Kafkasya cephesi, kültürel zenginlik olarak bilince çıkmalı, üstelik Anadolu'da dağınık olarak yaşayan bir Kafkasya cephesi var. Lazlar bu kültür kuşağında sadece bir renk.
Sıkça dayatılan üst kimlik kıskacını biraz açmak gerekir. Bu yazıdaki amacım; Lazların Türki bir halk olmadığı üzerine gerekçe getirmek değil. Daha çok Kafkasya bahçesindeki konumunu dile getirmek istiyorum.
Lazların Gürcülüğü
Bir Güney Kafkas halkı olan Lazlar, bana göre Kartveli üst kimliği dayatmasıyla karşı karşıyadır. Kartveli üst kimliği, Türkçe'ye Gürcü üst kimliği olarak çevrilmekte, sonuçta Lazlar Gürcüdür denilmektedir.
Bu geri bir tartışmadır. Laz halkının özgün varlığı tartışma götürmez bir gerçektir. Gürcistan'daki Kartveli kavramı ya Türkçe'ye doğru çevrilmiyor ya da ne olduğu tam olarak anlatılmıyor. Bu kavram kargaşasında netleşmek gerekmektedir.
Gürcistan'ın toprak bütünlüğü tartışılmaz,bu konuda olayı saptırmaya farklı alanlara çekmek isteyenler var. Gürcistan'daki kültürel miras, benim atalarımın da kültürel mirası.
Megrel kardeşlerimiz
Biz, "Lazlar bir halktır" derken, Megrel kardeşlerimizi Gürcistan'dan soğutmak gibi bir niyetimiz yoktur. Öncelikle çalışmalarımız Türkiye'deki Lazları kapsamaktadır.
Megrel kardeşlerimiz de demokratik mücadeleyi Gürcistan'da vermek zorundadırlar. Arada ancak kültürel iletişimle sınırlar gevşetilebilir ancak sınırlar kaldırılamaz. Bu anlamda Sarp kapısı dostluk kapısı olmalıdır.
Özellikle Chveneburi çevresinin bizlere yönelik suçlamaları Latin alfabesine karşı duyulan tepki, önyargılar yaymaları bizleri üzüyor. Laz dili bir şive değildir. Bu özellikle batıda bilinen bir gerçekliktir.
Lazca ve Latin alfabesi
Laz dili can çekişirken, Latin alfabesiyle yazmak zorunluluk olmuştur. Çok daha güzel olan gürcü yazısıyla ilerleme kaydedemezdik. Kaldı ki Latin alfabesi Lazcaya uyarlanırken, Gürcistan dünyaya kapalıydı.
Gürcü yazısının tarihsel boyutu bilincimizde değildi. Latin alfabesi bir zorunluluktu, bu nedenle pratikteki çözümdü. Şimdi Latin alfabesinin faydalarını İnternet ortamında görüyoruz. Aynı sorun Kürtlerde de vardır. Bir yandan Arap yazısı diğer yandan Latin alfabesi kullanılmaktadır.
Laz, Megrel, Svan, Gürcü
Türkiye'de yaşayan Lazlar asla gürcü üst kimliğini kabul etmezler. Bu sadece din faklılığından dolayı oluşan bir kimlik belirleme değildir. Laz yöresinde halk kendine Lazi der. Gürcüleri yakın akraba halk olarak görür.
Bu durum anladığım kadarıyla Gürcistan da biraz değişik. Kartveli kavramına güney Kafkasyalı dört halk dahil ediliyor. Laz, Megrel, Svan, Gürcü. Burada şu soruyu sormak gerekir: Kartveli üst kimliği ne anlama geliyor,halkların inkarına mı yol açıyor, halkların kardeşliğini mi simgeliyor?
Bu soruya yanıt bulabilmek için Gürcistan'ın tarihini, kültürünü birikimini bilmek lazım. Gürcistan'a iki kez gittim, bu ülkeyi tanımıyoruz. Sorunlarını bilmiyoruz. Biz Türkiye'de yaşayıp Gürcistan üzerine ahkam kesemeyiz.Bunu yapan bazı Laz aydınları, Türkiye'deki sorunları ele alacaklarına, Gürcistan'daki üst kimlik sorununa ateş püskürüyorlar.
Milliyetçilikten arınmak
Sorun, Güney Kafkas halklarının kardeşliğini öne çıkarmakla çözülür. Bizler gelecek her türlü dayatmaya karşı çıkmalıyız. Ama unutmamız gereken bir şey vardır: Gürcistan, Türkiye gibi değildir.
Gürcüler kardeşimiz, bu anlamda Gürcistan kültürel bir anavatan olarak sayılmalıdır. Onlardan gelecek eleştiriye de verilecek yanıt kardeşçe olmalıdır. Aksi takdirde etnik boğuşmalara yol açılır, ki bu herkes için çok tehlikeli bir oyun olur. Hem Lazlar, hem de Gürcüler bu hassas konuda duyarlı olmak zorundadırlar.
Türkiye'de yaşadığımız ırkçılık, şovenizm konuşulacağına, Gürcistan'daki uluslaşma süreci yanlış ve eksik şekilde konuşuluyor. Öncelikle nereden zarar gördüğümüz gözden kaçırılıyor.
Herkes önce Türk milliyetçiliğinden arınıp masaya oturmalıdır. Gürcü kardeşlerimizle yüksek sesle de olsa birbirimizle konuşmayı öğrenebiliriz. Ya onlar bizi ikna eder ya biz onları.
Herkesin kendisi olabilmesi dileğiyle. (SK/NM)