Kadınlar bu yıl da Newroz kutlamalarında başı çektiler, meydanlara "direniş" için, "barış" için, "halay çekmek, zılgıt çekmek" için, "şarkı söylemek" için çıktılar... bianet muhabiri Emine Özcan'a "Akşamdan bayramda giymek için elbiselerini hazırladıklarını" söyleyen Diyarbakır'lı genç kadınlar bu heyecanı bir parça aktarıyor aslında...
Kürt hareketinde kadınlar üzerine bir doktora tezi olan "Analar, Yoldaşlar, Tanrıçalar" kitabının yazarı Handan Çağlayan "Kürt kadınların Newroz gösterilerine bu denli kitlesel, renkli ve coşkulu katılımlarının ardında ciddi bir tarih var. Acılı ama bir o kadar da dönüştürücü bir tarih bu" diyor.
1990 başlarındaki Newrozları anımsatan Çağlayan "O dönemin yoğun çatışmaların ve ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir dönem olduğunu, kadınların kitlesel olarak sokağa çıkmalarının da bu döneme rastlaması bir tesadüf olmadığını" belirtiyor.
1992'de kadın ve çocuklar dahil 52 kişi öldü
1991'de Newroz kutlamalarında 31 kişi ölmüştü, ölenlerin PKK'liler olduğu söylenmişti, o yıl ölen beş yaşındaki Hatice Katar'ın, dokuz yaşındaki Mehdi Güngen'in, 70 yaşındaki Ramazan Bayer ve Halil Babek'in, 65 yaşındaki Nebahat Kakuç'un ne zaman ve nasıl ve ne zaman PKK militanı oldukları bu zamana kadar öğrenilemedi.
1992'de Newroz kutlamaları sırasında kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 57 insan öldü.
"Bu gösteriler Kürt kadınların politik özne olarak ortaya çıkmalarında etkili oldu"
Kadınların Newroz'lara katılımlarında politik etkenler söz konusu olduğunu söyleyen Çağlayan "Ama bundan ibaret olmadığını düşünüyorum. Bu tür toplumsal ve politik gösteriler, Kürt kadınların politik özneler olarak ortaya çıkmalarında etkili oldu" diyor.
"Coşkulu katılımları, görünür olmalarını sağlamakla kalmıyor. Kadınlar için toplumsal ve politik açıdan kendini gerçekleştirme anlamını da taşıyor. Böylece kendilerini politik özneler olarak inşa ediyorlar."
Newroz nedir...
Newroz Bayramı'nın kökeni çok eskilere dayanır. Eski bir efsanede şöyle anlatılır: Bir zamanlar Dehak adında, çok zalim Asurlu bir kral varmış. Bir gün bu kralın omuzbaşlarında yaralar çıkar. Bir çok hekim bu yaraları tedavi etmeye çalışır, ancak başarılı olamazlar. Sonunda bir hekim, kralı muayene eder ve ona, her gün iki Kürt gencinin beynini çıkarıp yaralarının üzerine sürerse yaraların iyileşebileceğini söyler.
Kral Dehak hekimin sözünü dinler. Böylece her gün iki Kürt genci öldürülerek beyinleri Dehak'ın omuzlarındaki yaralara sürülmeye başlanır. Uzunca bir süre böyle devam eder. Bazı gençler öldürülmemek için kentten kaçarak dağlara sığınır . Bir gün sıra Kawa adında bir demircinin oğluna gelir.
Demirci Kawa yiğit, cesur ve iyi yürekli biridir. Oğlunun ve halkının böyle katledilmesini kabullenmez. Çevresindeki insanlarla konuşur ve onlara Dehak'ın zulmünden kurtulmanın tek yolunun onu öldürmek olduğunu anlatır. Dehak'ın sarayına giderek Dehak'ı öldürür . Dağda yaşayanlara haber vermek için sarayın avlusunda büyük bir ateş yakar. Bu ateşi görenler dağdan evlerine geri dönerler. Ve her yıl, 21 Martta büyük ateşler yakarak, özgürlüklerine kavuşmalarını kutlarlar.
Newroz, bir halkın zalim bir tirandan kurtulup özgürlüğüne kavuşmasının sembolüdür. (NZ)