Küba'nın ulusal çocuk tiyatrosu "La Colmenita" (Küçük Arı Kovanı anlamına geliyor) özel bir turne için Türkiye'de. İstanbul'da iki, Eskişehir'de bir temsil verdiler. Bu akşam Ankara'dalar. Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni oyunlaştıran ve sahneleyen grup, 23 Ağustos'ta, İstanbul'da Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde "Kübalı 5 Kahraman" adlı oyunu sahneleyecek.
bianet, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) iyi niyet elçisi olan bu özel grubun üç oyuncusuyla, 14 yaşındaki Ana Laura Escalona Diaz, 15 yaşındaki Ana Laura Vilaragut ve Rocio Calle Carmenate'yle konuştu.
La Colmenita'da çalışmak nasıl bir duygu?
Ana Laura Escalona Diaz: Colmenita'da olmak benim için çok özel bir şey. Tıpkı ailemden ve arkadaşlarımdan oluşan bir arı kovanında yaşamak gibi. Ben üç yıldır Colmenita'nın içindeyim ve onunla beraber büyüdüm. Hayatımın bir parçası gibi artık.
Çocuklar Colmenita'da yetişiyorlar, burada belli bir süre vakit geçiriyorlar. Daha sonra başka şeyler okumak için, Colmenita'dan ayrılıyor ve hayatlarına başka yerlerde devam ediyorlar. Ama büyüseniz de, Colmenita kalbinizde kalıyor.
Rocio Calle Carmenate: Colmenita'da hemen her gün birlikte çalışıyoruz; prova yapmadığımız günlerde birbirimizi çok özlüyoruz. Bu nedenle çalışmalar dışında da görüşmeye devam ediyoruz. Şu an turnedeyiz, sürekli birlikteyiz. Ama geri döndüğümüzde sanki ailemden beni koparacaklarmış gibi üzüleceğim. Ama biliyorum ki bir süre sonra Colmenita'ya geri döneceğim.
Ben iki yaşımdan beri Colmenita'dayım. Dolayısıyla benim hayatımın o kadar büyük bir parçası ki, okuldan arda kalan zamanımın hepsini Colmenita da geçiriyorum.
Ana Laura Vilaragut: Colmenita tıpkı bir aile gibi. Her gün birbirimizi görüyoruz, birlikte oyunlar oynuyoruz, daha iyi bir insan olmayı, birlikte daha iyi geçinmeyi, hep birlikte üretmeyi öğreniyoruz.
Colmenita'dan ayrılan tüm çocuklar tiyatrocu olmayı düşünüyor mu?
A.D. Hepimiz için durumlar farklı. Ben tiyatro alanında okumak istiyorum, sanat alanında. Ana Laura [Vilaragut] mühendislik istiyor. Rocio zaten konservatuarda okuyor ve müzikle devam etmek istiyor. Bundan sonraki hayatımızda sanatla ilgili bir şey yapmasak bile Colmenita'da bulunduğumuz için, içimizde "ben bir zamanlar Colmenita üyesiydim" gibi güzel bir duygu olacak.
R.C. İlerde sanattan bağımsız, başka bir iş yaptığımızda bile, "tiyatrodan anlıyorum" diyebilmek çok güzel. Sanattan daha fazla anlıyorsunuz, insanlarla sanat hakkında konuşabiliyorsunuz. Colmenita bu anlamda çok güzel ve özel bir deneyim.
Sahnedeyken neler hissediyorsunuz?
A.D. Özellikle sahneye ilk çıktığımızda çok heyecanlanıyoruz. Ama daha sonra kendi aramızda şakalar yapmaya başlıyoruz, birbirimizle eğleniyoruz ve heyecanı üzerimizden atıyoruz. Oyunun sonunda alkışları aldığımızda insanların da mutlu olduğunu, bizim gibi onların da eğlendiğini düşünüyoruz.
R.C. Bizim en fazla öne çıkartmaya çalıştığımız şey "mutluluk" aslında. Çünkü biz bunları mutlu olarak yapıyoruz ve insanların da mutluluk duymasını istiyoruz. Bizi izleyenlerin insanların mutluluklarını gördüğümüzde biz daha fazla mutlu oluyoruz.
A.V. Örneğin Türkiye gibi yeni bir ülkeye geldiğimizde, bizi daha önce hiç görmemiş insanların bizi ve Küba'yı daha iyi tanımalarınız istiyoruz. Bunun için oyunlarımızda ufak tefek değişiklikler yapıyoruz. (EK-SA/TK)