20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'nde bir açıklama yapan dernek, küresel ısınmanı dünyanın farklı bölgelerini farklı şekillerde etkileyeceğini; kim yerlerde aşırı yağış ve seller kimi yerlerdeyse çölleşme ve kuraklık oluşacağını hatırlattı.
"Halihazırda mevcut savaşlar, çatışmalar ve doğal afetler nedeniyle zaten yerlerinden olan milyonlarca mülteci ve sığınmacının sorunları çözüm beklerken küresel iklim değişikliği yüzünden mülteci durumuna düşecek devasa insan dalgaları karşısında uluslararası toplumun nasıl hareket edeceği belli değil."
Dernek, küresel ısınmayla mücadele için varolan en kapsamlı uluslararası antlaşma olan Kyoto Protoklü'nü Türkiye'nin en kısa zamanda imzalamasını istedi.
"İklim mülteciliği" hukukta tanımlanmalı
Derneğin diğer tavsiyeleri de şöyle:
* Tüm ülkeler fosil yakıtlardan vazgeçerek yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli.
* Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili hukuki bir düzenleme yaparak bu kaynakların harekete geçirilmesini teşvik etmeli.
* Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), küresel ısınmanın dünya yüzeyindeki etkileri ile doğru orantılı olarak "iklim mültecileri" için acil bir eylem planı hazırlayarak harekete geçmeli.
* Uluslararası hukukta "İklim Mülteciliği" hukuki bir terim olarak içerdiği unsurlar ile birlikte çerçevelendirilip tanımlanmalı.
* Avrupa Birliği ülkeleri mülteci, sığınmacı ve göçmenlerle ilgili uygulama prosedürünü "iklim mültecileri"ni de içine alacak şekilde temel insan hakları standartlarına uygun hale getirmeli.
* "İklim mültecileri"nin, diğer mülteci ve sığınmacılar gibi temel insani ihtiyaçları sağlanmalı, BM tarafından olası afet bölgelerinden gelecek "iklim mülteciler"i için güvenli ve kalıcı kamplar, barınma merkezleri inşa edilmeli.
* Geri dönüşleri mümkün olmayan "iklim mültecileri"nin gelecekte nerede ve nasıl bir yaşam süreceklerine dair BM tarafından biran önce adil ve sürdürülebilir kararlar alınmalı.(EÜ)