesi Handan Çoşkun’un moderatörlüğünde Hafıza Merkezi’nden Murat Çelikkan, “Sivil Toplum Örgütleri Barış İçin Ne Yapabilir?” üzerine konuştu.
Çelikkan, “Barış yapmak kolay değil. Ama dünyada barış oluyor. Kolombiya’da çatışmalar devam ederken barış masası kuruldu ve görüşmeler devam etti. Ne zaman ki barış imzaları atıldı o zaman ateşkes sağlandı” dedi.
İçinde bulundukları dönemde diyalog kurmanın zor olduğunu ama hiç olmayacak anlamına gelmediğini ifade eden Çelikkan, “İhlalleri değiştirmek için mücadele etmek ve müzakere etmek gerek. Türkiye’de sivil topluma bakış açısı halen bağımsızlığını kabul eden bir noktada değil. Ama bunun değişmesi gerek. Türkiye’de bir barış süreci başlayacaksa ifade özgürlüğü ve iyi bir hukuk düzeni olmalı ama yok. Barışın oluşturulması için ağ oluşturulmalı” diye konuştu.
“Barolar savunuculukta zayıf”
Batman Barosu Başkanı Avukat Erkan Şenses de, “Toplumsal Barışın İnşasında Barolar Ne Yapabilir?” üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. 90’lı yıllarda Kürt illerinde düşük yoğunluklu savaş sürecinde bölge barolarının bu sürece hazırlıksız yakaladığını söyleyen Şenses, “Barolar yoğun çatışma, ağır hak ihlalleri, fail meçhul cinayetleri izleme ve takip etme konusunda eksik kaldı. Barış süreçlerinde baroların savunuculuk kısmı çok zayıf. Bölge barolarının henüz bu savunuculuğu yapmadığını söyleyebilirim” dedi.
Leyla Güven: Barışın sesi gür çıkmalıdır
Programın ikinci oturumu “Kadınların Barışın İnşasındaki Rolü” üzerine yapıldı. Oturum programına geçilmeden önce Kürt siyasetçi Leyla Güven’in tutuklu bulunduğu Sincan Kadın Cezaevi’nden İHD’nin programına gönderdiği mektup okundu.
Güven’in mektubunda şu noktalar öne çıktı:
Bizler savaşa hayır derken, hemen şimdi ateşkes, hemen şimdi barış isterken, insanların doğal toplumda olduğu kardeşçe eşit bir arada yaşayabileceği bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz. Hani denilir ya ‘Bir ölüm yeter, bir ömrü perişan etmek için’. Bu nedenle de Kürt kadınları olarak – edî bese – artık yeter diyerek ana tanrıça kültürü ile tarihi misyonumuzu üstleniyoruz.
Kürt halkı kendisine yaşatılan bin bir çeşit acı ve zulme rağmen barış diyor. Tıpkı şairinde dediği gibi:
‘Çocukların gördüğü düştür barış
Anaların gördüğü düştür barış
Ağaçların altında söylenen sevda sözleridir barış…’
Evet; barış, savaşı sonlandırmaktan çok daha fazlasıdır. Çocukların, anaların, sevgililerin, yaşamlarındaki yarımlıkların tamamlanmasının adıdır. Özgür bir gelecekte korkmadan büyümenin, sevmenin, özcesi yaşamın adıdır barış.
Bu yüzden bütün halklar gibi Kürt halkı da bıkmadan usanmadan barış diyor. Zorunlu bellek kaybı dayatmasında, unutmayı reddettiği için barış diyor. Ancak gelecek nihai hedefin onurlu bir barış, özgür bir yaşam olduğunu bildiği için amasız, fakatsız gerçek muhataplarıyla yürütülecek bir çözüm sürecinin başlayabilmesi için barış ve halkların kardeşliğini isteyenlerin, sesinin daha gür çıkması gerekiyor.
“Kürt kazanımları ilham veriyor”
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda ilk olarak Hak İnisiyatifi Derneği’nden Fatma Bostan Ünsal, “Kuzey İrlanda Örneğinde Kadınların Barışı İnşa Etmesi” üzerine konuştu.
Kuzey İrlanda’da kurulan barış masasında erkek üyelerin kadınlara, ‘gidin evinize kek yapın, çocuk bakın’ dediğini anlatan Ünsal, “Kadınların rollerine atıf verilmeyen İrlanda’da iki cumhurbaşkanı kadındı ve yapılan ‘Hayırlı Cuma’ antlaşmasında bu fark ortaya konuldu. O kadar bölünmüş toplum ki iki eşbaşkan var ikisi de kadındır. Seçimlere giriyorlar yüzde bir oy oranı var ve iki vekil çıkarıyorlar. Müzakere masasında çok önemli işler çıkarıyorlar” dedi.
Kadın Akademisi’nden Figen Aras, “Toplumsal Barış ve Kadınlar” üzerine konuştu. Aras, “Kadınların özgürleşmesinin, mücadelesinin yükselmesinden kim korkar? Korkanlar bellidir, iktidar sahipleridir. Kürt kadın kazanımının ortaya çıkardığının Ortadoğu’ya da ilham olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Aynı şekilde hem erkek egemen saldırılara hem de ulus devlet saldırılarında kadınların birlikte olması, bir araya gelmesi başta sol, sosyalist, muhalif kesimlerinde kadın mücadelesine saygı duyarak mücadeleye katkı sunmaları çok değerledir” dedi.
Konferans Avukat Ahmet Özmen’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen forumun ardından son buldu.
(İY/HA)