"Devlet Kürtlerden özür dilemeli"
bianet’e konuşan 35 yaşındaki psikolog Cem Özgen soruna güvenlik meselesi olarak bakılmaması gerektiğini söylüyor.
Özgen’e göre özellikle 1995-2000 yılları arasında yaşananlardan ötürü samimi bir özür dilenmesi gerekiyor.
Ayşe Akdeniz, 23 yaşında ve öğrenci. Sorunun çözümünün Kürtlere ait yaşam alanlarının yaratılmasından geçtiğini düşünüyor.
“30 yıllık savaş süresince yapılan tahribatın maddi olarak Kürtlere ödenmesi gerek. Evleri, arazileri, işleri... Devletin oraya özellikle yatırım yapması. Bunları da talepler doğrultusunda belirlemesi. TSK’nin bölgeden bir an önce çekilmesi şart. Sol partiler bu konuda bir kamuoyu oluşturmalı.”
Kürt sorunu, solun gündeminde olmalı
Ali Met turizmci. 22 Temmuz seçimlerinde Baskın Oran’a oy verdiğini belirtiyor.
“Ben ‘onunla masaya oturtma, bununla masaya oturmam’ gibi bir argümanı doğru bulmuyorum. Sorunu çözebilecek ne varsa oturulup konuşulmalı. AKP en başta ciddi adımlar atar gibi yaptı ama devamı gelmedi. Bu iş sıcak tutulmalı ve barışçıl bir çözüm üretilmeli.”
Sosyolog olan Eylem Çağdaş 26 yaşında. Kürt sorununa dair politikaların yerel temsilcilerle üretilmesi gerektiğini düşünüyor. “Tabandan kopuk çabalar soruna çözüm getirmez” diyor.
"Kürt sorunu sadece kimlik sorunu değil"
"Solun Kürt sorununa en sağlıklı çözümü tartışılan çatı partisini oluşturarak" bulabileceğini söyleyen 23 yaşındaki Aykan Safoğlu öğrenci.
“Ana dilde eğitim savunulmalı, zorunlu askerlik kaldırılmalı, bölgedeki müdahalelerin sonlandırılması, koruculuk sisteminin kaldırılması gerek. JİTEM’in deşifre edilmesi için çalışılmalı. Diyarbakır cezaevinde yaşanılanların üzerine gidilmesi. Şemdinli gibi olayların açıklığa kavuşturulması şart.”
Safoğlu Kürt sorununun sadece bir kimlik sorunu olmadığı görüşünde.
Sekreter olan Leyla İşbilir 34 yaşında. Sorunun ancak ve ancak iki tarafın bir masada oturup konuşmasından geçtiğini düşünüyor. “Sol bunu sağlamak için gereken ortamı sağlayacak çalışmalar yapmalı” diyor.
38 yaşındaki müzisyen Ülker Uncu kendisi için sorunun çözümünün iki ayağı olduğunu belirtiyor.
“Bölgedeki insanlarla konuşarak somut sorunlar üzerinden projeler üretmek ve bu projeleri tartışmaya açmak. İkincisi de yeniden hareketlenen savaş ve bölge sorunları konusunda ortaklaşarak bunu gündeme taşımak.”(BÇ/EÜ)