Hayvan hakları grupları dün Beylikdüzü Tüyap'ta açılışı yapılan 6. Kürk ve Deri Fuarı'nı protesto etti. Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nin düzenlediği eyleme Direnişin Ritimleri eylem bandosu da eşlik etti.
Hayvan hakları savunucuları kürk ve deri endüstrisinin yalnızca hayvana değil, aynı zamanda insana ve çevreye de felaket doğurduğunu belirtti. Kürkün artık lüks bir tüketim malzemesi olmaktan çıktığının ve toka, oyuncak ve aksesuarlar aracılığıyla pek çok tüketiciye ucuzca ve habersizce satıldığını söyleyen dernek üyeleri, "Zulüm Hiç Bu Kadar Şık Olmamıştı" yazılı bir pankart taşıdı.
Eylemde "Kürk, Deri, Et- Hepsi Cinayet", "Kesme, Yeme, Giyme-Köleliğe Dur De", "Ergene'nin katili, Deri Sanayii", "Giyene Kibir, İşçiye Zehir-Kürk ve Deri Sanayii Bitmelidir", "Hayvana İnsana Yeryüzüne Özgürlük" sloganları atıldı.
Basın açıklamasını bir süredir Ergene Nehri'ndeki deri fabrikalarının yol açtığı zehirlenmeyi gündeme taşıyan Ergene İnisiyatifi üyeleri okudu. Açıklamada hayvanlara kürk için uygulanan canlıyken yüzme, elektrik verme, başına sopayla vurma gibi zalim yöntemlerden, kürk ve deri farbrikalarından nehirlere yayılan kirlilikten ve bu sektörde çalışan işçilerin kullanılan kimyasallar yüzünden kanser ve deri hastalıklarına yakalanmasından, öldürmeye karşı vicdansızlaştırılmasından ve Gerede'deki gibi grev haklarının engellenmesinden söz edildi.
Yeryüzüne Özgürlük Derneği de hayvanları yeme veya giyme fikrinden vazgeçilmesinin şiddetsiz bir dünya için gerekliliğini vurguladı.
Yürüyüşün ardından Tüyap'ın kapısının önünde bir de sokak performansı sergilendi. Performansta kürkü giymek isteyen bir kadının kürkü çekiştirdikçe hayvan çığlıklarının arttığı gösterildi ve kadın beyaz kürkü üzerine geçirdikten sonra hayvan çığlıkları zirveye ulaştı ve de kürkten kanlar boşaldı.
Bir protesto da Baro'dan
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu da yazılı bir açıklamayla Kürk ve Deri Fuarını protesto etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Kürk ve deri kullanımının artık eski çağlarda olduğu gibi zenginlik ve statü sembolü değil; cehalet, bilinçsizlik, görgüsüzlük ve duyarsızlık olarak algılanmaya başladığını hemen hemen herkes biliyor.
"Teknoloji ve iletişim çağının zirve yaptığı günümüzde, kürk ve deri ürünlerinin nasıl elde edildiği de artık herkesin bilgisi dahilinde bir gerçektir. Kürklü hayvanların, (biz kürk hayvanları demiyoruz) doğdukları andan itibaren güneşsiz, topraksız suni ortamlarda aylarca tutularak ağır eziyet altında geçen süreler sonunda daha acılı ve korkunç olan; elektrik verilmesi, canlıyken başlarına vurularak etkisizleştirilip, diri diri kürk ve derilerinin üzerlerinden soyulduğunu bilmeyen neredeyse yoktur.
"Bu insanlık dışı üretim ve işleme sürecine seyirci kalmak, hatta üreterek, satarak, satın alarak ya da susarak dahil olmak, sorumluluk bilincine sahip merhametli kişilerin asla kabul edemeyeceği bir tavırdır. Kürk hammaddelerinden bazılarının kedi, köpek, tavşan, tilki olduğunu bilen pek çok kişi; kendisine daha uzak olan, günlük hayatta rastlamadığı mink, vizon, samur gibi hayvanların da varlığını artık biliyor.
"Canlıların yaşam hakları doğumla başlar ve biri diğerinden üstün kılınamaz. Hele ki 'Kürk' kullanmak için öne sürülebilecek hiç bir tartışma götürür mazeret yoktur. Kürk vahşetinin tamamen sonlandırılması için çalışmalarımız her platformda devam edecektir.
"Türkiye'nin en büyük metropolünde bütün bu gerçeklerden habersizmiş gibi 'korkunç cehalet ve vahşet ürünlerini' sergilemekten çekinmeyen "İstanbul Deri ve Kürk 2012" fuarını bu nedenlerle protesto ediyor, bütün bilinçli, duyarlı insanları da bilinçli seçimler yapmaya ve protestomuza katılmaya davet ediyoruz." (ÇT)