Gazeteci Emrullah Özbey'e göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 12 Haziran Genel Seçimleri'nde Muş'ta iki vekilin oturduğu koltuklarından birini kaybedebilir.
Haber 49 gazetesi sahibi ve Muş Gazeteciler Cemiyeti başkanı da olan Özbey, bunun nedeninin Kürt Sorunu'nu çözmek için ortaya konan politikalar ve bölgede etkisi gösteren yoğun işsizlik olduğunu düşünüyor:
"Kim ne derse desin bölgenin bütün sorunları Kürt sorunuyla bağlantılıdır. Bu durum hem ekonomik hem de sosyal sorunlar için geçerlidir. Türkiye Cumhuriyetinin savaş için harcadığı paralara bir bakarsak neden bu kadar işsizlik olduğunu anlarız.
Gazeteci, Erdoğan'ın, yıllar önce Diyarbakır konuşmasında ortaya koyduğu "Kürt sorunu vardır ve benim de sorunumdur" söyleminden son olarak "Kürt sorunu yoktur, bitmiştir" mesajına doğru bir gerileme yaşadığını ifade ediyor.
Özbey, bianet'e seçim öncesi durumu ve Muşlu seçmenin beklentilerini anlattı:
Kaç parti öne çıkıyor? Şehirden kaç vekil meclise gidebilecek? Kimler hangi özellikleriyle toplumda etkili oluyor?
Muş dört milletvekili çıkaracak. Muş'ta Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi yarışıyor. Muş, 2009 Genel seçimlerinde 2 AKP ve 2 Bağımsız milletvekili çıkarmıştı. Haziran seçimlerindeyse BDP'nin desteklediği blokun iki aday, AKP'nin de bir vekili çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor.
BDP'de siyasi deneyimiyle Sırrı Sakık ve Varto eski belediye başkanı ve BDP kurucu genel başkanı Demir Çelik'in aday gösterildiği kentte AKP'nin ikinci milletvekili çıkaramama ihtimali de var.
AKP adına eski Ankara Vali yardımcısı Faruk Işık, Sütçü İmam Üniversitesi'nde yardımcı doçent Muzaffer Çakar ile müteahhit Mehmet Emin Şimşek ve avukat Melik Emre yarışacak. CHP'deyse Serkan Demirel, Mustafa Fırat, Fuat Kaya ve Zihni Sayan var. Gıyasettin Yıldırım, Aydın Koçu, Ayşegül Günay ile Seraceddin Solhan MHP adına seçimde yer alıyor.
CHP ve MHP milletvekili çıkaramazlarsa dahi iyi bir oy alacakları görünüyor. Seçim sonucu; 2 Bağımsız, 1 AKP ve 1 CHP veya 2 Bağımsız, 2 AKP gibi görünüyor.
BDP'nin desteklediği Bağımsız Adaylar, Barış demokrasi ve Kürt sorunu üzerine yoğunlaşırken, AKP'nin adayları iktidarları döneminde köylerde yapılan içme suları ve yol üzerinde siyaset yapıyorlar.
CHP ise genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun politikası üzerinde siyaset yapıyor. MHP de, AKP liste verilmeyen Bidri (Bedirhan) aşiretine yoğunluk gösteriyor.
Gerçek ve yakıcı sorunları neler? Ekonomik ve sosyal durumu biraz ayrıntılandırabilir misiniz?
Muş'un her alanda kalkınması ve gelişmesi için toplumsal uzlaşıya ihtiyaç vardır. İşsizlik had safhada. İstihdam alanları yok. TEKEL işletmesi kapandı. Şeker özelleştirilme yolunda. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) özelleşti. Özel sektöre pek fazla rağbet gösterilmiyor.
Partilerin veya adayların bunu çözme yönündeki iradeleri ne kadardır? Örnekler verebilir misiniz?
Adayların istihdama yönelik projeleri yoktur. Geçtiğimiz gün AKP'nin basınla olan toplantısında bir gazetecinin istihdama yönelik sorusuna cevap veren AKP 4. sıra adayı Avukat Melik Emre, "bu yönde ferdi bir çalışmamız yoktur. Partimizin bu konudaki çalışmaları hakkında da pek bilgi sahibi değilim. Bunu öğrenip ileriki günlerde sizlerle paylaşacağım" dedi.
