12. AWID Uluslarası Kadın Hakları ve Kalkınma Forumu'nun "Kürt Kadınlarla Diyalog" oturumunda Kürt kadınlarının geçmişten bugüne yaşadıkları zorluklar ve bugün içinde bulundukları durum tartışıldı.
Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği program koordinatörü Zelal Ayman'ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma BDP milletvekili Sebahat Tuncel de dinleyici olarak katıldı.
BDP Eşbaşkanı ve milletvekili Gülten Kışanak, Kürt Feminist hareketi öncülerinden Canan Tanrıkulu, sendika uzmanı Dr. Handan Çağlayan, Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği kurucu ve yürütücüsü Nevin İl sunumları ile oturumda konuşmacı olarak yer aldılar.
Kışanak: Savaşları erkekler yapar, kadınlar mağdur olur
Kışanak, Kürt sorunu bağlamında kadınların yaşadığı gündelik sıkıntılar ve örgütlenme süreçlerini değerlendirdi. Dünyanın birçok yerinde insanlığın bir eşitlik ve özgürlük arayışı olduğunu, kadınların da eşit haklara sahip olmak ve ikincil pozisyondan kurtulmak için mücadele verdiklerini belirten Kışanak, "Dersim Katliamı'nda en büyük dram, kadınlarındır" diyerek 'Dersim'in Kayıp Kızlar'ını hatırlattı.
Kışanak, savaşın kadınlar üzerindeki etkilerini şöyle örneklendirdi: "Katıldığım bir etkinlikte bir kadın yaşadıkları zorluğu anlatmak için 'Evlerimiz çiş kokuyor' deyince bazıları 'Neden evlerinizi temizlemiyorsunuz' dedi. Kadın, akşamları 17:00'den sonra hava kararınca sokağa çıkmanın yasak olduğunu, evlerinin çatısında özel timlerin, kapılarda silahlı insanların gezindiğini belirtti. Anadolu'da genel olarak tuvaletler evin dışında oluyor. İnsanların evlerinden çıkıp tuvalete gidemediğini, evlerinin içinde kutulara, leğenlere ihtiyaçlarını gidermek zorunda kaldıklarını anlattı. İşte savaşın etkisi, insanlara ne yaşattığı ve bu durumun kadınları nasıl zor bir duruma soktuğunun göstergesi".
Kışanak, dünyadaki bütün savaşları erkeklerin çıkarttığını belirtirken, hegemonya mücadelesinin kaynağının erkekler olmasına rağmen kadınların mağdur olduğunu vurguladı. Kürt kadınlarının evde ikincil olan, gezmeye gitmesi bile yasak olan bir toplumsal zeminden, "ulusal kurtuluş mücadelesinin açtığı" sokak yolunu aktif olarak doldurduğunun altını çizerken, Kürt kadınlarının hayatın içindeki temsiliyetlerinin politik kadın örgütlenmelerinin oluşması ile ivme kazandığını dile getirdi:
"Dayanışmayı, başkalarının mağduriyetleri için mücadele etmeyi öğrendiler. Ama bunun kimi zaman baskı olarak döndüğü durumları unutmamak gerek. Şu anda aralarında kadın meclisi sözcümüz, iki milletvekili, beş belediye başkanı, 29 belediye meclis üyesinin olduğu 500 kadın arkadaşımız tutuklu".
Tanrıkulu: Hepimiz kadınız ama sorunlarımız farklı
Tanrıkulu, kendilerinin "ilk Kürt feminist kadınlar" olduklarına değinirken, Kürt kadın hareketlerinin geçmişten bugüne genel bir özetine yer verdi.
"Kürt kadınları olarak, ezilmişlerinde ezilmişiyiz" diyerek sözlerine başlayan Tanrıkulu, Kürt kadınınlarının kendilerini anadillerinde ifade edememesinin uzun süre büyük sorun yarattığını ve bunun hala devam ettiğini vurguladı.
12 Eylül darbesinin ardından aile üyelerinin maruz kaldıkları hak ihlalleri, gündelik hayatı etkileyen şiddet olayları sonrasında Kürt kadınların Türkiye ve Avrupa'nın metropollerine zorunlu göçü de yaşananların bir diğer yüzü.
