Aramalarda evlerde bulunan dergi, gazete, kitap ve bilgisayar disketlerine el koyan polisin, Kürt edebiyat dergilerinde Kürtçe şiir, öykü ve makaleler yazan öğretmenleri Kızıltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde üç gün gözaltında tuttuğu açıklandı.
Gözaltında bulundukları sırada kötü muameleye maruz kaldıkları iddia edilen öğretmenler, sevk edildikleri Mardin Cumhuriyet Savcılığı tarafından "izinsiz toplantı yaptıkları" gerekçesiyle tutuklandı.
İnsan Hakları Derneği(İHD) Diyarbakır Şube'nin tutuklamaya yaptığı itiraz üzerine 6 öğretmen serbest bırakılırken, Zübeyir Avcı, Yakup Başboğa, Abdulkerim Koşar, Masum Bilen, Mikail Bülbül, Lokman Koçhan tutuklanarak Mardin Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
Zor saatler
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Osman Baydemir yaptığı açıklamada öğretmenlere gözaltında yapılan kötü muameleyi şöyle anlattı:
* Edebiyatçılar, soğuk ve tazyikli su ile ıslatılıp koridorda ayakta yüzleri duvara dönük bekletildi.
* Başlarına kumaştan yapılmış torba geçirilen öğretmenler, üç gün boyunca uykusuz bir şekilde ayakta tutuldular.
* Beş-altı saatte bir; en çok on dakika odada oturmalarına izin verilirken koridorda zorla marş söyletilerek, askeri düzen içerisinde yürütüldüler.
* Üç gün boyunca psikolojik işkence amaçlı yüksek sesle müzik dinletilirken, aç bırakıldılar.
Öğretmenler serbest bırakılsın
Kürtçe edebiyat çalışmaları yapan ve sohbet amaçlı toplandıkları sırada gözaltına alınan 6 öğretmenin derhal serbest bırakılmasını isteyen Baydemir, "Kamu vicdanını ve insan onurunu inciten bu uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesini bekliyoruz İşkence ve kötü muamelede bulunan görevliler hakkında soruşturma başlatılmalıdır. Demokratik kamuoyunun dikkatlerini bu uygulamaya çekiyoruz" diye konuştu.
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Osman Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Avrupa Birliği Katılım Ortaklığı belgesiyle dil ve kültürel haklar her zamankinden çok daha büyük bir yoğunlukla Türkiye'nin tartışma gündeminde yer aldı.
* Bununla birlikte hükümet uygulamaları, hükümet açıklamaları ve yerel düzeyde mülki erkanların veya emniyet müdürlüklerinin tutumları tartışmanın da ötesinde çok ciddi bir insan hakları ihlalleri haline dönüştü.
* Bırakın kültürel hakların, dilsel farklılığın veya etnik farklılığın ihlalini; bu uygulama başlı başına Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin etnik ayrımcılığını düzenleyen 14. maddenin ihlali sayılabilecek niteliktedir.
* Kültürel farklılıklar, dinsel özellikler bir kriminal olay haline dönüştürülmemelidir. Hani insanlar serbestti, hani insanlar istedikleri dilde yazıp çizebiliyorlardı.
* Daha bir hafta önce Dışişleri Bakanı İsmail Cem Kürtçe yayın konusunda hükümetin ivedilikle adım atması gerekliliğini söylerken insanların bu uygulamaya maruz kalması gerçekten akla hayale durgunluk getirecek bir nitelikte. (FA/BB)