Parti liderleriniz siyaset yapma tarzları, din üzerindeki siyasi atışmalar seçmeni nasıl etkiliyor?
Türkiye genelinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ana Muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hep Alevilik kimliğini ön planda tutarak sanki Alevilik mezhebi bir suçmuş gibi hakaretler yağdırıyor. Bence bir ülkenin başbakanının hiçbir zaman ayırım yapmaması lazım. Eğer ayırım yapıyorsa yapanlara karşı da söyleyeceği bir sözü olmamalıdır. Muş'ta da BDP'nin desteklediği bağımsız aday Demir Çelik, aynı zamanda BDP kurucu genel başkanıdır. Kendisi Alevi olduğu için AKP adayları Alevilik bir suçmuş gibi "efendim siz bir Alevi'ye nasıl oy verirsiniz?" gibi bir siyaset yapma çabasındadır.
Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İktidarın bölge politikasındaki değişiklikleri gözden geçirirsek, yıllar önce Diyarbakır konuşmasında "Kürt sorunu vardır ve benim de sorunumdur" diyen başbakan bugün rahatlıkla "Kürt sorunu yoktur, bitmiştir" diyebiliyor. Kim ne derse desin bölgenin bütün sorunları Kürt sorunuyla bağlantılıdır. Bu durum hem ekonomik hem de sosyal sorunlar için geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin savaş için harcadığı paralara bir bakarsak neden bu kadar işsizlik olduğunu anlarız. İktidarın böyle bir tutum içerisine girmesi bölgede ister istemez bir boşluk oluşturdu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, bu boşluğu doldurmaya talip oldu. Muş mitingindeki konuşmasında demokrasi ve barıştan sıklıkla söz etmesi hatta KCK operasyonlarıyla tutuklanan seçilmiş belediye başkanlarına değinmesi bunun göstergesidir. İktidarın milliyetçi söylemlere sarılması bölgedeki prestijini zedeleyecektir.
Yerel medya bu seçim havasında nasıl bir tavır içerisinde? Yayın ilkeleri ve etik olarak yaklaşımı nasıl değerlendirilebilir?
Yerel medya şu ana kadar tüm partilere eşit bir mesafede yaklaşıyor. Tüm partilerin haberleri ve adayların tanıtımı genel gazete sayfalarında yer buldu.
Son 10-15 yılda ulusal siyasetin izlediği seyri siz yerelde nasıl görüyorsunuz?
Bana göre; AKP hükümeti yıllarca duygu sömürüsü yaparak ve dini kullanarak bu ülkede iktidarda kalmayı başardı. Tek başına bir iktidar nasıl olur da cumhurbaşkanını seçemiyor? 2007 genel seçimleri öncesindeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mazlum rolü oynadı ve bu oyun AKP için güzel sonuçlar doğurdu. Dinden imandan bahseden bir partinin halkın hakkını gasp etmesi ne kadar doğrudur? Hak edenin hakkını hak etmeyene yedirmek İslamiyet'tin neresine sığar? Bugün hangi sınava bakıyorsun torpil oynuyor. Bulunduğu görevi layıkıyla yapan kaç idareci vardır acaba? Ülke genelinde devletin ne bir kurumu ne de bir arazisi kalmadı. Tüm kurumlar yandaşlara peşkeş çekildi.
Bu süre zarfında orada nasıl bir dönüşüm yaşandı. Gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
İlimizin temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. İlimizdeki çiftçilere büyük bir desteği olan ve 67 bin dönüm arazisi bulunan Alparslan Tarım İşletmesi (TİGEM) özelleşti. Yaprak Tütün İşletmesi (TEKEL) özelleşti. Şeker Fabrikası özelleşme yolunda. Bütün kurumlarda kadrolaşma var. Milletvekillerinin birinci derecedeki akrabaları servetlerine servet kattı. (EÖ/EÖ)