Haberin İngilizcesi içn tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir milletvekili Ertuğrul Kürkçü, TAK’ın üstlendiği Diyarbakır saldırısıyla ilgili "Bu tür siyasi mücadeleyi kısıtlayan, önünü ket vuran, halkın moralini bozan eylemler karşısında hep aynı tavrı takındık" dedi.
4 Kasım'da Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki İl Emniyet Müdürlüğü’ne ait Terörle Mücadele ve Çevik Kuvvet şube müdürlüklerinin bulunduğu ek bina yakınlarında meydana gelen bombalı saldırıda dokuzu sivil, ikisi polis toplam 11 kişi hayatını kaybetmişti.
Saldırıyı önce IŞİD, ardından Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) üstlenmişti.
Kürkçü, 6 Kasım’da attığı tweet’te şöyle demişti:
“Hiçbir söz, vekillerimiz, eşbaşkanlarımız, yöneticilerimiz ve sivil halkı hedef alan kör şiddeti haklılaştıramaz. Hiçbir kurtuluş hareketi IŞİD'le aynı hat üzerine düşmeyi, yaşam hakkını hoyratça çiğnemeyi bir kuru özür ile geçiştiremez.”
"İntikamcılık olarak görüyorum"
bianet’e konuşan Kürkçü, TAK'ın eylemi, vekillerin tutuklanması, mecliste yasama faaliyetlerine katılmama ve kendisi hakkında açılan davayla ilgili konuştu.
Kürkçü, TAK'ın eylemlerine karşı 2011'den beri net bir tavır aldıklarını söyleyerek şöyle devam etti:
“Sözlerimin manası son derece açık ama yaygın medyanın olaylara yaklaşımında yalan ve istismar başlıca kaygı olunca her şey bulanık hale geliyor. Eş başkan, vekiller, parti yöneticileri gözaltında olduğu sırada bu binayı havaya uçurmak üzere girişilen saldırıyı TAK’ın üstlendiğine şüphe kalmayınca, Kürtlerin özgürlük mücadelesinde kendini kabul ettirmiş siyasi hareketlerin dışındaki müdahalelerin hiçbir zaman kurtuluş hareketi felsefesine uymadığı eleştirisini yaptım.
“Biz 2011 yılında da Sırrı Süreyya Önder ile TAK’ın bu tarz eylemlerine karşı açıklama yapmıştık. Bu tür siyasi mücadeleyi kısıtlayan, önünü ket vuran, halkın moralini bozan eylemler karşısında hep aynı tavrı takındık. Ankara’da onlarca sivilin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan intihar saldırısını da TAK üstlendi. Halkların Demokratik Kongresi adına yaptığımız açıklama da aynı doğrultudaydı.
"Bu meşruiyeti şüphe götürücü, politika yoksunu eylemleri, öznel kasıtları ne olursa olsun özgürlük mücadelesinin gücünü arttıran yükselten, yücelten eylemler değil, kör bir şiddet, bir tür intikamcılık olarak görüyorum. Buradan hareketin genel doğrultusuyla ilgili tartışma yürüttüğüm anlamı çıkmaz. Genel mücadele halk isyanın parçasıdır ama bu eylemleri öyle görmüyorum."
"Kanun yapma fabrikası zihniyeti"
Kürkçü, 10 vekilin tutuklanması ve HDP’nin mecliste yasama faaliyetlerine katılmamasıyla ilgili de şöyle konuştu:
“Ayhan Bilgen bu konuyu çok iyi anlattı. Yasama faaliyetini kanun yapma fabrikası olarak gören zihniyet, sultanlık zihniyetidir. Bunun katılımcı demokrasiyle hiçbir ilgisi yok. Özünde yasama faaliyetinin binde biri müzakere ve oylama geri kalanı halkın taleplerini dinlemektir. Biz bizi seçen halkın emrindeyiz.
"Vekiller tutuklu, parti kuşatılmışken, ‘59’dunuz, 45 kaldınız, 15’inizinden birinin daha içeri atılmasını bu sıralarda izleyiniz’ denmesine izin vermeyeceğiz. Ayhan Bilge’nin sözüyle 'bize eşit muamele mi yapılıyor, Allah iki katını onlara nasip etsin'”
Kürkçü, 10 işçinin öldüğü Torunlar inşaattaki iş cinayetinii protesto eylemine katıldığı için hakkında 7 yıl hapis istenmesiyle ilgili de “İşçilerin, sendikaların basın açıklamasına bir milletvekilinin katılmasına 7 yıl hapis isteyen savcıya ne diyim” dedi. (NV)
TAK'ın eylemleri Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) en son 23 Aralık 2015'te İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın apronunda meydana gelen patlamalarını üstlenmişti. TAK açıklamasında bu saldırının 2011’de girdikleri eylemsizliğin sonu olarak ilan etmişti. TAK daha önceki yıllarda şu eylemleri üstlenmişti: 17 Temmuz 2005’de 5 turist, bir polis memuru öldüğü, 34 kişi yaralandığı Aydın Kuşadası'nda turistleri taşıyan minibüse ve bir hafta sonra İzmir Çeşme'de çöpe bırakılan bombanın patlamalar. 23 Mayıs 2007’de 7 kişinin öldüğü 102 kişinin yaralandığı Ankara Ulus Anafartalar çarşısındaki patlama. 10 Haziran 2007 İstanbul Bakırköy'de 31 kişinin yaralanması ile sonuçlanan patlama. 8 Haziran 2007 İstanbul Küçükçekmece'de 15 polisin yaralanmasına yol açan bombalı saldırı. 22 Haziran 2010'da İstanbul Halkalı'da askeri lojman yakınlarında askeri personel taşıyan servisin geçişi sırasında meydana gelen patlama. 31 Ekim 2010’da 32 kişinin yaralandığı İstanbul Taksim'de polis noktasına saldırı. 26 Ağustos 2011’da Antalya Konyaaltı plajı ile 28 Ağustos'ta Kemer halk plajındaki 6 kişinin yaralandığı patlamalar. 20 Eylül 2011'de Ankara Kızılay’da üç kişinin ölümüne 34 kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırı. 17 Şubat 2016'da Ankara’da Genelkurmay binası önündeki askeri servis araçlarının geçişi sırasında düzenlenen, 28 kişinin öldürüldüğü, 61 kişinin yaralandığı bombalı saldırı. * 13 Mart 2016'da Ankara, Kızılay Güvenpark’ta düzenlenen, 37 kişinin öldürüldüğü bombalı saldırı, * 7 Haziran 2016'da İstanbul, Vezneciler’de polis otobüsüne dönük gerçekleştirilen ve altısı polis 11 kişinin öldüğü bombalı saldırı. * 28 Nisan 2016'da Bursa’da Ulu Cami'nin batı kapısında gerçekleşen, intihar saldırganının öldüğü, 20 kişinin yaralandığı saldırı. * 6 Ekim 2016'da Yenibosna Bahçelievler’de 10 kişinin yaralandığı saldırı. |