İlk kez 2003 yılında, Küba’nın “Kara Baharı” olarak bilinen dönemde, 74 muhalifle (Grupo de los 75) birlikte “ABD casusu” olma iddiasıyla tutuklanan José Daniel Ferrer, dün (13 Ekim) ABD’ye gitti.
ABD ve Avrupa basınında Ferrer’in, ailesiyle birlikte sürgün hayatı yaşamak üzere ABD’ye gönderildiği yazsa da Küba Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Ferrer’in “ABD hükümetinin resmî talebi ve kendi isteğiyle” ülkeyi terk ettiğini açıkladı.
Ülkedeki muhalif örgütlerden biri olan Küba Vatanseverler Birliği’nin (UNPACU) kurucusu Ferrer’in gidişi, uygulanan ambargo nedeniyle büyük bir ekonomik kriz ve kitlesel göçle mücadele eden Küba için yeni bir sorun olarak değerlendiriliyor.
Küba hükümeti, Küba Vatanseverler Birliği’nin ABD ile bağlantılı olduğunu ve ABD’den finansal veya diplomatik destek alarak ülkedeki muhalefeti yönlendirmeye çalıştığını iddia ediyor.

ABD BMGK'DE 185 ÜLKENİN KARARINA DİRENDİ
Ambargo altındaki Küba | "Demokrasi ve insan hakları dersine ihtiyacımız yok"
“Diktatörlüğün bana yönelik zulmü sınır tanımadı”
Küba’daki yönetime muhalif olanların ve bazı hak savunucularının “insan hakları savunucusu” olarak tanımladığı 55 yaşındaki Ferrer, cezaevinden yazdığı mektupta “rejimin işkence, aşağılanma ve tehdidine” maruz kaldığını belirtti ve “Diktatörlüğün bana yönelik zulmü sınır tanımadı,” dedi.
Cezaevinde “dayak, işkence, tehdit, yiyecek ve hijyen malzemelerinin çalınması” gibi uygulamalara maruz kaldığını söyleyen Ferrer, eşinin de tutuklanmakla, küçük oğlunun ise “ıslahevine” gönderilmekle tehdit edildiğini ve bu nedenle Küba’yı terk etme kararı aldığını belirtti.
The Guardian’ın aktardığına göre, Ferrer’in kız kardeşi Ana Belkis Ferrer “Nihayet sürgüne gönderildi, Tanrı’ya şükür. Ailesi son günlerin gerginliğine rağmen çok mutlu,” dedi. Ferrer ise Küba’dan “onuruyla, başı dik bir şekilde” ayrıldığını; ancak ülkesinden “uzun süre uzak kalmayacağını” vurguladı.
Küba, iddiaları yalanladı
Öte yandan, Küba Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı resmî açıklamaya göre Ferrer’in ABD’ye gidişi, iki ülke arasında geçerli yasal ve diplomatik prosedürler çerçevesinde gerçekleştirildi.
Bakanlık açıklamasında, söz konusu işlemin Küba Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ferrer’in yasal durumuna ilişkin kapsamlı değerlendirmesi, usul güvencelerinin yerine getirilmesi, olaya özgü koşulların dikkate alınması ve yasaların devlet kurumlarına tanıdığı yetkilerin uygulanması temelinde yapıldığı belirtildi.
Açıklamaya göre, Ocak 2025’te, Ferrer’e 4 yıl 6 ay hapis cezası sürerken “erken tahliye hakkı” tanınmıştı. Ancak, cezaevi yükümlülüklerini ve mahkemece belirlenen şartları defalarca ihlal ettiği gerekçesiyle, tahliye hakkı Nisan 2025’te iptal edildi.
Ferrer, bu tarihten yana savcılık tarafından “kamu düzenini bozmak” suçuyla ilişkilendirilerek geçici tutukluluk altında bulunuyordu. Yapılan soruşturmanın tamamlanmasının ardından, savcılık “yasaların tanıdığı yetkilere dayanarak” geçici tutuklama kararını değiştirdi ve Ferrer’in yurt dışına çıkışına onay verdi.
Küba, açıklamanın sonunda şu vurguyu yaptı:
“Küba devleti, yasaların uygulanmasına, tüm insanların haklarının korunmasına, itibarsızlaştırma kampanyalarına karşı egemenliğimizin savunulmasına ve barış ile anayasal düzenin korunmasına olan sarsılmaz bağlılığını bir kez daha teyit eder.” (TY)





.jpg)
.jpg)



