ABD merkezli kar amacı gütmeyen düşünce kuruluşu Freedom House, her yıl hazırladığı “Freedom on the Net (İnternette Özgürlük)” raporunun yenisini yayınladı.
70 ülkedeki erişim engellerini, içerik sınırlamalarını ve kullanıcı hakları ihlallerini inceleyen ve internet özgürlüğünün durumunu değerlendiren rapora küresel internet özgürlüğü üst üste 13. yılda da geriledi.
Freedom House, 17 ülkeyi ‘özgür’, 32 ülkeyi ‘kısmen özgür’ ve 21 ülkeyi ‘özgür olmayan’ şeklinde kategoriledi.
Ayrıca Freedom House bu yıl dünya çapında 20 ülkede genişleme gözlemledi. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 29 ülkede gerileme tespit etti.
Rapora göre internette ifade özgürlüğüne yönelik saldırılar dünya çapında daha yaygın hale geldi. Dünya genelinde otoriter baskı sonucu internet özgürlüklerinde daralma yaşandı.
Yapay zeka (AI), çevrimiçi dezenformasyon kampanyalarını güçlendirdi. Ayrıca hükümetlerin çevrimiçi sansürlerini geliştirmelerine olanak tanıdı.
Dünyada durum
Rapora göre İzlanda üst üste beşinci kez internet özgürlüğü açısından en iyi ülke oldu. İzlanda’yı Estonya ve Kanada izledi.
Listenin sonunda ise İran, Myanmar ve Çin yer aldı. Türkiye ise kendine 55. sırada yer buldu. Ancak Türkiye; Libya, Irak, Sudan’ın gerisinde yer aldı.
Freedom House, incelenen 70 ülkenin 55'inde insanların, internette görüşlerini ifade ettikleri için yasal yaptırımlarla karşılaştığı belirtti.
41 ülkede ise insanlar çevrimiçi yorumları nedeniyle ya fiziksel saldırıya maruz kaldı ya da öldürüldü.
Türkiye için sansür vurgusu
Raporun Türkiye kısmında ise Freedom House sosyal medyada içeriklerin engellenmesi, internet sitelerinin kapatılması ve kullanıcıların yaptığı paylaşımlar nedeniyle artan yasal yaptırımlarla karşılaşmaları yer aldı.
Kasım 2022'de İstanbul'daki bombalı saldırıyı ve Şubat 2023'teki depremlerden sonra sosyal medya ve çevrimiçi iletişim platformlarının engellenmesini, Mayıs 2023 seçimlerinde çevrimiçi içeriklerin kaldırılmasını, Ekim 2022'de yürürlüğe giren sansür yasasını ve muhalif intenet sitelerinin seçim zamanında siber saldırılara maruz kalmasını sıraladı.
Freedom House raporda Türkiye için şu değerlendirmeyi yaptı:
Türkiye’de internet özgürlüğü son on yılda giderek azaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidardaki AKP, sansürü artıran ve çevrimiçi iletişimi suç haline getiren çeşitli yasaları yürürlüğe koydu.
Raporun yayınlandığı dönemde Dezenformasyon Yasası yürürlüğe girdi. Bu yasa, internet de dahil olmak üzere yanlış olduğu düşünülen bilgilerin yayılmasına hapis cezası getiriyor. Mayıs 2023 seçimleri öncesinde Dezenformasyon Yasası, siyasi muhalefet üyelerinin yanı sıra eleştirel gazetecileri susturmak için kullanıldı. Ülkede sansür yaygın ve yüzlerce internet sitesi, çevrimiçi makale ve sosyal medya paylaşımı engellenmiş veya kaldırılmıştır. Çevrimiçi trol ağları sıklıkla hükümet yanlısı dezenformasyonu güçlendirmekte ve gazeteciler, aktivistler ve sosyal medya kullanıcıları çevrimiçi içerikleri nedeniyle yasal suçlamalarla karşı karşıya kalmaya devam etmektedir.
2002’den bu yana Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP, son yıllarda giderek otoriterleşti. Anayasal değişiklikler yoluyla ve muhalifler ile eleştirenleri hapse atarak önemli ölçüde güç kazandı.”
Raporda; Türkiye’deki duruma ilişkin yer alan bulgulardan öne çıkanlar ise şöyle:
* Bağlantı kısıtlamaları görece seyrek olmakla birlikte, Kasım 2022’de İstanbul’da meydana gelen bombalı saldırı ve Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından iletişim platformları kısıtlanmıştır. İnternet altyapısının hükümet elinde merkezileştirilmesi, yetkililerin erişimi kasıtlı olarak kısıtlamasına olanak sağlamaktadır.
* Şubat 2023 depremlerinin ardından hükümet, görünüşte dezenformasyonla mücadele etmek için Twitter’a erişimi 8 saat süreyle engelledi.
* Yaygın olan erişim engellenmesinin yanı sıra, yetkililer içeriğin silinmesini ya da kaldırılmasını talep etme konusunda proaktif davranmaktadır.
* Dijital içeriğe yönelik pek çok kısıtlama orantılılık ve şeffaflıktan yoksundur.
* Yurttaşlar bloglar ve sosyal medya aracılığıyla Türk siyasetçilerini eleştirebilse de çevrimiçi kullanıcılara yönelik sindirme ve kovuşturmalar birçok kişinin otosansür uygulamasına yol açmıştır. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla açılan çok sayıda dava son yıllarda sosyal medya kullanıcıları üzerinde önemli bir etki yaratmıştır.
* Bazı ekonomik kısıtlamalar kullanıcıların çevrimiçi içerik yayınlayabilmelerini olumsuz etkileyebilmektedir. Hükümet, AKP yanlısı çevrimiçi mecraları reklamlar aracılığıyla mali açıdan desteklerken, eleştirel yayınlardan bu desteği esirgemekte ve bağımsız çevrimiçi medyayı dezavantajlı durumda bırakmaktadır.
* Bağımsız yayın organlarının kapatılması, hükümet yanlısı medyanın üstünlüğü ve otosansür, çevrimiçi içeriğin çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. Hükümetin büyük medya kuruluşlarına sahip olması ve bunları kontrol etmesi bağımsız gazetecilik için zorluklar yaratmaktadır.
* Ceza kanununun ve Terörle Mücadele Kanunu ile Dezenformasyon Kanunu gibi diğer kanunların birçok hükmü, çevrimiçi faaliyetleri suç haline getirmek için kullanılmaktadır.
(HA)