Haberin Kürtçesi için tıklayın
Zorunlu askerliği kabul etmediğini belirten Kürt Rapçi Beşir Tapu, vicdani ret kararını açıkladı. Tapu, pandemiden dolayı Siirt'te bulunan evinde bir basın toplantısı düzenleyerek kararını kamuoyu ile paylaştı.
“Savaş, bireylerde ve toplumda yıllarca devam eden travmalara yol açmakta, toplumları göçe zorlamaktadır. Yürütülen bu kirli savaşın bir parçası olmak istemiyorum” diyen Tapu, vicdani ret kararını, “Militarizmi besleyen egemen güçlerin savaş politikalarına dur demek ve insanin, doğanın korunması için ‘vicdanı red’ hakkımı kullanıyorum”sözleriyle duyurdu.
TIKLAYIN - Avrupa Konseyi Türkiye'den Eylem Planı bekliyor
"Bu benim savaşım değil"
Açıklamasını “Bu savaş benim savaşım değil. Doğa, hayvan ve insan haklarını korumak için ‘savaş’ sadece bir bahanedir. Savaşın olmadığı bir dünya mümkün” sözleriyle devam ettiren Beşir Tapu, Siirt’te vicdani ret kararını duyuran dördüncü kişi oldu.
“Roboski anmasına katıldığım için bursum kesildi”
Beşir Tapu basın açıklamasında şunları söyledi:
“1991 yılında Siirt’te bağlı Herekol Dağı’nda göçebe (Koçer) bir ailede dünyaya geldim. 7-8 yaşıma kadar göçebe hayatı yaşadım. Ben daha 4 yaşındayken bazı askeri operasyonlar sırasında askerlerin, çadırlarımızı yakmasına, hayvanlarımızı öldürmesine ve büyüklerimizin çırılçıplak soyularak işkence edilmesine şahitlik ettim. Daha sonra Siirt’in bir kenar mahallesinde yerleşik hayata geçerek okula başladım.
“2012-2014 yıllarında Mersin Üniversitesi’nde Yaşlı Bakımı bölümünü bitirdim. Daha sonra DGS ile Lefke Avrupa Üniversitesi’ne Beslenme ve Diyetetik bölümüne tam burslu olarak yerleştim ama Lefke Avrupa Üniversitesi’nde okurken Roboski Katliamı anması kapsamında bir tiyatro oyununda oynadığım için tam burs hakkım elimden alınarak tam ücretliye dönüştürüldü. Bir yandan çeşitli işlerde (cafe, bar, inşaat) çalışarak bir yandan da borç alarak okul ücretini ödedim ve üniversiteyi bitirdim.
"Benim durumumda olan binlerce üniversite mezunu genel işsizlik sorunu ve KPSS alımlarının yetersizliğinden kaynaklı iş bulamıyor ve çeşitli işlerde çalışmak zorunda bırakılıyor. Hemen hemen her yıl üniversite mezunları KPSS sınavından geçemediği ve iş bulamadığı için intihar ediyor.
“Devlet iktidarların menfaatlerini koruyor”
“Devlet aygıtı, ulusların hak, hukuk ve özgürlüklerini korumak yerine maalesef iktidarların kendi menfaatlerini koruma işlevi görüyor. İktidarlar varlığını korumak için halklara, doğaya ve insanlığa karşı suç işliyor. Militarizmi besleyen egemen güçlerin savaş politikalarına dur demek ve insanin, doğanın korunması için ‘vicdanı red’ hakkımı kullanıyorum. Savaş, bireylerde ve toplumda yıllarca devam eden travmalara yol açmakta, toplumları göçe zorlamaktadır. Yürütülen bu kirli savaşın bir parçası olmak istemiyorum. Bu savaş benim savaşım değil. Doğa, hayvan ve insan haklarını korumak için ‘savaş’ sadece bir bahanedir. Savaşın olmadığı bir dünya mümkün."
Vicdani ret hakkında
Türkiye Anayasanı her vatandaşa din ve vicdan özgürlüğü hakkı tanıyor. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinde de bu hak sözleşmeye taraf tüm ülkelerin vatandaşlarına tanımak zorunda olduğu haklar arasında din ve vicdan özgürlüğü hakkı bulunuyor.
Bu nedenle her ne kadar yasal düzenleme yapılmamışsa da Türkiye'de vicdani ret hakkının olduğunu söylemek doğru olacaktır. Ancak bu hak, hükümet tarafından bu hakkın ne şekilde kullanılacağı yönünde yasal düzenleme yapılmadığından bu hak sürekli ihlal ediliyor.
Vicdani reddin gerekçeleri nelerdir? Kişiler neden vicdani retçi olur?
İnsanları, vicdani retçi olmaya yönelten çeşitli nedenler vardır:
*Birey savaşlara karşı olabilir ve savaşların yürütücüsü olan ordulara hizmet etmek istemeyebilir.
*Birey, politik görüşleri doğrultusunda ordusuz, sınırsız, devletsiz, özgür bir dünyada yaşamak istiyor olabilir.
*Birey, emir almak ve vermek, itaat etmek ve hükmetmek istemiyor olabilir.
*Birey, şiddet kullanmayı ve insan öldürmeyi öğrenmeyi istemiyor olabilir.
*Birey, ( Yehova Şahitleri örneğinde oluğu gibi) dini inaçları gerekçesiyle savaşa, savaşmaya, savaş eğitimi almaya, insan öldürmeye karşı olabilir.
İlk vicdani retçi Tayfun Gönül
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Tayfun Gönül, 1989'da yani 32 yaşında, vicdani ret açıklaması yaptı, "Beni zorla askere almaları vicdan özgürlüğünün ihlalidir" savıyla, zorunlu askerlik uygulaması için devleti mahkemeye verdi.
Geçirdiği kalp krizi nedeniyle 30 Temmuz 2012'de hayatını kaybeden Gönül, zorunlu askerliğe karşı çıkış nedenini şöyle açıklıyordu:
"Askerliğe karşı çıkma nedenim; zor ve uzun olmasından değil, çünkü ben doktorum, herkes bilir ki doktorlar zaten sıradan erler gibi bir askerlik yapmaz, hayli rahat geçer. Tam tersine askerlik yapmayı reddetmek, bir doktor için yaşamını daha zor koşullarda sürdürmektir. Benim karşı çıkışımın nedeni ahlaki. Bu açıdan paralı ya da parasız, uzun ya da kısa dönem benim için fark etmez. Orduya katılmak militarist aygıtın parçası olmak demektir. Bunun ahlaki sorumluluğunu üstlenmek istemiyorum."
(ZA/FD)