Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Medeni Yıldırım davasının bugünkü 9. Duruşmasında TÜBİTAK mahkemeye, olayın görüntülerine dair bilirkişi raporu hazırlamayacağını bildirdi.
Daha önce duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılma talebinde bulunan sanık A.Ç. ve avukatı ise, müsait SEGBİS odası bulunmadığı gerekçesiyle duruşmaya katılmadı.
“Adalet arayışına dahil olmak istemiyorlar”
Duruşmada İstanbul Adli Tıp Kurumu, TÜBİTAK ve TRT’ye yazılan müzakerelere verilen cevaplar okundu. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre mahkeme başkanı, TRT ve İstanbul ATK’nin görüntüleri iyileştirebileceğini bildirdiğini, TÜBİTAK’ın ise olayın görüntülerine dair rapor düzenlenemeyeceğini bildirdiğini açıkladı.
Yıldırım ailesi avukatlarından Reyhan Yalçındağ, bilirkişi raporlarının zamanında tebliğ edilmemesine tepki gösterdi.
Avukat Mehmet Emin Aktar da TRT ve TÜBİTAK’ın rapor hazırlamaktan kaçındıklarını ve hakikat arayışına dahil olmak istemediklerini dile getirdi.
Avukat beyanlarının ardından mahkeme, davanın 14 Myaıs’ta devam etmesine karar vererek duruşmayı sonlandırdı.
Mahkeme, ayrıca şu kararları aldı:
“Sanık ve müdafilerine SEGBİS’le duruşmaya katılmaları için mahal mahkemelerine talimat yazılması,
“Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvar’ına müzekkere yazılarak biksi silahının tetiğine basmakla 10 adet mermi atıp atmadığı hususunda rapor istenilmesi,
“Olaya ilişkin güvenlik kamera kayıtlarını içerir CD’nin TRT’ye gönderilerek, ses kalitesinin ileri teknoloji ile iyileştirilmesi sağlanarak CD’nin mahkemeye gönderilmesinin istenilmesi.”
Ne olmuştu?
Medeni Yıldırım Diyarbakır, Liceli. 18 yaşındaydı.
28 Haziran 2013’te Diyarbakır Lice ilçesine bağlı Hêzan-Kayacık’ta kalekol yapımını protesto eden ve “Barış İstiyoruz” pankartıyla yürüyen kalabalığa askerler ateş açtı, Medeni Yıldırım öldürüldü. Olayda sekiz kişi de yaralandı.
Olayla ilgili önce Lice’de soruşturma açıldı. Yıldırım’la ilgili dosya görevsizlik kararıyla Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Sonra da dosyaya gizlilik kararı konuldu.
Olaydan bir yıl sonra, Mayıs 2014’te Yıldırım’ın vurulduğu görüntüler ortaya çıktı, jandarmaların kalabalığa ateş açtığı kesinleşti. Buna rağmen Yıldırım’ın ölümüyle ilgili o tarihte de hiçkimse suçlanmadı.
Öldürülmesinden yaklaşık iki yıl sonra olay yerinde keşif yapıldı. Dava ise ancak Eylül 2015’te açılabildi.
Cumhuriyet Savcısı Yunus Ferhat Sorgut, hazırladığı iddianamede Medeni Yıldırım’ın karakola taş atanları izlediğini söyledi.
Savcı, şüpheli asker A.Ç.’nin “haksız tahrik altında olası kasıtla ateş ederek Yıldırım’ın ölümüne neden olması” nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun kasten öldürmeyi düzenleyen 81. ve olası kastı içeren 21/2. maddelerinden yargılanmasını istedi.
A.Ç. ise savunmasında olay sırasında nizamiye nöbet kulübesinde kendisinin bixi marka silahın başında olduğunu, silahın kurma kolunu çektiğini ancak ateş etmediğini belirterek suçlamayı kabul etmedi.
Olayla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan rapor üzerine Kayacık Karakol Komutanı, silah kullanma emri veren Jandarma Özel Harekat Tim komutanı ve karakolda görevli askerler hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” iddiaları başlatılan soruşturmada da takipsizlik kararı verildi.
O dönem er olan A.Ç.’nin beraat etmesiyle sonuçlanan dosya Yargıtay’da bozuldu, şimdi yeniden yargılama yapılıyor. (AS)