* Fotoğraf: Sputnik
Rusya-Ukrayna krizinin arka planında, Almanya hükümeti 7,4 milyar Euro'luk Kuzey Akım 2 (Nord Stream 2) doğalgaz boru hattı için onay sürecini durdurdu.
Şansölye Olaf Scholz tarafından 22 Şubat’ta düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurulan karar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'nın ayrılıkçı bölgeleri olan Donetsk ve Luhansk'ı bağımsız ülkeler olarak ilan etmesi ve bölgeye asker göndermesi emrini vermesinin ardından artan gerilim ve uluslararası baskının ortasında Almanya federal hükümeti tarafından alındı.
Enerji modelleme kuruluşu Artelys tarafından 2020’de yapılan bir araştırmaya göre, boru hattı projesi açılışından bu yana tartışmalı, çünkü gelecekteki Avrupa enerji arz güvenliği için gerekli değil. Çalışma, Rusya'dan gelen uzun süreli arz kesintisi karşısında bile, Avrupa'nın gaz arzını korumak için herhangi bir yeni gaz altyapısına ihtiyaç duymadığını ortaya koyuyor.
Avrupa'nın gaz iletim şebekesi operatörleri ENSTO-G tarafından yapılan son modelleme de Avrupa enerji arz güvenliği için Nord Stream 2'nin gerekli olmadığını doğruluyor.
Kuzey Akım 2 hakkında ne biliyoruz?
Rusya'dan Almanya'ya doğal gaz taşımak için inşa edilen 1200 kilometre uzunluğundaki Kuzey Akım 2 boru hattı, Baltık Denizi'nin altından geçiyor. 10 milyar Euro'ya mal olan proje, Rusya'dan Almanya'ya gönderilen doğalgaz miktarını ikiye katlamayı hedefliyor. Proje hayata geçtiğinde Almanya'ya yılda 55 milyar metreküp gaz pompalayacak. Boru hattının sahibi ise Rusya’nın sahip olduğu gaz şirketi Gazprom.
Kuzey Akım 2'nin inşaatı Eylül 2021'de tamamlandı, ancak Gazprom tarafından kurulan işletme biriminin Almanya yasalarına göre kayıtlı olmaması nedeniyle boru hattının açılması için sertifikasyon prosedürü ilk olarak Kasım ayında askıya alındı.
Rusya şu anda Almanya'ya 2012'de tamamlanan Kuzey Akım hattı üzerinden gaz sevk ediyor.
Çevre ve enerji uzmanları ne diyor?
Olayın siyasi boyutunun arkasında bir de çevre ve enerji hususunda atılması gereken adımlar kapsamında ele alınması gerekiyor. Avrupa'nın 2021'de enerji kriziyle yüz yüze kalmasının ardından gelen bu hamle fosil yakıtlara yapılan yatırımları bir kez daha sorgulama ihtiyacı doğuruyor. Konuya ilişkin uzmanların görüşleri şöyle:
Prof. Dr. Claudia Kemfert, Alman Ekonomi Araştırmaları Ensitüsü (German Institute for Economic Research, DIW Berlin):
Kuzey Akım 2 olayı, fosil yakıtların doğası gereği uçucu ve güvenilmez olduğunu gösteriyor. Almanya, diğer ülkelerden ithalat için yeni fosil yakıt altyapısı inşa ederek Rus gazına olan bağımlılığını çeşitlendirmeye çalışmamalı, bunun yerine yenilenebilir enerji üretimi ve depolamasına odaklanmalıdır.
Julian Popov, Bulgaristan Çevre Eski Bakanı:
Kuzey Akım 2, yeni doğalgaz altyapı projelerinin daha fazla enerji güvenliği sağlamadığını bir kez daha kanıtlıyor. Avrupa'nın doğalgaza olan genel bağımlılığını azaltması gerekiyor. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, enerji depolama, talep ve elektrik alt yapısı yatırımlarını hızlandırırsak bu hızlı bir şekilde yapılabilir. Doğalgaz, birden fazla uzun vadeli güvenlik riski oluşturuyor ve bu, tüm Avrupa hükümetleri tarafından açıkça anlaşılmalıdır.
Maria Pashtukova, E3G Berlin Kıdemli Politika Danışmanı:
Almanya ve Rusya, Kuzey Akım 2'yi inşa etmeye karar verdiğinde, AB'nin stratejisi, gaz arzını çeşitlendirerek enerji güvenliğini artırmaktı. İşler değişti, 2020'lerde gaz tüketiminin azalacağı artık açık ve AB'nin bugünkü hedefi, yeni bağımlılıklardan kaçınarak yenilenebilir enerjiye geçiş yapmak. Bu, Almanların onlarca yıldır süren yatıştırma ve ‘ticaret yoluyla değişim’ politikalarından kopan tarihi bir andır. Alman hükümeti, Kuzey Akım 2 sertifikasyon sürecinin durdurulmasını talep ederek, Rus gaz ihracatını, jeopolitik bir bedeli olduğunu kabul ederek, son birkaç yıldır koymaya çalıştığı idari-düzenleyici alandan jeopolitik alanına geri alıyor.
