*Öğrencilerin isimlerini sorun yaşamamaları adına yazmadık.
6 Şubat’ta Maraş’ta meydana gelen ve en az 10 kenti etkileyen iki büyük depremin ardından Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) verdiği uzaktan eğitim kararı, barınma krizinin yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Ayrıca, öğrencilerin KYK yurtlarından tahliye edilmesi ve yurtlara depremzedelerin yerleştirilmesi yönünde de bir karar çıktı.
Çok sayıda öğrenciyi mağdur eden karar, öğrencilerin ve depremzedelerin barınma sorununun yanı sıra KYK yurtlarının koşullarıyla alakalı tartışmaları beraberinde getirdi.
Bir senedir öğrencilerin barınma sorunlarını yakından takip eden Barınamıyoruz Hareketi ve mağdur öğrenciler, yaşananları ve taleplerini bianet’e anlattı.
Farklı illerde manzara aynı
Çeşitli illerdeki KYK yurtlarında durum benzerdi. Barınamıyoruz Hareketi’nin açıklamalarına göre 11 Şubat günü akşam yedide Cevizlibağ Atatürk KYK Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler yurttan saat 21:30’a kadar çıkmaları gerektiği yönünde bir mesaj aldı.
Odasını boşaltmak için orada olmayan öğrencilerin odalarına girildi, eşyaları çöp poşetlerinde toplanarak koridorlara bırakıldı. İstanbul Büyükçekmece ve Kırıkkale Hatice Hanım KYK Yurtlarında kalan öğrencilerin de eşyaları aynı şekilde toplandı.
"Eşyalar karıştırıldı"
Barınamıyoruz Hareketi temsilcisi Gizem Özdemir, bianet’e süreci şöyle anlattı.
“Erdoğan'ın açıklamasından sonra öğrencilere mail, mesaj yoluyla haber dahi verilmeden yurtlar boşaltılmaya başlandı. Öğrencilerin dolaplarının kilitleri kırılarak, eşyaları karışık bir şekilde çöp poşetlerine doldurularak bazı yurtlar boşaltıldı. Önce eşyalarınızı hemen gelin alın denildi, tepkiler sonrası bazı yurtlarda 15'ine bazı yurtlarda 17'sine kadar süre verildi.”
“Yol parası olmadığı için, depremzede olduğu için yurduna gidip eşyalarını alamayan öğrencilerle karşılaştık. Eşyalarını alamayacak öğrencilerin eşyalarının muhafaza edileceği söylendi fakat bu açıklama nasıl muhafaza edildiğini sormayın diye yapıldı.
"Biz nasıl muhafaza ettiklerini çeşitli yurtlarda gördük, paylaştık. Karışık bir şekilde çöp poşetlerinde olan eşyaların bazıları karıştırılmıştı bile. Eşyaları çalınan, eşyalarını bulamayan öğrencilerle karşılaştık… “
“Depremzede öğrenciler dilekçe yazabilir”
Depremden etkilenen öğrenciler için alınan inisiyatifler yok değil, fakat Barınamıyoruz Hareketi’nin aktarımına göre yeterli değil. KYK yurtlarından çıkarılan bir öğrenci yaşadıklarını bianet’e şöyle anlattı:
“11 Şubat Cumartesi duyuru yaptılar, Pazartesi gününe kadar yurttan çıkmamız gerektiğini söylediler. Yurdun boşaltılması için 2 gün bile olmayan bir süre verildi, apar topar herkesi çağırdılar.
"Pazartesi günü alınmayan eşyaların toplanacağını söylediler. Depremzede öğrencilerin dilekçe yazarak yurttaki diğer arkadaşlarından eşya toplamalarını talep edebileceğini söylediler. Arayıp salı günü gelebileceğimi söyledim. Sonra bir şekilde ayarlayıp Pazar günü gittim, salıya kadar ne oldu bilmiyorum.”
Şubat ayı ödemesi istendi
Gelen tepkilerin ardından KYK yurtları, 11 Şubat olan yurttan çıkış tarihini erteledi. Cevizlibağ 15 Şubat’a kadar süre tanırken Eskişehir Gündüzalp 14 Şubat’a, Ankara Hüseyin Gazi KYK ise ertesi güne kadar süre verdi.
Erzurum İbrahim Hakkı KYK Yurdunda ise durum farklıydı, herhangi bir bilgilendirme yazısı ulaştırılmayan öğrencilerden 13 Şubat pazartesiye kadar yurdu boşaltmaları istendi.
Tanınan sürenin ardından Siirt Esmehan KYK Yurdu’nda öğrencilerin eşyaları çöpe atıldı, Malatya Beydağı ve Büyükçekmece yurtlarındaysa toplanan eşyalar izinsiz olarak açıldı. Yine Barınamıyoruz Hareketi’nin açıklamalarına göre çıkarıldıkları için Şubat ayında yurtta kalmayan öğrencilerden Şubat ayı ödemesi istendi.
