Kürt Çalışmaları Merkezi bünyesinde yer alan Kurdish Barometer-Kürt Barometresi, ilk araştırmasını kamuoyuyla paylaştı.
Çekirdek Kürt illeri (48,7) çeper Kürt illeri (19,5) yakın göç illeri (6,2) uzak göç illeri (25,6) kategorisinde Adana, İzmir, Ağrı, Kars, Ankara, Malatya, Batman, Mardin, Bingöl, Mersin, Diyarbakır, Muş, Erzurum Urfa, Antep, Şırnak, Hakkari, Dersim, İstanbul ve Van’da yapılan araştırmada 1492 kişiyle yüz yüze görüşüldü.
Araştırmaya göre; Kürtlerin yüzde 54’ü kendini Müslüman, yüzde 28’i özgürlükçü, yüzde 25’i dindar olarak tanımlıyor.
Kürtlerde yaş aralığı düştükçe özgürlükçü, arttıkça ise müslüman-dindar kimlik daha öne çıkıyor. Kürtler dindarlıklarına 10 üzerinden 6,10 veriyor. Kürt milliyetçiliği de 5’in üstüne çıkıyor.
Sonuçlara göre; dindarlık düzeyleri Kürt kimliğinin belirleyenlerinden değil ancak muhafazakarlık ve sağcılık arttıkça Kürt kimliği zayıflıyor. Kürt kimliği “kuvvetli” olanların siyasete ilgisinin ise; daha yüksek olduğu görülüyor.
Türkiye’de yaklaşık 12 milyon yetişkin (17 yaş üzeri) Kürt nüfus bulunuyor. Bu oran Türkiye’deki yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor.
Gençlerde Kürt milliyetçiliği yükselişte
17-29 yaş arası Kürt gençlerinde milliyetçilik, 30 yaş üstüne göre çok daha yüksek olduğu görülüyor.
Eğitim düzeyine göre; kimliklenme farklılaşıyor, yüksek eğitimlilerde kimlikler çeşitleniyor. Üniversite mezunlarında özgürlükçü, sosyalist, Kürt hakları savunucusu gibi kimliklerin yanı sıra sosyal demokrat, laik, Atatürkçü gibi kimlikler de öne çıkıyor.
Gençler ve öğrenciler kimliğini daha çok sahipleniyor
Verilere göre; Kürtlerin üçte ikisi (yüzde 67,4) Kürt kimliğini güçlü bir şekilde sahipleniyor. Kürt kimliğini sahiplenme gençlerde, öğrencilerde, esnaflarda ve üst gelir grubunda ortalamadan daha yüksek, orta sınıfta ve memurlarda daha düşük çıkıyor.
Ayrıca Kürt kimliğinin göç etmiş Kürtlerde daha yüksek olduğu, “çeper iller” olarak adlandırılan bölgelerde kimliği benimseme düzeyi daha düşük görülüyor.
Sonuçlara göre; Kürt milliyetçiliği 5 yıl öncesine göre yükselişte görülüyor. Kürtlerde milliyetçilik, 10 üzerinden 5,41 görülüyor. Ancak Türklerle yapılan araştırmalarda milliyetçilik, 1-10 puan üzerinden 7’nin üzerinde seyrediyor.
Kürt kimliğinin en kuvvetli olduğu seçmen HDP
Anadili, Kürt sorunu gibi birçok başlıkta yapılan araştırma görüşmecilere; “Kendinizi ne kadar Kürt olarak görüyorsunuz?” diye soruldu.
Katılımcıların yüzde 53, 2’si “yüksek”, yüzde 32,6’sı “orta”, yüzde 14,2’si ise “düşük” yanıtını veriyor.
Görüşmecilerin yüzde 71,2’si de “Kürt olmaktan gurur duyuyorum” ifadesine “katılıyorum” cevabını veriyor.
Araştırmaya göre; “Kürt kimliğinin en kuvvetli olduğu seçmen” grubu HDP. HDP seçmeninin yüzde 85,8’i “kimliğine kuvvetli” şekilde bağlı olduğunu söylerken; AKP seçmeninde bu oran 48,9, CHP seçmeninde ise; yüzde 52,9.
Eğitim iki dilli olmalı
“Sizce ana dili Türkçe değil de Kurmanci/Zazaki olanlar için okullarda eğitim dili nasıl olmalı?” sorusuna görüşmecilerin yüzde 44’ü “Eğitim iki dilli olmalı, hem Türkçe hem de ana dilde eğitim verilmeli”, yüzde 27’si “Eğitim dili Türkçe olmalı, ana dil okulda ayrıca öğretilmeli” yüzde 19,2’si “Eğitim dili Türkçe olmalı, okulda ana dili öğretmeye de gerek yok”, yüzde 9,2’si “Eğitim dili sadece ana dil (Kurmanci/Zazaki) olmalı” diyor.
Kürtçe konuşabilmek ile Kürtlüğü benimseme arasında çok belirgin bir ilişki var. Ana dilini konuşabilenlerin yüzde 83’ünde Kürt kimliği güçlüyken, konuşamayanların üçte birinde zayıf. Kürtçe müzik dinlemekle Kürt kimliği arasındaki bağ da oldukça kuvvetli. Sosyal medya kullanımı Kürt kimliği kuvvetli olanlarda daha yaygın.
