Uluslar arası Anadil Günü'ne Türkiye, sokakta anadilinden şarkı söylediği için yurttaşların can güvenliğinden endişe ettiği bir ülke olarak girdi.
Ankara'da bir barda kutladıkları bir doğum günü partisinde Kürtçe şarkı söylendiği gerekçesiyle Emrah Gezer adlı genci bir eski özel harekât polisi öldürdü.
Kürtçe şarkı söylemek PKK'li olmak oldu!
11 Şubat'ta Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlayan davada Baran Gezer, "Barda şarkılar söyleyip eğleniyorduk. Kürtçe şarkılar da söyledik. Yan masamızda oturan Sinem Uludağ, "Pis PKK'lılar, PKK'lılarla aynı ortamda kalamam' dedi, küfür etmeye başladı ve bize bardak fırlattı. Yanında oturan iki kişiye, 'Ne biçim erkeksiniz. Sıkın şunlara' diye bağırdı. Garsonlar araya girdi. Barın sahibi ilk onları dışarı çıkardı. Ardından dışarı çıktığımızda silah sesleri işittik. Emrah'ın yere yığıldığını gördüm. Serkan isimli şahıs direkt kardeşime ateş ediyordu" dedi.
İkisi de polis olan tutuklu sanıklar Serkan ve Levent Akbulut kardeşler ise olayın "Kürtçe şarkı yüzünden" çıktığını kabul ettiler. Davaya 6 Nisan'da devam edilecek.
Başbakanla görüşmeden önce "açılım" gözaltısı
Hükümet, Türkçe dışı dil veya lehçelerde yerel radyo ve televizyonlarda yayın için süre ve program sınırlamasını kaldırdı ve TRT'nin 24 saat Kürtçe Kırmançi yayın yapması için genişletti.
Ancak Başbakan Erdoğan'ın sanatçılarla "açılım" hakkında yapacağı toplantılara davet edilen Kürt sanatçı Rojda "Heval Kamuran" isimli şarkısında "örgüt propagandası" yaptığı iddia edilince gözaltına alındı. Rojda birkaç saat sonra serbest bırakıldı.
BDP eşbaşkanlarının önceliği "anadil"
Gözaltıdan birkaç gün önce Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanları seçilen Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak anadilini korumanın önemine vurgu yapıyordu.
Demirtaş, sanatçıların da kendi anadillerinde sanat eserleri üretmeye ağırlık vermesi gerektiğini belirterek Yılmaz Erdoğan ve Kırmızıgül'e, "Anadilinizin bu şekilde göz göre göre erimesine seyirci kalmamalısınız. Asimilasyon sürecini durdurmanın başka yolu yok" diyerek seslenmişti.
Kışanak da, "Bir dil eğitim dili olmaz ve kamusal alanda kullanılmazsa unutulmaya mahkumdur. Partimizin önerdiği 'Demokratik Özerklik' modeli tüm Türkiye için çağdaş ve demokratik bir modeldir" dedi.
Ancak Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası, seçim dönemlerinde Türkçe dışında bir dilde siyasi propaganda yapmayı yasaklıyor. Hükümet, demokratik açılımın bunu da kapsadığını açıklayarak, Kürtçe dilinde seçmenlere seslenilebilmesi için çalışmalar yapıldığını duyurdu.
Seçimlere Kürtçe cezası AİHM'de
22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri sırasında Mersin'deki seçmenlerine Kürtçe konuşan Kürt siyasetçi Orhan Miroğlu mahkum olduğu davayı AİHM'e taşıdı.
Eylül 2008'de Mersin 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Miroğlu'yla ilgili gizli tuttuğu mahkumiyet kararının "açıklanmasının geri bırakılmasına" ve beş yıl süreyle "denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına' karar vermişti.
M.Ö.'nün annesi ve babasına soruşturma
Diyarbakır Sur Belediyesi'nin "Her Eve Bir Hikâye" (Sere Şeve Çirokek) Projesi kapsamında evinde çocuklara Kürtçe ders veren 10 yaşındaki M.Ö.'nün annesi ve babası ile belediye başkanı Abdullah Demirbaş soruşturmalık oldu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonunda dava açmaya gerek görmedi.
Alınak: Devlet asırlık yasağı sürdüremezdi
Siyasetçi Mahmut Alınak, seçim döneminde araçtan Kürtçe müzik çaldırdığı için Kars Sulh Ceza Mahkemesi'nce 1 Aralık 2008'de üç sanıkla birlikte altışar ay hapisle cezalandırılmıştı.
Alınak, süreci şu cümlelerle değerlendiriyordu: "Devlet asırlık yasağı sürdüremez hale geldiği için Kürtçe yayına başladı. Teknolojiyle susturamadığı Kürtçe televizyonları kendi TRT 6'sıyle perdelemeye çalışacak." (EÖ)