Lady Di (Prenses Diana) öldüğünde çok üzülmüştüm. Bir reklam filminin parçası gibi görünse de Afrika'da AİDS hastası kadınları, çocukları ziyaret etmesi, kırılgan zerafeti, buruk, yarım gülümsemesi insanda bir zaaf uyandırıyordu. Sanki iyi biriydi... Ne uzun ne kısa saçlarının alnına düşmesinin bir manası var gibiydi...
Sonra yıllarca çile çektiği kocasından boşandı... Hepimiz hatırlayacağız, sürdüğü zindan gibi hayata rağmen boşanmayı ve Buckhingam'dan çıkmayı başarmak çok zordu. Bunu da başardı, 36 yaşında mutluluğa doğru bir adım atacaktı ki, ölüp gitti...
"Daha yetiştireceği iki küçük oğlu vardı" gibi bir yığın klişe keder kaynağı üretildi o günlerde. Tabii onlar da vardı ama, daha yaşamayı istediği uzun bir hayatı vardı. "Kendi olma"ya niyetlenmişti, ani, şüpheli, karanlık, neredeyse kabul edilemez bir biçimde öldü.
Paris’te sevgilisi Dodi El Fayed'le birlikte trafik kazasında öldü. Otomobilin şoförü Henri Paul de 1997’deki o kazada öldü. Tabii dünyanın en zengin işadamı ve bir prensesle aynı arabada ölmek dünyanın en şanslı ölümü değil. Adı bile çoğu kez anılmıyor.
Bugün, yüksek mahkeme tarafından kazayla ilgili yürütülecek soruşturma başlıyor. 10 yıl sonra, yeniden...
Soruşturmalar başlayıp bitmişti hep
31 Ağustos 1997'deki kaza 2003'e kadar soruşturuldu. Soruşturmadan sorumlu ilk görevli John Burton 2002'de emekli oldu. Kraliçeyle ilişkisi olan sorumlu Michael Burgess'ın işine 2004 'ün başında son verildi.
Kirkwhelpington lordu Stevens bu araştırmanın kod adı "Operation Paget" olan raporunu yayımlamayı düşündü. Bir türlü olmadı. Yıllar geçti.
Mohamed Al Fayed oğlu ve Di'nin Edinburgh dükünün kurduğu tuzak sonucu öldüğünü iddia ediyor, 10 yıldır.
Soruşturmada paparazzilerden Fransız acil servisine kadar o geceyle ilgili herkes sorgulanacak.
Kraliçe II. Elizabeth'in hizmetlisi Paul Burrell'e, "Bu ülkede faaliyet gösteren güçler hakkında biz bile tam bilgi sahibi değiliz" dediğini hatırlatan El Fayed'in avukatları, bu sözlerin, gizli servisler tarafından işlenen bir cinayete kurban gittiklerini öne sürdükleri Diana ile Dodi'nin durumlarının aydınlatılması için önemli bir delil oluşturduğunu söyledi.
Kaç yıl sürer?
Di'nin eski kayınvalidesi Kraliçe II. Elizabeth dokuz yıl daha tahtta kalırsa tahtta en uzun kalma rekorunu kıracakmış. Ne kadar manidar, değil mi?
Belki dokuz yıl sonra dava yine sonuçlanmamış olur ve henüz Elizabeth tahttayken yeniden başlar... Belki Dodi El Fayed'in bu işin peşini bırakmayan babası da ölmüş olur...
81 yaşında şimdi II. Elizabeth, ve 90 yaşında hala tahtta olacağı fikri hiçbirimize o kadar gerçek dışı görünmüyor.
Soruşturmada Elizabeth de dinlenecek
The Independent'ın haberine göre, soruşturmayı yürütecek olan jüri Kraliyet ailesi, Fayed ailesi ve gizli servislerle ilişkisi olmadığına emin olunan 11 kişiden oluşacak.
Soruşturmada Fayed’in avukatları, Kraliçe II. Elizabeth, Prens Philip ve Prens Charles’ın tanık olarak dinlenmesini istiyor. Kraliçe o günlerde yine dünya meseleleriyle meşgul olabilir... Daha Mayıs'ta ABD'de Bush'u ziyarete gitti... Blair'in IRak işgali konusunda ABD'nin bir hareket organı olmaktan çıkmamasına tepki olarak belki... "Kraliyet" imgesini sağlam tutmak için...
Elizabeth ve Diana...
Blaire'e kızması da Irak işgalini adaletsiz bulduğundan değil de, nede önce onun keşfedememiş olmasından olsa gerek.
Elizabeth, 21 Nisan 1926'da doğdu. Birleşik Krallık kraliçesi ve İngiliz Uluslar Topluluğu başkanı. 6 Şubat 1952'de babası Kral VI. George'un yerine tahta geçti, 2 Haziran 1953'te taç giydi. Kral VI. George'un ilk çocuğu.
II. Dünya Savaşı sonlarında Anavatan Ordusu Yardımcı Hizmetleri'nde motorlu araç kullanımı ve bakımı konusunda eğitim gördü.20 Kasım 1947'de eski Yunanistan ve Danimarka prensi, Kraliyet Deniz Kuvvetleri teğmenlerinden Philip Mountbatten ile evlendi.
Diana Frances Spencer İngiliz aristokrasisi içinde doğdu. Edward John Spencer'in en genç kızıydı. Diana, kökeni Stuart'lardan gelen aristokrat bir aileden geliyordu. Anne tarafında İrlandalı, İskoçyalı, İngiliz ve Amerikan atalarına sahipti. Büyük ninesi New York'lu zengin bir mirasyedi olan Frances Work'tu.
Prens Charles'a evlenmesi için baskı yapılıyordu. Geleneklere göre Protestan olması ve İngiltere Kilisesi'nin üyesi olması gereken gelinin soylu bir ailenin mensubu olması da tercih sebebiydi.Tüm bu özellikleri taşıyan Diana'nın Prens Charles'le evliliğine Spencer'ler ve Kraliyet Ailesi sıcak bakıyordu. (NZ)