Kürt illerinde Kürtçe hizmet dili olmalı
“Sizce Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde resmi dil ne olmalı?” sorusuna ise; yüzde 41,8’i “Resmi dil Türkçe olmalı ama Kürtçe de hizmet verilebilmeli” cevabını veriyor.
Yüzde 33,2’si “Resmi dil iki tane olmalı, Türkçe ve Kürtçe”, yüzde 11,4’ü “Resmi dil sadece Türkçe olmalı”, yüzde 13,5’i “Resmi dil sadece Kürtçe olmalı” diyor.
“Kürtçe Türkiye’de resmi dil olmalıdır” ifadesine katıldığını söyleyenlerin oranı yüzde 61, “Katılmıyorum” diyenlerin oranı yüzde 19, “Ortadayım” diyenlerin oranı da yüzde 20 oldu.
Kürtlerin yüzde 30’u iyi düzeyde, yüzde 31’i de orta düzey konuşuyor. Kürt kimliğinin güçlülüğü ile Kürtçe konuşma düzeyi arasında da güçlü bir ilişki görülüyor. Kürt kimliği çok kuvvetli olanlarda Kürtçeyi iyi konuşma oranı yüzde 50’ye ulaşırken, Kürt kimliği zayıf olanların sadece yüzde 7,5’i iyi şekilde Kürtçe konuşabiliyor.
Yüzde 58 kimliği sebebiyle ayrımcılık yaşıyor
Görüşmecilerin yüzde 51,5’i “Türkiye'de Kürt sorunu var mı?” sorusuna “Evet, Kürt sorunu / Kürt meselesi var”, Yüzde 16,3’sı “Kürt sorunu yok ama Kürtlerin sorunları var” yanıtını veriyor.
“Hayır, Kürt sorunu olduğunu düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 15, “Bilmiyorum/fikrim yok” yüzde 12,8, “Cevap yok” diyenlerin oranı da yüzde 4,3 oldu.
“Bir Kürt olarak Kürt kimliğiniz sebebiyle ayrımcılığa uğradığınızı düşünüyor musunuz?” sorusuna görüşmecilerin yüzde 58’i bu soruya “evet” diyor.
Kürtlerin yüzde 60'a yakını Kürt kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. Kürt kimliği güçlendikçe “ayrımcılık” artıyor.
Kürt kimliği zayıf olanların yüzde 29’u “ayrımcılığa” uğradığını söylerken, Kürt kimliğini güçlü şekilde benimseyenlerde bu oran yüzde 74’ü geçiyor.
"Kürtler devlet nezlinde eşit değil"
“Türklerle Kürtlerin devlet nezdinde eşit olduğunu düşünüyor musunuz?” diye sorulduğunda ise; katılımcıların yüzde 48’i “eşit değil”, yüzde 28’i “ne eşit ne değil”, yüzde 24’ü “değil” yanıtını veriyor.
Kürtlerin yarıya yakını devletin sağladığı güvenlik, sağlık, eğitim ve idari hizmetlerde ayrımcılığa maruz kaldığını düşünüyor.
Katılımcılar, “Kürt sorunu ya da süregelen yaşanan çatışma hali sebebiyle zarar gördünüz mü?” sorusuna ise; yüzde 32 oranında “evet” yanıtını veriyor.
Kürt kimliğini “çok güçlü şekilde sahiplenenlerde” zarar gördüğünü beyan edenlerin oranı yüzde 44 olduğu görülüyor.
Zarar gördüğünü ifade edenlerin yarısı ekonomik zarar görürken, yüzde 40'a yakını kötü muamele gördüğünü ve yaşam alanını terk etmek zorunda kaldığını ifade etti. Zarar gördüğünü söyleyen her 3 kişiden biri yaşadığı şehirden göç ettiğini belirtiyor.
"Türkiye Kürtler için yaşanabilir bir ülke değil"
Araştırmaya katılan Kürtlerin 43,3’ü “Türkiye ne kadar yaşanılabilir bir yer?” olduğu sorusuna “Yaşanılamaz” yüzde 34,1’i “Ortadayım” yüzde 22,6’si “Yaşanılabilir” cevabını veriyor.
“Kürtler için Türkiye ne kadar yaşanılabilir bir yer?” sorusuna ise; yüzde 44’ü “Yaşanılamaz”, yüzde 33,9’u “Ortadayım”, yüzde 22,1’i “Yaşanılabilir” diye yanıt veriyor.
"Sorunun kaynağı Kürt kimliğinin tanınmaması"
“Sizce Kürt sorununun kaynağında sayacaklarımdan en çok hangisi etkilidir?” sorusuna ise; görüşmecilerin 51,6’sı “Kürt kimliğinin tanınmaması” dedi. Yüzde 49,6’sı da “Devletin Kürtlere ayrımcılık yapması” cevabını veriyor.
Katılımcıların yarısı Kürt sorununun kaynağında devletin uygulamaları olduğunu düşünüyor. Kürt sorunu; kimliğin tanınması ve Kürtlere yönelik ayrımcılıkla ilişkilendiriliyor.
Kürtlerin yarıya yakını son beş yılda Kürtlere yönelik ayrımcılıkların, illerdeki yatırımların, Kürtlerin siyasetteki etkinliğinin ve Türk-Kürt kutuplaşmasının daha kötüye gittiğini düşünüyor. İyiye gittiğini düşünenlerin oranı dörtte birin altında kalıyor.
(RT)