Suriye’de halk ayaklanmasının iç savaşa dönüşmesine yol açan birçok dinamik var. Peki küresel ısınmanın bunda bir payı olabilir mi? Amerikalı bilim insanları buna yanıt aramak için küresel ısınma ve iç savaş arasındaki ilişkiyi açığa çıkaran yeni bir araştırma yayınladılar.
Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) adlı bilim dergisinde Colin Kelley, Shahrzad Mohtadib, Mark Canec, Richard Seagerc ve Yochanan Kushnirc tarafından kaleme alınan araştırmaya göre Suriye iç savaşında küresel ısınma çatışmayı yaratmasa da son on yılda iklim bazlı gerçekleşen değişiklerin ayaklanmayı körüklediği savunuluyor.
Kuraklık
Araştırmaya göre “doğal“ olmayan iklim değişikliği sera gazı salımı ile birlikte ısınmaya ve kuraklığa yola açtı. Suriye 1900 yılından beri 2 Fahrenhayt derece ısındı ve kış yağmurlarında ciddi bir düşüş yaşandı.
Arap Ayaklanmaları başladığında hem diğer Arap Ülkeleri’nde hem de Suriye’de üç yıldır kuraklık yaşandığına dikkat çeken yazarlar kuraklığın özellikle kitlesel göç ve hoşnutsuzluğu beraberinde getirdiğini vurguladılar.
Yanlış tarım politikaları
Bilim insanlarına göre kuraklık bir yana devletin sürdürülemez tarım ve çevre politikaları da ayaklanmayı körükleyen önemli nedenlerinden biri oldu.
Yağış miktarına göre programlanmayan çevre düzenlemesinin kuraklıkla beraber su kaynakları tükenmesine de yol açtığının altını çizen araştırma, Suriye’nin nehirlerin ötesinde arazileri sulamak için elzem olan yeraltı suyunun Suriye’deki tarım politikaları yüzünden tükendiğini vurguluyor.
Demografi değişiyor
Suriye’de 2011 öncesi süreçte kuraklık yüzünden bir milyondan fazla kişi şehirlere göç etti. İklim bazlı göçün dışında 2006 yılında Irak Savaşı’ndan gelen bir milyondan fazla mülteci araştırmacılardan California Üniversitesinden Colin Kelley’nin tanımına göre Suriye’nin kentlerine sarsan bir “nüfus şoku” yaşattı ve hem kuraklık hem de savaş sonucu gelen mülteciler Suriye kentlerinin demografisini değiştirdi.
Bunun en önemli sonuçlarından biri de artan yoksulluk oldu. Suriye şehirlerinde nüfus 2002 ve 2010 yılları arasında yüzde 50 oranında arttı. Artan şehirlerde ise yasadışı yerleşimler, işsizlik ve eşitsizlik gibi sorunlar ortaya çıktı. Hükümetin buna karşı politika geliştirememesi de ayaklanmanın ana nedenlerinden biri oldu.
Türkiye de tehdit altında
Araştırmacılardan Kelly şöyle diyor:
“Biz kuraklığın ya da insan tarafından iklim değişikliğinin ayaklanmaya neden olduğunu savunmuyoruz. Bizim söylediğimiz şey uzun vadede daha az yağış miktarı ve daha yüksek sıcaklıklar kuraklığı daha vahim hale getirerek yardımcı faktör olduğunu vurguluyoruz
Suriye örneği iklim değişiminin ülkelere negatif olarak nasıl döneceğinin örneğidir. Bunun devamı durumunda daha çok örnek göreceğiz..”
Kelly özellikle doğu Akdeniz ülkelerinde kuraklığın artacağını ve bu problemin daha büyük boyutlara ulaşacağını vurguladı. Çalışmaya göre doğu Akdeniz ülkelerinden Türkiye, İsrail, Lübnan ve Ürdün de vahim güvenlik sorunları ile karşı karşıya kalabilir. (BZ/NV)
* Bu haberi hazırlarken Washington Post, Guardian ve CNN’den yararlandık.