Diyarbakır'a bağlı Sur Belediyesi'ndeki hizmetleri Türkçe dışında Kürtçe, Ermenice ve Süryanice verdiği için Danıştay 8. Dairesi kararıyla başkanlığı düşürülen Abdullah Demirbaş hakkında "görevi kötüye kullandığı" ve "devrim kanununa aykırı hareket ettiği" gerekçesiyle açılan dava başladı.
İddianamede, çok dilli hizmet verme kararını alan belediye meclis üyeleri ve bu kararı onaylayan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başkanı Osman Baydemir'in de Türk Ceza Yasası'nın (TCK) 257. maddesi uyarınca "görevi kötüye kullanarak kamuyu zarara uğratmak" ve 222. maddesi gereğince de "Şapka ve Türk harflerine aykırı hareket etmek" iddiasıyla 1 yıl iki aydan 3 yıl 6 aya kadar hapisleri isteniyor.
Baydemir: Biz mi suç işliyoruz, siyasi otorite mi?
Duruşmaya Demirbaş ve Baydemir ile birlikte tutuksuz yargılanan 19 kişinin tamamı da katılırken 12 avukat da savunmalarını üstlendi.
Baydemir savunmasında "Acaba suçu biz mi işledik, yoksa mevcut kanunları mevcut düzenlemeleri koruyan ve yanlış yorumlayan siyasi otorite mi işliyor, bence bunu tartışmamız gerekiyor" dedi.
Demirbaş: Yasak sadece üç dile, bu ayrımcılık
Türkiye'de Kürtçe'nin halen kamusal alanda yasak olduğunu hatırlatan Demirbaş, "Bu kararın özellikle Kürtçe, Ermenice ve Süryanice dilleri için geçerli olması ayrımcılıktır" diye kaydetti.
Demirbaş, farklı belediyelerin çok dilli hizmet vermelerine rağmen herhangi bir kovuşturmaya maruz kalmadıklarını ifade ederek, "Başka dillerde yayın yapmak suçsa, farklı belediyelere niçin böyle bir yaptırım uygulanmazken, biz böyle bir uygulamaya maruz kalıyoruz?" diye konuştu.
Tanrıkulu: Kamu nasıl zarara uğratılmış anlayamadım
Diyarbakır Baro Başkanı avukat Sezgin Tanrıkulu, hukukun özellikle de Diyarbakır'da oldukça zorlandığını ifade ederek, "TCK'nin 257. maddesinde kamu zararı aranıyor. Kim ne şekilde zarar görmüş belli değil. Suçun maddi unsurlarının hangisi gerçekleşmiş, anlayamadım" diye kaydetti.
Anayasa'ya aykırılık talebi reddedildi
Baydemir'in vekili avukat Muharrem Erbey de TCK'nın 222 maddesinin Anayasadaki özgürlükçü açılıma ve reformlara zarar verdiğini savunarak, Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla mahkemeye yazılı başvuruda bulundu.
222. maddesinde, 1925 yılına ait Şapka İktisası Hakkında Kanunu ve 1928 yılına ait Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı hareket edenlere iki aydan altı aya kadar hapis cezası öngörülüyor.
222. maddenin Anayasanın 26 maddesine aykırı olduğuna dair yapılan başvuruyu reddeden mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için davaya 29 Şubat 2008'de devam edileceğini açıkladı.
Sanıklara destek vermek için aralarında Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) başkanı Recep Kandemir, MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Çoban, İHD ve Diyarbakır Barosu'na bağlı avukatlar ve Bağlar Belediye başkanı Yurdusev Özsökmenler'in de bulunduğu çok sayıda kişi duruşmayı izledi.
Makale aklandı, uygulamasına ceza
İçişleri Bakanlığı'nın talebi üzerine Danıştay 8. Dairesi, Haziran'da Demirbaş'ın başkanlığının düşürülmesine ve belediye meclisinin feshine karar vermişti. Demirbaş'a, "Terör örgütü veya amacının propagandasını yaptığı" iddiasıyla açılan dava beraatle sonuçlanmıştı. (EÖ/EÜ)