Tanrıkulu, "Roza" ve "Jujin" dergilerinin kadınların politikleşme sürecindeki öneminden bahsetti. 1990-2000 arası dönemi Kürt bağımsız kadın hareketi açısından bir sıçrama dönemi olarak değerlendirdi. Bu durumun sadece "Kürt Feminist" hareketini değil, "Türk Feminist" hareketini de etkileyen bir süreç olduğunu vurguladı.
"İlk Kürt kadın grubu olacağız' deyip ilk kadın kurultayında bildiri sunduğumuzda, tepkilerle karşılaştık. 'Ne gerek var Kürt demeye, biz hepimiz kadınız ve hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz" dediler. Hepimiz kadınız ama hepimiz farklı şeyler yaşıyoruz. Biz hem ulusal kimliğimizden kaynaklı hem yaşadığımız bölgenin gelenek görenekleri hem de islam dininin yaşanış biçiminden kaynaklanan çeşitli sorunlarımız var".
Tanrıkulu, eskiden kendilerini "feminist" olarak tanımladıkladıklarında, Kürt hareketinin ve Kürt kadınlarının gücünü bölecekleri yönünde eleştirildikler aldıklarına da değindi. Kürt ve Türk kadın hareketlerinin "herşeye ilişkin birşey söyleme ve tavır koyma telaşı"nda olduğundan yakındı:
"Bu bizi dönem dönem geriye düşürüyor. Oysa biz kendi gündemimizi belirlememiz ve vurucu kampanyalar yapmamız gerekiyor. Susurluk olsun, KCK operasyonları olsun herşeye ilişkin bir fikrimiz olmalı ama biz herşeyi çözemeyiz. Öncelik bizim kendi sorunlarımız ve taleplerimiz olmalıdır".
Çağlayan: Zorunlu göç, Kürt kadınını iki kez mağdur etti
Çağlayan, kadınların dünyanın hiçbir yerinde ürettiklerinin karşılığını alamadığının altını çizdi. "Kadınlar hem maddi hayatı yeniden üretiyorlar hem de hayatın kendisini yeniden üretiyorlar" derken, kalkınma programlarının mevcut cinsiyet eşitsizliğini derinleştirici durumlar yarattığına değindi.
Çağlayan, yaşanan çatışmalar ve zorunlu göç sonrasında, üretim ilişkilerinin yapısının alt üst olduğunu vurguladı. Kırsaldan şehirlere göç eden orta yaşlı kadınların, anadilini konuşamadığı için üretim sürecinden kopukluklar yaşadığını, genç kadın ve çocukların da büyük şehirlerde tekstil atölyelerinde, salyangoz temizleme gibi işlerde çalıştığını belirtti.
"10 yıl öncesine kadar Kürtler yoktu, Kürt kadınlar 'iki kere' yoktu. İstihdam ve eğitim arasında doğrudan ilişki vardır ve Kürt kadınlar ikisinden de mahrum kalıyorlar. Zorunlu göç kadınlar için buydu".
İl: Kürt kadın hareketi Leyla Kasım'ın öldürülmesiyle başladı
Nevin İl, Kürt kadınların ortak mücadeleye başlama geçmişlerinden yola çıkarak, Kürt feminizmi ve dergi yayıncılığı geçmişinden bahsetti.
Kendisini bağımsız bir Kürt kadını olarak tanımlayan İl, Kürt hareketinin Saddam Hüseyin'in zulmü sonucu bombalamalarda ölen Leyla Kasım'ı anma törenleriyle başladığını belirtti. 1988'de Diyarbakır İHD Kadın Komisyonu'nu kurduklarını vurguladı. (HA/ÇT)
* Roza: Gündoğumu anlamına geliyor.
* Jujin: 'Juji' kirpi anlamında, 'jin' kadın anlamında kullanılıyor. Jin kelimesinin bir diğer karşılığı da yaşamdır. Jujin sözcüğü, kirpi kadın ile yaşamın içiçe geçtiği bir kelime oyunudur.