Varlık dergisinin eylül sayısı, birçok farklı edebî dalda yazılmış Kürt eserlerine ayrılmış. Sayıda, Osmanlı döneminde yazılmış mesneviler arasında bir yapı taşı olarak da nitelendirilebilecek olan Hüsn-ü Aşk ile ilk Kürtçe mesnevi olarak da bilinen Mem û Zîn'in karşılaştırmasına da yer verilmiş.
Kültür ve edebiyat dergisinin eylül sayısında Laurent Mignon, Servet Erdem, Ayhan Tek, Ömer Faruk Yekdeş ve Rûken Alp'in yazıları var.
Derginin Kürt edebiyatından eserleri ele aldığı bu sayısının adı "Kürtçe Edebiyat Odağında Karşılaşmalar, Karşılaştırmalar."
Kürt edebiyatının atlatmış olduğu ve hâlâ yüzleştiği sorunlara değinen sayının Laurent Mignon tarafından "Önsöz Yerine" yazısı dikkat çekici.
Mignon yazısında, "Bir yazarın anadilinde yazıyor olmasından daha doğal ne olabilir? İlk bakışta son derece basit görünen bu soru aslında büyük dramlara işaret ediyor. Öyle durumlar var ki, bir insanın anadilini kullanabilmesi, dikenli tellerle çevrilmiş bin bir engeli aşmasını gerektiriyor" diyor.
Laurent Mignon'un öğrencilerinin de büyük emeğinin geçtiği sayıdaki ilk yazı, Servet Erdem tarafından kaleme alınmış. Erdem yazısında, bireylerin kimlik algılarında ve ideolojik yaklaşımlarında konuştukları dilin belirleyiciliğine yer veriyor.
"Öteki dilde konuşturulmaya çalışanlar"
Erdem, Türkiye'de uygulanmış olan "Kürtçe konuşma yasağı" dolayısıyla Kürtçe'nin Türkçe'den geçen kelimeler ile fazlasıyla değiştiğine de değiniyor. Erdem'in "Türkçe romanlarda öteki dilde konuşmaya çalışanlar ağırlıktadır; Kürtçe romanlarda ise öteki dilde konuşturulmaya çalışanlar" ifadesi, Kürtlerin baskı altında yaşamaktan ve kısıtlanmışlıktan dolayı dillerine ne kadar çok sarılmış olduklarının da bir göstergesi.
Dergide yayınlanan ikinci yazı ise Ayhan Tek'in. Tek yazısında 1694 yılında yayımlanan ve tarihte yazılmış ilk Kürtçe mesnevi olarak bilinen, Mem û Zîn ile Şeyh Galip'in 1782 yılında yayımladığı Hüsn-ü Aşk eserlerini karşılaştırıyor. Bu eserlerin ortak noktası her iki yapıtın da bir aşk hikâyesini anlatıyor olması.
Kürtçe edebiyatın derinlemesine incelendiği sayıda Faruk Yekdeş'in Nâzım Hikmet ile gerçek adı Sexmus Hesen olan Cegerxwîn'in şiirlerini karşılaştırdığı bir yazısına da yer verilmiş. Yekdeş, bu iki şairin şiirlerindeki "toplumsal gelenek, siyaset ve aşk ilişkisini" ve bunların şairler tarafından nasıl ele alındığını anlatıyor.
Dergide ayrıca Ruken Alp'in, Fatma Savcı ve Gulîzer'in şiirleri ve Filistinli şair Hanan Avvad'ın yapıtlarını incelediği bir yazıyı da bulabilirsiniz. (IK/IC)