Bugün (26 Ağustos) saat 19.30'da Şişhane Meydanı'nda Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn'in öldürülmesi kadın gazeteciler öncülüğünde protesto edildi.
Açıklamaya Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın-İş destek verdi.
BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİ TÜRKİYE’NİN SALDIRILARINI KINADI:
“Hakikatin gücü, susturulmaya çalışılan her sesle daha da büyüyecek”
"İktidar hakikati halklara ulaştıran Kürt gazetecileri hedef alıyor"
Şişhane Meydan'da toplanan grup, Türkiye'nin 23 Ağustos'ta Süleymaniye'de sivil bir aracı bombalaması sonucu gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn'in hayatını kaybetmesine ilişkin basın açıklamalarını okudu. Basın açıklamasını kadın gazeteciler adına Reyhan Hacıoğlu okudu.
Açıklamada, Türkiye'de her yıl yüzlerce gazetecinin tutuklanarak ya da yargı kıskacı ile karşı karşıya bırakılıdığı ve azetecilerin iş yapamaz hale getirilmek istendiği hatırlatılarak başladı, şyöle devam etti: "İçerde" bizleri baskı altına almaya çalışan iktidar, "dışarda" ise hakikati halklara ulaştırmaya çalışan Kürt gazetecileri, özgür basın çalışanlarını hedef alıyor" dedi.
"Gazetecilik mesleğinin onurunu korumak her zamankinden ağır bir bedel gerektiriyor"
Bu koşulların muhalif ve özgür basına yönelik saldırıları artırdığına değinilen açıklamada, son birkaç yılda Kürt gazetecilere düzenlenen suikastler hatırlatıldı. Bir yıl önce Kamışlı'da JIN TV çalışanlarının aracının bombalanması, 2 yıl önce yine Süleymaniye'de gazeteci Nagihan Akarsel'in katledilmesine değinilirken 23 Ağustos'taki Süleymaniye'deki SİHA saldırısı, bu suikastlerin son örneği olarak gösterildi.
Saldırıda hayatını kaybeten özgür basın çalışanı gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn'in yanında 1'i ağır 6 Chatr Medya çalışanı gazetecinin yaralandığının aktarıldığı açıklama, şöyle devam etti: "Bu saldırı da bizlere gösterdi ki, gazetecilik mesleğinin onurunu korumak, dayanışmak her zamankinden daha ağır bir bedel gerektirirken, aynı zamanda her zamankinden daha önemli bir noktada."
"Öldürülen gazetecilerin kalemlerini sahipsiz bırakmayacağız"
Hacıoğlu'nun okuduğu açıklamada, hayatını kaybeden gazetecilerin haberlerinin yarım kalmasına izin vermeyeceği mesajı verildi.
Açıklama şöyle:
"Bizler ne dün, ne bugün, ne de yarın kalemimizi iktidarların yalanları için kullanmayacağız. Nerede bir direniş, nerede bir haksızlık, nerede bir halk varsa orda olacağız. Tıpkı Gülistan ve Hêro gibi. Bir haber çalışması için yola çıkan arkadaşlarımızın haberi sanmasınlar ki yarım kalacak. Bizler; muhalifler, kadınlar, gazeteciler, özgür basın çalışanları olarak kalemlerini de, kameralarını da sahipsiz bırakmayacağız."
Dünya üzerinde sürdürülen savaşlarda ilk hedef alınanların gazeteciler ve özellikle kadınlar olduğunun belirtildiği açıklamada Gazze ve Ukrayna örnekleri de hatırlatıldı. Açıklamayı okuyan Hacıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Buna karşı dünyanın neresinde olursa olsun gazeteciliğin suç olmadığını haykırmak ve özgür bir dünya için hayatlarını kaybeden arkadaşlarımızın sorumluluklarını omuzlamak bizlerin görevidir."
"Büroları bombalanan bu geleneğin ardıllarıyız"
İktidarın birçok cephede emekçinin ve halkların cebinden alarak sürdürdüğü bu savaşta özgür basın çalışanı gazetecilerin hedef alınmasının tesadüf olmadığını öne süren açıklama, özgür basın geleneğinin güçlenerek devam edeceği mesajını verdi. Açıklama şöyle devam etti:
"Büroları bombalanan, arkadaşları sokak ortasında katledilen bu geleneğin, Gülistan'ın da kendi sözleri ile dediği gibi; "Biz direnişçi bir geleneğin ardıllarıyız" sözleri ile ardılları yollarına devam edecek ama daha güçlü olarak. Çünkü biz, bu saldırıların asıl amacının halkların haber alma hakkına yönelik olduğunu bilenler olarak diyoruz ki; sizler saldırdıkça biz gazeteciler, halkların haber alma hakkına sahip çıkanlar olarak daha da çoğalacağız."
Açıklamada son olarak, Türkiye'nin her yıl gerileyen düşün ve ifade özgürlüğü sıralamaları hatırlatılarak uluslararası kurumlara seslenildi ve gazetecilere yönelik saldırılara karşı tutum almaları için çağrı yapıldı. (EMK/NK)