“Kalan tek eşyaları yurt odasındakilerdi”
Öğrencilerin barınma hakkı konusunda merak edilen bir diğer şey de çıkarılan öğrencilerin şu an nerede ve hangi şartlar altında yaşadıkları. KYK yurtlarından çıkarılan öğrenciler arasında deprem bölgelerinden üniversite öğrencileri de bulunuyor. Barınamıyoruz Hareketi’ne göre yurtlardan çıkışlar 17 Şubat’ta tamamlandı.
Barınamıyoruz Hareketi'nden öğrenci bundan sonraki süreci şöyle anlattı:
“Yurtlardan çıkarılan öğrenciler mümkünse aile evlerine dönüyorlar, değilse kaldıkları şehirde ev veya oda arayışına giriyorlar. Elimizden geldiğince biz de mağdur öğrencilere ev, oda ayarlamaya çalışıyoruz.
"Depremzede öğrenciler için durum daha vahim. Kalan tek eşyaları yurt odasındaki eşyaları olan öğrenciler onların da çöp poşetlerine doldurulduğunu gördü. Depremzede öğrencilerin yurttan çıkarılmayacağı söylense de onların da diğer öğrencilerle aynı mağduriyeti yaşadığına şahit olduk.”
“Bütçe depremzedeler için harcanmalı"
Barınamayanlar Hareketi'nden Gizem Özdemir, bir senedir öğrencilerin barınma sorunlarıyla ilgileniyor. Bu sebeple yurtlar konusunu da çok yakından takip ediyorlar. Farklı konut stokları yerine öğrenci yurtlarının tercih edilmesini şöyle yorumladılar:
“Yurtlar bırakın depremzedeler için nitelikli barınma alanları olmayı normal şartlarda da nitelikli barınma alanları değil. Son bir senedir bu mevzuyla ilgileniyoruz. Böcekler, yemekten çıkan kıllar, 6 kişilik 8 kişilik odalar... Kimse bu yurtlarda bu koşullarda kalmak zorunda olmamalı.
“Depremzedelerin bu yurtlara yerleştirilmesi, öğrencilerin yerlerinden edilmesinin yanı sıra başka bir büyük problem. Depremi yeni atlatmış, travmaları olan depremzedeleri depremzedelerle dolu bir KYK yurduna yerleştirmek onların travmasını tetikleyecek bir durum. Bu insanlar sosyalleşmeli, çalışmalı, okumalı, kampüse gitmeli.”
“Depremzedeler nitelikli barınma alanlarına yerleştirilmeli, oteller, boş evler acilen depremzedelere tahsis edilmeli. Sadece Antalya'da otellerin 650 bin kapasitesi var, 1999'dan beri milyonlarca deprem vergisi toplanıldı. Bütçe depremzedelerin barınması için harcanılmalı.”
“Online eğitim eğitim hakkının elinden alınması demek”
11 Şubat’ta KYK yurtlarının boşaltılması kararından hemen önce yükseköğretim kurumlarında Bahar döneminin uzaktan eğitimle tamamlanacağı YÖK tarafından duyurulmuştu.
Özdemir kararı deprem bölgesindeki öğrenciler düşünülerek atılmış bir adım olarak görmediklerini ve karara karşı çıktıklarını şöyle belirtti:
“Depremzede öğrencilerin online eğitime erişimi maalesef mümkün değil deprem bölgelerinde. Bu insanlar şu anda barınacak çadır, konteyner bulamıyorlar ve iktidar onlardan bilgisayarlarından eğitim alacaklarını söylüyor. Böyle bir şey mümkün değil, alınan online eğitim kararı depremzedelerin eğitim hakkının elinden alınması demektir. Bunun önüne geçmenin yolu yüz yüze eğitim talebini yükseltmek.”
“Yüz yüze, hibrit, online açıklayan üniversiteler var. YÖK Başkanı biraz önce online eğitimin 20 Şubat’ta başlayacağını duyurdu. Yüz yüze eğitim talebimizin kabul edildiği durumda KYK yurtlarının nitelikli barınma alanları olması için mücadeleye devam edeceğiz. Barınamıyoruz Hareketi olarak son bir senedir bu mevzuyla ilgileniyoruz zaten.”
“Bizim bir diğer talebimiz de kardeş okul projesi. Deprem bölgesindeki okullarla deprem bölgesi dışındaki okulların arasında kardeş okul anlaşmasıyla depremzede arkadaşlarımızın bizimle okuması, kampüslerimizde beraber vakit geçirip, yaralarımızı beraber saracağımız bir ortamı talep ediyoruz.”
“Online eğitim kararı dayanışmamıza ket vurur”
Son olarak, Özdemir deprem için oluşturdukları dayanışmadan söz etti:
“Barınamıyoruz Hareketi deprem gönüllüleri olarak hem deprem bölgelerinde hem deprem bölgeleri dışında dayanışma içindeyiz. Deprem bölgelerine dayanışmaya giden çoğu insan 18-25 yaş aralığında.
"Yurtlardan çıkarılma ve online eğitim kararı bizim dayanışmamıza da ket vuracak bir karar. Bu yüzden de taleplerimizi yükseltmeye, dayanışmaya ve mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz.”
(NK/EMK)