Göç Platformu tarafından 1541 kişiyle yüz yüze görüşülerek hazırlanan rapor açıklandı. Rapora göre, "Kürt Göçü" olarak adlandırılan 1984 sonrası kitlesel göçün nedenleri şöyle sıralanıyor: Birinci neden, (katılanların yüzde 77,5'ine göre) güvenlik güçlerinin baskısı ve Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarının etkisisi; ikinci neden (yüzde 65,9) koruculuk baskısı ve dayatması; üçüncü neden (yüzde 63,8) can güvenliği sorunu; dördüncü neden (yüzde 60,8) yerleşim alanlarının boşaltılması.
Akdeniz'e Göçedenler Derneği öncülüğünde Göç Platformu tarafından hazırlanan ve bugün (20 Haziran) bir basın toplantısında açıklanan "Zorla Yerinden Edilenler İçin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Araştırma Raporu", Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleşmesi çerçevesinde Türkiye'de 1984'ten itibaren "Kürt göçü" olarak adlandırılan göçün yol açtığı mağduriyetleri ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri ihlal eden hak kayıpların nasıl telafi edileceğini ortaya koymayı amaçlıyor.
Araştırma, Avrupa Demokrasi ve İnsan Hakları Aracı Türkiye 2009 Programı kapsamında, "Ülke İçinde yerinden edilen kişiler için Sosyal Adalet Projesi" kapsamında yürütülmüş.
"Komutan, bebeğimi kurtaran askeri vurup öldürdü"
Cezayir Toplantı salonunda basın toplantısıyla tanıtılan raporda çalışan Göç Platformu Proje Koordinatörü Selahattin Güvenç, araştırma sürecinden bazı anekdotlar aktardı:
"Adana'da bir anne bize şöyle dedi: 'Köyümü yakan kar maskelilerin zulmü bitti sanmayın, evde başçavuş çok' dedi ve kocası ile oğullarını göstererek evdeki kadınlara yapılan zulmu anlattı.
Kızının adı Canaldı olan bir kadına neden kızına bu ismi verdiğini sorduk o da şöyle anlattı: 'Evimiz yakılırken bebeğim içerde kaldı. Çığlığımı duyan asker bebeğimi yangından aldı getirdi. Ama komutanı tarafından başına kurşun sıkılarak öldürüldü.'"
Güvenç, Türkiye'de yapılmış en kapsamlı olan bu göç araştırmasında en korktukları şeyin tarafsızlıklarını kaybetmek olduğunu söyledi:
"Biz de bu insanların temsilcisiydik, tarafsız olamama korkusu vardı. Bir gün, bir kadın "PKK de bize baskı yapıyordu" deyince hemen ayrıntı anlat dedik."
En çok göç alan, Diyarbakır, İstanbul, Mersin ve Adana
Raporun analizini yapan Mehmet Barut, araştırmanın sonuçlarını anlattı:
* Dokuz ilde 1541 kişi ile yüzyüze görüşme tekniği ile görüşüldü; bunların yüzde 40 erkek, yüzde 40 kadın, yüzde 20 çocuk.
* Göç veren iller: Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Siirt, Batman, Van, Hakkari. Göç alan iller: Diyarbakır, İstanbul, Mersin, Adana.
* Hanede sayısı anlatan altı ve 10 arasında değişiyor. 0-18 yaş arası çoğunlukta. Türkçe okuma yazma bilme oranı düşük, ana dil Kürtçe. Düzenli gelir, sağlık ve sosyal güvenceden yoksunlar.
* Göç etmeden etkili nedenler: yüzde 77,5 güvenlik güçlerinin baskısı ve Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları etkisi, yüzde 65,9 koruculuk baskısı dayatması, yüzde 63,8 can güvenliği sorunu, yüzde 60,8 yerleşim alanlarının boşaltılması.
Yüzde 31 işkence tanığı ya da mağduru
* Yüzde 31 göç sürecinde işkenceye tanık yada yaşamış, yüzde sekiz taciz ve tecavüz sonrası travma yaşıyor.
* Yeterli konut hakkı: Yüzde 68'i yeterli alt yapıya sahip konutlarda yaşamıyor.
* Beslenme hakkı: yüzde 76 ekmeğini kendi pişiriyor, yüzde 50 düzenli öğün yiyemiyor, çocukların yüzde 84'ü yetersiz besleniyor.
* Yüzde 50 sosyal yardıma ulaşamıyor.
Yüzde 52 anadilinden dolayı okulda başarısız
* Eğitim hakkı: yüzde 27 okuma yazma bilmiyor, yüzde dört üniversite mezunu, yüzde 52.3 anadilinden dolayı okulda başarısızlık yaşıyor, yüzde 29 isim, kimlik kültürel farklık nedeniyle sorun yaşıyor.
* Sağlık hakkı: Yüzde 59.6 dil bilmemekten sorun yaşıyor, yüzde 25'i tedavi sürecinde bedelleri ödeyemiyor.
* Çalışma hakkı yüzde 45 işsiz, yüzde 80 düzenli işi yok, yüzde 23 sosyal güvence yok.
Çocukların yüzde 94'ü çalışıyor
* İlköğretim çağında çocukların yüzde 94'ü, 8-12 saat arası ve güvencesiz kayıt dışı işlerde çalışıyor.
* Kadınların yüzde 28'i göç sürecinde kadın kimliğine yönelik fiziki,psikolojik saldırı ve baskı yaşamış. Yüzde 46'sının hayata bakış açısı olumsuz.
Yüzde 64'ü geri dönmek istiyor
* 5233 sayılı terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması yasası hakkında: yüzde 60 yasa hakkında bilgilendirilmemiş, yüzde 64 köyüne geri dönmek istiyor, yüzde 70 yasanın yetersiz olduğunu düşünüyor.
Operasyonlar durmalı, HES'ler kaldırılmalı
Raporda "Kürt sorunu" çerçevesinde yaşanan göç sorununda yoksulluk, kimlik ve dil nedeniyle yaşanan sorunlara şu çözümler öneriliyor:
* Askeri operasyonların durdurulması, askeri yasak bölge altında insansızlaştırılan coğrafyanın yaşam alınan çevrilmesi.
* Ekolojik dengeyi bozan, doğayı tahrip eden HES'lerin özellikle "Ilısu Baraj Projesi"nin yeni bir göç dalgasına yol açacağı göz önüne alınarak kaldırılması.
Koruculuk kalkmalı, geri dönüşler sağlanmalı
* Köy koruculuk sistemi kaldırılmalı, geri dönüşün önündeki engeller kaldırılmalı. Boşaltılmış yerleşim yerlerin altyapı sorunları vs. düzeltilmeli.
* Türkiye'nin etnik, inanç ve kültüel çoğulculuğuna saygı gösterecek mevcut yapının anayasal güvence altına alınarak, idari ve yasal düzenlemeler yapılmalı.
* 5233 sayılı yasanın adı ve içeriği yeniden düzenlenmeli.
* Göç ettirilenlere sosyal güvence fonu oluşturulmalı, konut sorunu çözülmeli.
* Türkçe yanında Kürtçe de kamu hizmetlerinde ve eğitim-öğretim alanında resmi dil olmalı.
*Gençlik danışma merkezleri kurulmalı, özellikle kadın ve çocuklar için "psiko-sosyal danışmalık" projeleri yapılmalı. (NV/ŞA)