15'er kişilik iki ayrı İtalyan kazı grubunun dönüşümlü olarak sürdürdükleri kazılar, Ekim ayı başında sona erecek.
32 yıldır kazılan Kyme'de, kazı çalışmalarını 23 yıldır sürdüren, İtalya'nın Catania Üniversitesi profesörlerinden Sebastiana Lagona, kazı heyetinde iki İtalyan'ın iki de Türk'ün yer aldığını söyledi.
Kanalizasyon denize değil, foseptike
Kyme Antik kentinden çıkarılan eserleri Aliağa'daki Müze binasında restore ettiklerini anlatan Lagona, 35 yıldır Türkiye'de kazı yaptığını ve Kyme'deki kazılardan çok etkilendiğini belirtti.
Kyme'de artarda pek çok medeniyet yaşadığını, kültürlerin birbirlerin etkilediğini söyleyen Lagona, "Kanalizasyonu, kıyısında oldukları denize vermek yerine fosseptik kuyularında biriktirip arıtarak bertaraf etmişler. Binlerce yıl önce kurulan bir kentin böylesine uygar bir kent yaşamını sağlaması çok şaşırtıcı" diye konuştu.
Kyme'nin, Akdeniz'in en büyük liman şehri olduğunu söyleyen Lagona, kentin geri kalan bölümlerinin de gün yüzüne çıkması için kazıların en az 15 yıl daha sürmesi gerektiğini belirtti.
Müze için İtalya'dan maddi destek
Kyme antik kentinden çıkarılan eserleri Aliağa'daki müze binasında restore ettiklerini, ancak müze henüz tamamlanmadığı için, ortaya çıkan eserleri İzmir, Bergama ve İstanbul'daki Arkeoloji müzelerine gönderdiklerini anlatan Lagona, "Aliağa Müzesi tamamlandığında bu eserler varoldukları topraklarda yaşamaya devam edecek" dedi.
Müzenin "ödenek yetersizliği nedeniyle" bugüne kadar tamamlanamadığını vurgulayan Lagona, bu sorunun da bir İtalyan işadamının maddi desteğiyle çözüleceğini söyledi.
Lagona, "Belediye geçmişte sadece arsa tahsisi yapmıştı. Maddi desteği ise Catania Üniversitesi sağlıyordu. Türkiye ile iş yapan bir İtalyan işadamı, müzenin tamamlanması ve kazı çalışmaları için sponsorluk önerdi. İtalya İzmir Konsolosluğu bu konuda çalışmalarını sürdürüyor" dedi.
"İlk para Lidya'da değil Kyme'de mi?"
"Geçmişi MÖ 1100'lü yıllara dayanan bu büyük Eoli şehri, her geçen gün bizi daha çok şaşırtıyor ve Akdeniz için önemini daha çok ortaya koyuyor" diyen Lagona, sözlerini şöyle sürdürdü:
* İzmir-Çanakkale karayolunun 55. kilometresinde, Aliağa ilçesine 8 kilometre uzaklıkta bulunan Kyme kenti, çağının en önemli yerleşim birimlerinden birisiydi.
* Kyme, tarihte Akdeniz'in en büyük liman kenti olarak biliniyor. Buradan yapılan ticaret Akdeniz'in kalbini oluşturuyordu. Üstelik demokrasinin korunması ve özgürlük konusunda da önemli bir medeniyet başkentiydi.
* Ticarette çok önemli bir yere sahip olan Kyme şarapçılık, zeytin, üzüm, buğday ve seramik alanlarında çok gelişmiş bir bölgeydi.
* Kyme'nin Akdeniz'deki rolünü destekleyici en önemli bulgular son 5 yılda elde edildi. İlk yıllarda liman alanı, tiyatro, kuzey tepesindeki tapınak, şehir merkezi, güney tepesindeki oturma alanı ortaya çıkarılmıştı.
* Son yıllarda da Roma hamamı, Pseudo kolonlu yol ve liman alanındaki sütunlu girişi ortaya çıkardık.
* Tarihte ilk parayı, yedinci yüzyılın sonunda Lidyalıların kullandığı biliniyor;ancak Kyme kazılarında, altıncı yüzyılda sikke kullanıldığını tespit ettik. Bu, Lidya'dan bir yüzyıl önce.
* Ilıca Hamamı için, kente çok yakın olan Ilıcaburun mevkiinden kurşun borularla sıcak su getirilmiş. Ayrıca dönemin yer hareketlerine karşı büyük taş ve sütunları tutturmak için kenetlenmiş taşlar arasına kurşun plakalar ile kaynaştırma yapılmış. Bu bulgu çok ilginç.
Başkan Kaya'dan kültürel mirasa destek
Kyme antik kentinde incelemelerde bulunan Aliağa Belediye Başkanı Tansu Kaya, kazı çalışmalarının Aliağa'nın dünyaya tanıtılması için önemini vurguladı.
"Belediye olarak tarihi ve kültürel birikimin gün ışığına çıkartılmasını istiyoruz" diyen Kaya, Kyme'nin Nemrut Limanı'nda bulunmasının önemine dikkat çekti.
Kaya, "Nemrut'u bin yıl sonra yeniden denizciliğin merkezi yapmak istiyoruz. Nemrut bölgesi, Kyme ile buna uygun olduğunu kanıtlıyor" diye konuştu. (AOK/BB)