Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 1994’te Şırnak’ın Kumçatı ve Koçağılı köylerinin savaş uçaklarınca bombalanması nedeniyle verdiği tazminat cezasını temyiz etti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, “38 insanın öldüğü, AİHM’de de oybirliğiyle suçun sabit bulunduğu bir meselede hükümetin itiraz etmeyeceğini düşünüyordum” dedi.
Davanın zamanaşımına uğramasına 30 gün var.
Savaş hukuku itirazı
Hürriyet gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanlığı’nın itirazı için talep Genelkurmay’dan geldi. Genelkurmay’ın itirazının nedenlerinden biri, dava dosyasında PKK’lilerden “özgürlük savaşçısı” olarak söz edilmesi.
AİHM’nin kararında savaş hukukunu düzenleyen Cenevre Sözleşmesi’nin ilk üç maddesine atıfta bulunulması; sıcak çatışmalarda uyulması gereken asgari kurallara işaret edilmesi de ikinci neden.
Genelkurmay hukukçularına göre bu atıf gelecekte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası ceza mahkemelerinde sanık yapılmasının önünü açabilir.
“Yargılanıp cezalandırılmalılar”
Avukat Elçi, itirazı şöyle yorumladı:
“Bu kadar ağır bir suçun faillerini adli ve idari makamlar gerektiği gibi soruşturup cezalandırsaydı uluslararası mahkemeyle ilgili kaygıları yersiz olurdu.”
“Genelkurmay’ın baskısı ve kaygısı nedeniyle itiraz edilmiş. Böylece hükümetin hak ihlalinden sorumlu kamu görevlilerini korumayacağı yönündeki söyleminin de samimi olmadığı anlaşıldı.”
“Demek ki niyetleri yok”
Elçi, AİHM’in kararında da gereğinin nasıl yerine getirileceğini açıklandığını, askeri personelin kimliğinin belirlenip yargılanması gerektiğinin belirtildiğini söyledi.
“Zaten bu yapılırsa uluslararası mekanizmaların devreye girmesine gerek kalmaz. Devletin adli ve idari makamlarını soruşturma ve aydınlatma failleri cezalandırma soruşturma iradesi olsa, ileride komutanlar mahkeme önüne çıkar kaygısı da yersiz kalır. Demek ki böyle bir niyetleri yok.”
Zamanaşımına 30 gün
Katliamın 20. yılı 26 Mart 2014’te doluyor. Avukat Elçi, bu tarihe dek zamanaşımının kesilmesi için soruşturma kapsamında tutuklama, yakalama, ifadeye çağırma gibi bir işlem yapılması ya da dava açılması gerektiğini söyledi.
Ne olmuştu?
Şırnak’ın Kumçatı ve Koçağlı köyleri, 26 Mart 1994’te savaş uçaklarıyla bombalandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait F-16 uçaklarıyla yapılan bombardımanda 38 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Evleri büyük zarar gördü, hayvanları da öldü. Köy bombardımandan sonra yaşanmaz hale geldi. Kuşkonarlılar ertesi gün eşyalarını toplayıp köyden kaçtılar ve bir daha da geri dönmediler.
Erkeklerin çoğunluğu gündüz tarlada çalıştığından, ölenler kadınlar, çocuklar ve yaşlılardı.
İki köyün sakinleri de korucu olarak çalışmayı kabul etmemişlerdi. TSK köylülerin PKK’ye yardım ettiğini ileri sürdü.
Koçağlı köyünde olanlarla ilgili jandarma köylülerden kısa bir ifade aldı. İfade, Cizre Savcılığı'na yollandı. Savcılık da, olayın sorumlusunu PKK’ymiş gibi göstererek dosyayı dönemin Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
DGM Başsavcılığı "Olayda örgüt bağlantısı yok" diyerek görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Şırnak Savcılığı'na yolladı. Dosya 10 yıl boyunca savcılıklar arasında dolaştı. Kuşkonar köyünde olanlarla ilgili ise baştan itibaren hiçbir işlem yapılmadı. Dosya şu anda Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı'nda.
Soruşturma sırasında askeri makamlara yazılan yazıya Genelkurmay Başkanlığı'ndan kısa bir cevap geldi: "O tarihte o bölgeye bir hava operasyon düzenlenmedi..."
2006’da köylüler AİHM'e başvuru yaptı. AİHM'in olayla ilgili Hükümet'ten istediği cevapta ise şunlar yazılıydı:
"Olayın faili PKK olabilir. Eğer sorumlu PKK değilse bile askeri uçakların menşei belli değil. Uçakların Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait olduğuna dair bir kanıt yoktur.”
AİHM Türkiye’yi “köy bombalamak” suçundan mahkum etti. 12 Kasım 2013’te açıklanan karara göre, Türkiye 38 başvurucuya toplam 2 milyon 305 bin Euro manevi, 5 bin 700 Euro maddi tazminat ödeyecek. 19 yıl önce bombalanan köylerle ilgili Türkiye’deki soruşturmada ise hiçbir gelişme yok. (AS)