Taksim Gezi Parkı direnişine destek vermek için Ankara’da birçok insan akşamları Kuğulu Park’ta biraraya geliyor. Kuğulu Park’ın simgesi olan kuğularsa biber gazından etkilendikleri için bir süre mekânlarından uzaklar.
Parkta insanlar birbirleriyle yardım içerisinde ve sohbet halinde. Tunalı’dan geçen arabalar korna çalarak ve zafer işareti yaparak dahil oluyor bu sohbete. Hatta dün bir otobüs şoförü, otobüsü durdurup göstericileri videoya çekiyordu. Yolcuların da bu duruma hiç bir itirazı yoktu.
Değer: Erdoğanın meşruiyeti sorgulanıyor
İnsanların neden bu eylemlerin içinde olduklarını merak ediyorum. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Ozan Değer’i görüyorum. “Sizce bu insanlar neden burada?” diye soruyorum. “Başbakan insanları bu kadar sıkarsa olacağı budur” diyor. Ve ekliyor: "Siyaset yalnızca oy verme davranışına indirgenemez"
Değer’e göre Başbakan bu süreçten yaralı çıkmış. “Taleplere duyarlı davranmak yerine direnmeyi seçti. Hem içte hem de dışta demokratik meşruiyetinin sorgulandığını düşünüyorum” diyor.
Elif: Başbakan bizimle dalga geçiyor
Üniversiteden yeni mezun olan 23 yaşındaki Elif’ea konuşuyorum daha sonra. On bir yılın birikimiyle sokaklara çıktığını söylüyor.
“Özel hayatımıza müdahale ediliyor. Adam benim kaç çocuk yapacağıma ve nasıl doğuracağıma karar veriyor.“
Elif, Başbakan’ın kendileriyle dalga geçtiğini de düşünüyor. Ve Erdoğan’ın “Biz de kitlemizi sokağa dökersek ne olur” sözlerini provokasyon olarak nitelendiriyor.
Ayhan: İnsanlar onurları için buradalar
“Bizim kuşak için apolitik derler. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?” diye soruyorum. “Evet apolitik bir gençlik vardı. Fakat bu eylem bana umut kattı. Biz Başbakan’a artık kafasına estiği gibi davranamayacağını gösterdik” diye cevap veriyor.
54 yaşındaki Erdem Ayhan ise insanların onurları ve haysiyetleri için burada olduklarını belirtiyor. Çocukların evlerinde babalarıyla kavga ettiğini söyleyen Ayhan, Erdoğan’ı kastederek “Kimse bir baba daha istemiyor” diyor.
Erdoğan: Biz AKP tabanıyla düşman değiliz
AKP’yi ilk döneminde desteklediğini söyleyen 24 yaşındaki İrem Erdoğan “Başbakan’ın şuan vardığı nokta kendi tabanını kapsayan diğer herkesi dışlayan bir noktadır” diyor. Ve Erdoğan tepkilerinin yalnızca AKP’ye değil 90 yıllık devlet zihniyetine de olduğunu belirtiyor.
“Başbakan’ın kibirli tavrı, Bülent Arınç’ın ‘İsteseydik interneti de keserdik’ sözleri insanlarda temel haklarının kısıtlandığı hissini yaratıyor.”
Başbakan’ın “Biz de kitlemizi sokağa döksek ne olur” sözlerine de değinen Erdoğan “Biz AKP tabanıyla düşman değiliz” diyor. Eylemlerde atılan cinsiyetçi ve homofobik sloganlar içinse şöyle konuşuyor: "Sloganlar bütün kitleyi kapsamalı. Mademki hepimiz Başbakan’ın dışlayıcı tavrına karşı biraraya geldik eylemlerin dili de bütün insanları kapsamalı."
Erdoğan, Başbakan’ın sertliğini ise tedirginliğine bağlıyor. Ona göre Başbakan yurtdışına çıkarak gemisini terk eden kaptan konumuna düşmüş oluyor.
Arıcı: Bu sivil bir eylemdir
Milliyetçi duyarlılıklara sahip olduğunu söyleyen 23 yaşındaki stajyer avukat Aykut Arıcı ise tepkisinin özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik olduğunu söylüyor.
İnsanların tek adam istemediğini dile getiren Arıcı tepkisinin sürece yönelik olmadığını belirtiyor. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı için ne düşündüğünü sorduğumda ise “Ben kimsenin askeri değilim. Bu sivil bir eylemdir” diye yanıtlıyor. (SK/HK)