Küba devriminin liderlerinden, Dr. Ernesto “Che” Guevara’yla ilgili Meclis de yazılı açıklama yaptı. Küba tartışmaya katıldı, “Che Guevara, Küba, Latin Amerika ve tüm dünyanın siyasi, tarihsel ve kültürel mirasının bir parçasıdır” açıklamasını yaptı.
* Che Guevara'nın 11 Aralık 1964'te Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşma.
Tartışmayı, Meclis Başkanı İsmail Kahraman iki gün önceki konuşmasıyla başlattı.
Rize Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bir kutlama programında konuşan Kahraman, Guevara için, “Devlis var. Yani Liseli Devrimciler. Che Guevara’nın gömleklerini giymişler. Güney Amerika’da faaliyette bulunan bir eşkıya benim liseli gencimin yakasında, göğsünde olamaz” dedi.
Meclis’ten “milli değer” açıklaması
Ardından Meclis Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı da konuyla ilgili dün resmi internet sitesinden açıklama yaptı:
“TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman, 28 Ağustos 2016 tarihinde, Rize'nin Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilişinin 555. yılı dolayısıyla düzenlenen kutlama etkinliklerine katılmıştır.
“TBMM Başkanı Kahraman'ın söz konusu toplantıda yapmış olduğu konuşmaya ilişkin bazı basın yayın organlarında yer alan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması zarureti hssıl olmuştur.
“Sayın Kahraman tarafından gerçekleştirilen konuşmada, Küba Sosyalist Devriminde yer alan bir şahsın değil, kendi milli değerlerimizi özümsemiş, ülkemizin müreffeh ve barış dolu aydınlık geleceğinin teminatı olan gençlerimize, tarihimizdeki binlerce kahraman ve önderin rol model olarak örnek alınabileceği ve takip edilebileceği tavsiye edilmiştir.”
Küba’dan yanıt: Kabul edilemez
Küba Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği, “Guevara’nın kişiliğine yönelik söylenen sözler için endişe ve üzüntü duyduklarını” belirtti.
Büyükelçilikten Cumhuriyet gazetesine yapılan açıklamada, “Küba’nın ve Latin Amerika’nın simgesi olan biri için kullanılan ifadelerin kabul edilemez olduğu” ifade edildi.
Elçilik, “Sarfedilen kelimeler, Küba ve Türkiye parlamentoları ve halkları arasındaki kardeşlik, dayanışma ve saygı ruhunu yansıtmamaktadır. Che Guevara Küba, Latin Amerika ve tüm dünyanın siyasi, tarihsel ve kültürel mirasının bir parçasıdır” açıklamasını yaptı.
Küba'nın Ankara Büyükelçisi Alberto Gonzales Casals da Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Küba’nın en büyük düşmanları bile böyle bir ifade kullanmadı” dedi.
“Bu nedenle çok şaşkınız. Aynı görüşleri paylaşmayı beklemiyoruz. Ancak sembollerimize saygı gösterilmesini talep ediyoruz. Che Guevara sadece Küba değil, Latin Amerika’nın siyasi ve tarihi mirasının parçasıdır. Birçok Türk vatandaşından destek telefonları aldık.”
“Che Guevara için ‘infazlar yaptığı bir katil kişilik’ dediğiniz zaman onun Küba devrimi için mücadelesinden bahsetmiş oluyorsunuz. Bu da saygıda kusur etmektir. Che Guevera’ya ‘katil’ diyerek, benim Devlet Başkanıma da aynı ifadeyi kullanmış oluyorsunuz. Kibarca bu açıklamanın aydınlığa kavuşturulmasını istiyoruz. Ancak Meclis Başkanı’nın henüz makamına ulaşamadım.”
* Guevara'nın Alberto Korda tarafından çekilen fotoğrafı "dünya üzerindeki en ünlü fotoğraf ve 20. yüzyılın sembolü" olarak nitelendirildi. |
Ernesto “Che” Guevara hakkındaErnesto “Che” Guevara, Che Guevara ya da el Che, 14 Haziran 1928’de doğdu. Arjantinli doktor, Marksist-Leninist politikacı. Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillaların lideri, devrimci. Tıp eğitimi alırken Latin Amerika'yı baştan aşağı dolaştı ve bu sayede birçok insanın karşı karşıya kaldığı yoksulluğu doğrudan gözlemleyebildi. Bölgedeki ekonomik eşitsizliği ortadan kaldırmanın tek yolunun devrim olduğuna inandı. Başkan Jacobo Arbenz Guzmán'ın önderliğinde Guatemala’nın sosyal devrimine katıldı. 8 Temmuz 1955’te Meksika’da Fidel Castro ile tanıştı, Küba diktatörü Fulgencio Batista’yı devirmek için kurulan “26 Temmuz Hareketi”ne katıldı. Gerilla savaşı sonucu Batista 1 Ocak 1959’da Dominik Cumhuriyeti’ne kaçtı. 7 Şubat 1959’da kazandıkları zaferin ardından Che Guevara “doğuştan Küba vatandaşı” ilan edildi. Yeni hükümette çeşitli önemli görevlerde bulunduktan, gerilla savaşı teorisi ve uygulamaları üzerine makaleler ve kitaplar yazdıktan sonra diğer ülkelerdeki devrimci hareketlere katılmak üzere 1965 yılında Küba'dan ayrıldı. İlk olarak Kongo-Kinşasa'ya (sonraları Kongo Demokratik Cumhuriyeti) sonra Bolivya’ya gitti. CIA ve ABD Ordusu Özel Harekât Birlikleri'nin ortak operasyonu sonrası Bolivya'da yakalandı. 9 Ekim 1967'de Vallegrande yakınlarındaki La Higuera'da Bolivya Ordusu'nun elindeyken öldürüldü. Son saatlerinde yanında bulunanlar ve onu öldürenler, ölümünün yargısız infaz olduğunu anlattı. |
(AS)