"Hükümetin Kürt sorununa 'çözüm paketi'nin ne olduğunu bilmiyoruz. Şimdiye kadar gördüğümüz tek şey askeri operasyonlar ve şiddet. Bu sorun şiddetle çözülemez, PKK'yi ancak Kürtler tasfiye edebilir; bunun için de ancak siyasi bir çözümün mümkün olduğunun herkesçe kabul edilmesi gerekli."
Erbil merkezli İşadamları Derneği başkanı Ahmet Acar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey Irak'a yönelik operasyonlarıyla Türkiye'nin bölgedeki ekonomik etkinliğinin azaldığını söyledi.
Bununla birlikte, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde insanların operasyonlardan etkilenmediğini belirten Acar, Türkiye'den boşalan yerin bölge ülkelerinin yanı sıra Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerden de gelen iş insanlarınca doldurulduğunu belirtti.
"Bölgede ortalama yıllık kişi başına düşen gelir 10 bin dolar civarında. Eğitim, sağlık hizmetleri oldukça gelişkin. Şiddet politikasından esas olarak Türkiye zarar görüyor."
Ekonomik faaliyet azalıyor
Acar, Kuzey Irak'ta Türkiyeli şirketlerin ağırlıkla inşaat sektöründe olmak üzere tekstilden ekmek fabrikasına kadar birçok alanda faaliyet gösterdiğini belirtti. "2006 verilerine göre bölgede Türkiye'nin her yanından 15 bine yakın işçi ve bin 200'e yakın firma vardı."
Acar, Kürdistan Bölge Yönetimi'nin Türkiye merkezli şirketlere herhangi bir baskı uygulamadığını fakat Türkiye'de bu şirketlerin "vatan hainliği"yle suçlanmasının firmaların geri çekilmesine neden olduğunu söyledi.
Erbil Ticaret Odası'nın verilerine göre 1-15 Ekim arasında 23 firma bölgedeki faaliyetlerini durdurdu. Türkiye Müteahhitler Birliği verilerine göre işgalin başladığı 2003'ten bu yana Türkiyeli firmalar Irak'ta yaklaşık 5 milyar dolarlık iş aldı. Türkİye İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Başkan Vekili ve Ankara İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Tahir Tellioğlu ‘Müteahhitler derhal Irak’ı terk etmeli. Bugünden sonra Irak’ta taş üstüne taş koyan, ülkesine ihanet eder’ dedi.
Siyasal çözüm nasıl olacak?
Kuzey Irak'ta, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) artık çözüm yolunda adım atmasının mümkün olmadığı inancının yaygınlaştığını söyleyen Acar şöyle devam etti:
"DTP'li milletvekillerine bu imkan verilmedi. Hem Türkiye'de hem de Kürt hareketinin içinde şiddet politikasından yararlanan kesimler var ve DTP kendini bu kesimlerden ayrıştıramadı."
Şiddet politikalarının dışında kalarak politika üreten Kürtler de olduğunu vurgulayan Acar, kurucular kurulunda yer aldığı Katılımcı Toplum Partisi (KADEP) ve Haklar ve Özgürlükler Partisi'nin (HAK-PAR) önümüzdeki günlerde bir birlik kuracağını açıkladı.
"Bizim talebimiz Kürt sorununa federatif, liberal, demokratik bir çözüm. Şiddeti nereden gelirse gelsin reddediyoruz."
"Barzani'yle ilişki kurulmalı"
Acar, hükümetin ve medyanın Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başkanı Mesut Barzani'yi "tehdit" olarak görmekten vazgeçerek Barzani'yle ilişkiye geçmesinin önemli olduğunu söyledi.
"Türkiye'de milyonlarca Kürt yaşıyor ve bu insanların o bölgede akrabaları var, ilişkileri var. Adalet ve Kalkınma Partisi Kuzey Irak'a yönelik düşmanca politikaların bu insanlar üzerinde nasıl bir etkiye yol açtığını görmeli." (EÜ/TK)