RTÜK, Yüksel Yavuz'un "Küçük Özgürlük" filmini yayımladığı gerekçesiyle kanalların Digiturk'ün "yayın buketinden" çıkarılmasına, yani süresiz kapatılmalarına karar vermiş.
RTÜK'ün bu kararı vermesinin sebebi "filmin bölücülük propagandası" yaptığı iddiası. RTÜK filmde verilen mesajda, ulusal bütünlüğe, Anayasa'nın ve kendi mevzuatlarının temel ilkelerine aykırı ifadeler tespit etmiş!
"Bir kitle iletişim kuruluşunun ilettiği yayınlarla kendi toplumuna zarar vermesi; terörizme, bölücülüğe karşı yürütülen ulusal politikaları zedeleyici yayın yapması, üstlendiği kamu hizmeti, sorumluluk anlayışıyla bağdaşmamaktadır" denilen RTÜK'ün karar metninde 3984 sayılı kanunun 31'inci ve 8'inci maddelerine göre karar alındığı bildiriliyor.
2004'ün en iyi filmlerinden
Konuyla ilgili olarak Digiturk'ten yapılan açıklama şöyle: "Digiturk, bir uydu yayın platformu olarak, yerli ve yabancı kanalları abonelerine ileten bir kuruluş.
Primemax ve Primemax 2 de taşıdığımız sinema kanalları arasında yer alıyordu. Ancak RTÜK tarafından yapılan değerlendirme sonucu, Primemax kanallarında gösterilen "Küçük Özgürlük" adlı filmden dolayı, kanalı Digiturk uydu platformumuzdan çıkarttık.
Yurtiçi ve yurtdışı festivallerde gösterilip, pek çok önemli ödül kazanmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sansüründen geçerek, ticari sinemalarda gösterilmiş ve hem seyirci hem de sinema yazarları nezdinde 2004 yılının en iyi filmlerinden biri olduğuna kanaat getirilmiş "Küçük Özgürlük'ün bölücülük amacıyla yapılan bir film olmadığını düşünmüştük. Zaten filmin bölücülük yaptığını düşünseydik, yayımlanmasına izin vermezdik. RTÜK, mevzuat çerçevesinde hareket eden bir kuruluş. Bu filmle ilgili olarak da kendisine verilen yetkiler çerçevesinden hareket etmiştir. İleride, ödüllü filmlerin sanatsal çerçevede dikkate alınarak değerlendirilmesini diliyoruz."
RTÜK tarafından "sakıncalı" bulunan film, daha önce Cannes, Ankara, İstanbul ve Antalya film festivallerinde gösterilmiş, 23. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde de seyircilerin oylarıyla "Radikal Gazetesi Halk Jürisi Ödülü" kazanmıştı. Üstelik, festivallerin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın denetiminden geçip Eser İşletme Belgesi alarak gösterime girmişti.
"Küçük Özgürlük" altı-yedi yaşında anne ve babasını kaybeden Baran'ın akrabaları aracılığıyla Almanya'daki amcasının yanına gönderilmesi, orada fazla tanımadığı bir kültüre alışmaya çalışması ve Afrika'dan gelen kendi yaşındaki insanlarla arkadaşlık kurmasını anlatıyor.
Alman yapımı filmin yönetmeni Yüksel Yavuz daha önce Radikal'e verdiği söyleşideki "Filmin politik bir tarafı var mı?" sorumuza yıllarca Güneydoğu'da "düşük yoğunluklu çatışma" yaşandığını hatırlatarak, durumun uzak coğrafyalarda bile insanın peşini bırakmadığını anlatmaya çalıştığını söylemişti.
"RTÜK çıldırmış olmalı"
"Küçük Özgürlük" filmini Türkiye'de dağıtan Belge Film'in sahibi Sabahattin Çetin RTÜK'ün çıldırmış olduğunu düşünüyor.
Çetin, "Anlaşılan RTÜK sansür kurumu gibi işlemeyi kendisine misyon edinmiş" diyor ve ekliyor:" Türk sinema ve görüntü hayatı sansürden daha yeni kurtulmuşken yeni bir sansür olgusuyla karşı karşıyayız."
RTÜK'ün kanalların lisansını iptal etme yetkisi olsa da bugüne kadar bir ulusal kanalı süresiz kapatmadı. RTÜK'ün bir yabancı kanalın Türkiye'deki yayınını durdurma yetkisi de var. Kurum, yurtdışından uydu aracılığıyla Türkiye'ye yayın yapan Primemax kanallarının yayınını bu yetkiyle engelledi. Primemax ve Primemax 2 kanallarının varlık sebebi Türkiye'ye yayın yapmak olduğu için, iki kanal kapatılmış oldu.
Sadece film gösteren kanallar
Primemax ve Primemax 2, Digiturk'e ait iki sinema kanalı. Sinema, Süper, Mega Süper ve Mega Gold paketleri alan Digiturk abonelerinin izleyebildiği kanallarda dünya sineması ve Avrupa sinemasının seçkin örnekleri gösteriliyordu ve 24 saat yayın yapılıyordu. Primemax'te Türkçe seslendirmeli olarak ekrana gelen filmler, daha sonra Primemax 2'de orijinal ve Türkçe altyazılı olarak yayımlanıyordu.
Anayasa'ya aykırı
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, kanal kapatmanın başlı başına Anayasa'ya aykırı olduğunu, RTÜK'ün gerekçeleri doğru olsa bile Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bildirme ya da uyarıda bulunma yöntemini seçmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Kaboğlu, "Anayasa açısından RTÜK'ün bir televizyon kanalını kapatma hakkı yok. Anayasa'da hak ve özgürlük sınırlanabilir ya da sıkıyönetim gibi olağanüstü dönemde durdurulabilir deniyor. RTÜK'ün kullandığı yetki, anayasal sistemimize de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırıdır" diye konuştu.
RTÜK'ün kapatma kararının "üst kurul toplantısı" ile alınmış olmasına dikkat çeken Prof. Kaboğlu, "Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verdiği izne rağmen yayından alıkonulması için bir mahkeme kararına ihtiyaç var. Bunun için de filmin gösterime girdiği yerlerde kamu düzenini bozucu sonuçlar yarattığı yönde kanıtlar olması gerek.
Yayın ilkelerine aykırı bulduysa uyarı yapabilir, Kültür Bakanlığı'na bildirebilir, filmin gösterilmemesi için önlem talep edebilirdi RTÜK. Kanalın kapatılması, yarın AB nezdinde Türkiye'nin yüklüce tazminat ödemesini gündeme getirebilir" dedi.(OÖ/EÖ/EÜ)