Hans-Josef Fell, Energy Watch Group Başkanı:
Kuzey Akım 2 sertifikasyonunun bugün sona erdirilmesi, iklime zarar veren fosil altyapısına yapılan yatırımların ne kadar tehlikeli ve güvensiz olduğunu gösteriyor. Yerli yenilenebilir kaynaklar, arz güvenliğini ve iklim korumasını sağlayarak jeopolitik kriz zamanlarında, fosil yakıt kaynaklara bağımlılığı veya fiyat artışlarını düşünmek zorunda kalmadan bağımsız siyasi kararlara yol açıyor.
Doğalgaz projeleri iklim hedeflerini tehdit ediyor
Öte yandan, Küresel Enerji Takipçisi (Global Energy Monitor, GEM) tarafından gerçekleştirilen yeni araştırma, küresel ölçekte planlanan doğalgaz boru hatlarındaki artışın iklim hedeflerini tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Artan doğalgaz boru hattı projeleri aynı zamanda 485,8 milyar dolarlık atıl varlık riski yaratıyor.
2021’de devreye giren boru hatlarında Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan düşüşün ardından; doğalgaz endüstrisi ile Çin, Hindistan, Rusya, Avustralya ve ABD liderliğindeki doğalgaz üretimine ağırlık veren ülkeler, 2022 yılında on binlerce kilometre uzunluğunda boru hattını hayata geçirmeye yönelik planlarını sürdürüyorlar.
Boru hattı planlarındaki bu artış, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (International Energy Agency, IEA) doğalgaz tüketiminin önümüzdeki birkaç yıl içinde zirveye ulaşması ve sonrasında fosil yakıttan hızla yenilenebilir enerjiye geçişe yönelik uyarılarına rağmen gerçekleşiyor. GEM tarafından yürütülen araştırma, 2021’de dünyanın bazı bölgelerinde yaşanan iptal ve gecikmelerin, başka yerlerde, özellikle Asya’da, yaşanan hızlı gelişmelerle dengelendiğini ve bu tehlikeli durumun, IEA’nın 1,5ºC ile net sıfır emisyon senaryosu ile uyumlu olmadığını ortaya koyuyor.
Raporun ana çıktıları şu şekilde:
- Küresel ölçekte 70 bin 900 kilometre uzunluğunda boru hattı inşa ediliyor. Buna ek olarak inşaat aşamasına geçmemiş 122 bin 500 km’lik boru hattı proje aşamasında bulunuyor. Bu projelerin toplamının 485,8 milyar dolar değerinde sermaye harcaması oluşturduğu tahmin ediliyor.
- 2021 yılında küresel ölçekte işletmeye alınan boru hattı projeleri 1996’dan bu yana en düşük seviyesinde gerçekleşti ve doğalgaz ağına yalnızca 6 bin 500 km’lik doğalgaz boru hattı eklendi. Bu düşüşün önemli kısmı, küresel salgının yol açtığı ekonomik ve lojistik kaostan kaynaklandı. 2022’de işletmeye alınması planlanan 36 bin 800 km’lik projenin yanı sıra, 2023 ile 2030 yılları arasında işletmeye alınması planlanan 59 bin 500 km’lik yeni projelerin hayata geçirilmesiyle, küresel doğalgaz ağı, büyük ölçekli ve hızlı bir genişlemeye hazırlanıyor.
- Küresel doğalgaz boru hattı geliştirme projelerinde öncü rolü Çin oynuyor. Çin’de 26 bin 300 km uzunluğunda doğalgaz iletim boru hattının inşası devam ediyor. Bunun yanı sıra ülkenin, inşaat aşamasına geçmemiş ve proje aşamasında bulunun 29 bin 800 km’lik boru hattı planı bulunuyor. İnşa halinde ve proje aşamasındaki boru hatlarının atıl varlık riski 89,1 milyar doları buluyor. Çin’de proje aşamasındaki bu yüksek artış, Rusya’da faaliyet gösteren Gazprom’dan sonra dünyanın en büyük ikinci gaz boru hattı geliştiricisi olan ve yeni kurulan PipeChina holdinginin yönetiminde gerçekleşiyor.
- Hindistan, küresel ölçekte doğalgaz boru hattı geliştiren ülkeler arasında ikinci sırayı alıyor. Hindistan’da inşa aşamasında 16 bin 200 km’lik ve planlama aşamasında 2 bin 200 km’lik boru hattı projesi bulunuyor. İnşa ve planlama aşamasındaki projelerin atıl varlık riski 14,7 milyar dolar değerinde.
- Avustralya, 2020 yılında benimsediği doğalgaz merkezli ekonomik toparlanma planını sürdürüyor. Bu plan doğrultusunda Avustralya’da 12 bin 200 km uzunluğunda doğalgaz boru hattı projesi bulunuyor; ancak günümüzde bu projelerin yalnızca 600 km’lik bölümü inşa halinde. İnşa ve planlama aşamasındaki projelerin atıl varlık riski 18,6 milyar dolar değerinde.
- ABD’de, 2020 ile 2021 yılları arasında sivil toplum kuruluşları ve aktivistlerin muhalif duruşu ile yasal ve düzenleyici çerçevede yaşanan değişiklik sonucunda birçok yüksek profilli boru hattı iptal edildi. Ancak, günümüzde, ABD’de yaklaşık 47,6 milyar dolar değerinde botu hattının geliştirme aşamasında ve ABD’nin 2022 yılında dünyanın lider doğal gaz ithalatçısı olması öngörülüyor.
(TP)