‘Suriye Milli Ordusu’na (SMO; eski adıyla ‘Özgür Suriye Ordusu/ÖSO’) bağlı gruplar arasında bir süredir devam eden gerginlik, 16 Ekim akşamı şiddetli çatışmalara dönüştü.
Suriyeli Türkmen gruplar Hamza Tümeni ve Süleyman Şah Tümeni’nden oluşan Müşterek Kuvvetler’in, Türkiye sınırındaki Azez’e bağlı Havar Kilis köyünde Kuzey Şahinleri Tugayı’na (Sukur’uş Şimal) ait bir karargâha saldırmasıyla başlayan çatışmalar, Halep kırsalında geniş bir alana yayıldı.
Afrin ve Azez’in kırsal bölgelerinde yaşanan çatışmalar, Kuzey Şahinleri’nin bir süre önce birleşme kararı aldığı Şam Cephesi (Cebhet’uş Şamiye) ile Müşterek Kuvvetler’in müttefiki Sultan Murat Tümeni’nin de katılımıyla daha da şiddetlendi.
Londra merkezli, muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (The Syrian Observatory For Human Rights, SOHR), Afrin kırsalındaki Bülbül beldesine bağlı Ali Karo köyü, Mabatlı beldesine bağlı Kimrok köyü, Şeran beldesine bağlı Kefer Cenne ve Katme köyleri ile Azez’e bağlı Havar Kilis köyünde şiddetli çatışmalar yaşandığını bildirdi. Habere göre, ağır makineli silahlar ve havan toplarının kullanıldığı çatışmalar halk arasında korku ve paniğe yol açtı, bazı evler isabet aldı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Müşterek Kuvvetler’in, MİT’in talimatıyla Kuzey Şahinleri Tugayı’na karşı harekete geçtiğini ve karargâhlarına saldırdığını belirtiyor.
SMO bünyesindeki gruplar arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle Kefer Cenne ve El-Gazaviye üs bölgelerindeki TSK birlikleri de alarma geçti.
Çatışmaların arka planı
Çatışmaların fitili, Türkiye destekli Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı Savunma Bakanlığı’nın 17 Eylül’de Kuzey Şahinleri Tugayı’nı feshetme kararıyla ateşlendi.
Her ne kadar fesih kararının, yaklaşık iki yıldır devam eden “SMO’yu yeniden yapılandırma” planının bir parçası olduğu belirtilse de asıl sebep, söz konusu örgütün Ankara’nın planlarıyla uyumlu hareket etmemesiydi.
Kuzey Şahinleri Tugayı, bir yandan Ankara ve Şam arasındaki ‘normalleşme’ sürecini reddederken, bir yandan da El-Bab yakınlarındaki Ebu Zandin geçiş noktasının açılmasına karşı çıkıyordu. Fesih kararına karşı harekete geçen Kuzey Şahinleri, 17 Eylül’de Şam Cephesi’ne katıldı.
Şam Cephesi, Halep’in kuzey kırsalında etkili silahlı gruplardan biri olup, özellikle Azez bölgesinde yoğun bir nüfuza sahip. Bu birleşme, bölgedeki güç dengelerini önemli ölçüde etkiledi ve çatışmaların şiddetlenmesine neden oldu.
“SMO’yu yeniden yapılandırma” süreci, küçük grupların feshedilmesini ve daha büyük askeri yapılar altında birleştirilmesini öngörüyor. Ancak bu süreç, özellikle yerel çıkar ağları ve başta kaçakçılık olmak üzere çeşitli kaynaklar üzerinde güç mücadelesi veren grupların direnişiyle karşılaşıyor.
Ankara’nın Şam ile ‘normalleşme’ gündemiyle de kesişen bu süreçte, isyan bayrağını açan grupların başında Şam Cephesi geliyor.
Haziran ayında Ebu Zandin geçişinin açılmasına karşı çıkan Şam Cephesi, 5 Eylül’de de Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa’ya tepki olarak işbirliğini sonlandırdığını açıklamıştı. Mustafa, Şam Cephesi’ni Kilis’in karşısındaki Bab es-Selame Sınır Kapısı’ndan elde edilen gelirleri çalmakla ve Azez halkını kaosa sürükleyerek kenti ‘huzursuzluğun merkezi’ne dönüştürmekle suçlamıştı.
Cihatçıları korurken Suriye'yle 'normalleşme' mümkün mü?
Açıklamalar ve geçici ateşkes
Çatışmaların kesin bilançosu henüz bilinmiyor. Taraflar, çatışmaların ardından geçici bir insani ateşkes ilan etti.
Ancak Müşterek Kuvvetler ve Şam Cephesi'nden gelen açıklamalar, tarafların önceliklerini ve mevcut pozisyonlarını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Müşterek Kuvvetler, Suriye Geçici Hükümeti ve Savunma Bakanlığı’nın kararlarına bağlı olduğunu vurgularken, Şam Cephesi’ni “bölgedeki istikrarı ve güvenliği tehdit eden” girişimlerde bulunmakla suçluyor.
Açıklamada asıl olarak Ankara’nın çizgisiyle uyumlu iki temel mesaj dikkat çekiyor:
- “Şam Cephesi, iç karışıklıkları körükleyip bölgedeki durumu daha da kaotik hale getirmektedir.”
- “PKK/PYD terör örgütü ve diğer terör yapılanmalarına karşı hazırlıklarımız devam etmekte olup, buna karşı alınan önlemlerimiz esastır.”
Şam Cephesi ise Kuzey Şahinleri Tugayı'yla ilgili sorunları çözmek için çaba gösterdiklerini, ancak Müşterek Kuvvetler’in “kendi çıkarları doğrultusunda bölgedeki huzuru ve istikrarı tehdit ettiğini” ve son “provokatif faaliyetleriyle” durumu daha da karmaşık hale getirdiğini savunuyor.
Saldırıların amacını “Halep savaşını geciktirmek ve devrime olan bağlılığı sarsmak” olarak değerlendiren Şam Cephesi, şu ifadeleri kullanıyor: “Bu grupların eylemleri, işgalci Rusya’nın çıkarlarına hizmet etmektedir. Yaşanan anlaşmazlıklar, zalim rejime karşı mücadeleyi gölgede bırakmaktadır (…) Şam Cephesi, devrimin yolundan sapmadan bu ihanetlere karşı gereken adımları atacaktır.”
Kuzey Şahinleri feshini açıkladı ama...
Akşam saatlerinde ‘sürpriz’ bir gelişme yaşandı ve Kuzey Şahinleri Tugayı’ndan ‘fesih’ açıklaması geldi. Örgüt, kontrol ettiği karargâh ve bölgelerin, “kan dökülmesini önlemek amacıyla” Savunma Bakanlığı’na devredildiğini duyurdu. Suriyeli muhaliflere yakın Halep Bugün TV’ye konuşan bir askeri polis kaynağı, Afrin ve Azez kırsalında tampon hat kurduklarını ve tüm grupların karargâhlarına çekileceğini doğruladı.
Ancak Ankara’nın çizgisiyle uyumsuz bir hat izlediğini açıkça ortaya koyan Şam Cephesi’nden henüz bir açıklama gelmedi. İlerleyen günlerde bu ve benzeri gruplara yönelik tasfiye girişimlerinin yaşanması, çatışmaların şiddetlenmesi ve TSK’nin de bu çatışmaların içine çekilmesi muhtemel görünüyor.
(VC)