Diyarbakır'da öldürülen leoparın davası bugün Diyarbakır'daki Çınar Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği, Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Kurulu davaya müdahil oldu.
Mahkeme 20 Mayıs’ta sanıkların da katılımıyla olay yerinde keşif yapılmasına karar verdi. Ayrıca sanıklardan K.K. Adli Tıp’a sevk edilerek vücudundaki yara izlerinin leopar saldırısında gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilecek.
Davanın açılması için suç duyurusunda bulunan ve duruşmayı takip eden Yeryüzüne Özgürlük Derneği aktivisti Burak Özgüner, leoparın öldürülmesinin ardından idari yaptırımların usulüne göre uygulanmadığına dikkat çekti. Özgüner bianet’e şunları söyledi:
“Türkiye'de projeleri ve inşa çalışmaları sürmekte olan hidroelektrik, termik ve maden tetkik, sondaj çalışmaları yaban hayvanlarının yaşam alanları gitgide daraltıldığı için hayvanlar, mecburiyetten insan yerleşimlerinin içine girebiliyor. Bölgede yeni insan ve hayvan ölümlerinin yaşanmaması için kapsamlı bir doğa ve yaban hayatı koruma politikasına ihtiyaç var.
“Aslında yoğun bir şekilde hayvan saldırıları yaşanmıyor. Ancak yaban hayvanlarınca saldırıya uğrayan insanlar ve bu insanların şikayetleri doğrultusunda devlet, faturayı hayvanlara kesiyor, sürek avları düzenleniyor, hiçbir bilimselliğe dayanmayan yöntemler uygulanarak yine yaban hayatına ciddi zararlar veriliyor.
“Sanıklardan birinin kullandığı silah ile ilgili idari para cezası kesildi, idari yönden soruşturulması gereken diğer hususlar ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın genelde kestiği ve maddi tazminat şeklinde yorumlanabilecek idari para cezası maalesef kesilmedi. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ve aynı Kanunun 28. maddesinin e bendine göre kesilmesi gereken 15.226 TL'lik idari para cezası da kesilmedi.”
İki sanığın 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'na muhalefetten yargılandıkları davanın ikinci duruşması 20 Haziran’da görülecek.
"Neden köy meydanında sergilediniz?"
Duruşmada sanıklardan K.K., hayvanlarını otlatırken leoparın saldırısına uğradıklarını, diğer sanığın leoparı saldırı sırasında öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine K.K.’ye hayvanı öldürdükten sonra köye neden götürüp teşhir ettikleri soruldu. Sanıklar teşhir amaçları olmadıklarını savundu.
Antalya Barosu vekili, uzman görüşüne göre leopar çok ağır darbeler alsa da avlanma esnasında salgıladığı adrenalin nedeniyle saldırısını yarıda kesmeyeceğini söyledi. Hayvanın tek bir kurşunla hareketsiz hale getirilmesinin çelişkili olduğunu savundu:
“Hayvanın sıçrama hızı ve mesafesi nazara alındığında tek bir hamle ile sanık K.K.’nin üzerine çok kısa bir sürede atlayabilecekken, sanığın kendisine saldırmak üzere olduğunu anlaması mümkün değildir. Ayrıca diğer sanığın saldırıyı görüp sırtındaki tüfeği ateşe hazırlayıp, hedef alması ve ateş etmesi birkaç dakika sürecektir. Sanıkların anlattığı süreç, olması gereken süreçle bağdaşmamaktadır. Sanıktaki yaralanmalar ile leoparın saldırı tarzı arasında da çelişki bulunmaktadır.”
Özgüner de sanıktaki yaralarla leoparın saldırı şeklinin uyuşmadığını belirtirken, av tüfeğinin atışa hazır bir şekilde taşınmasının sanıkların avlanma saikiyle orada bulunduğuna işaret ettiğini öne sürdü. Olay yerinde keşif yapılmasını talep etti.
Mahkeme keşif talebini kabul etti. Sanıkların av tezkeresi başvurusu yapıp yapmadıkları ve daha önce kara avcılığına muhalefetle ilgili bir karar olup olmadığı tespit edilecek. Diyarbakır Valiliği ve Dicle Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne suç tarihinden önce bölgede leopar görüldüğüne dair ihbar olup olmadığı sorulacak. (ÇT)