Döviz borcu olan vuruldu
Çelen Yeniden Değerlendirme Merkezi sahibi ve Yeniden Değerleme Uzmanları Derneği Başkanı Güniz Çelen , krizin gayrimenkul pazarındaki tüm şartları tamamen değiştirdiğini belirterek, krizin en fazla döviz borcu olanları vurduğunu söyledi. Çelen "En acil satışlar onlarda oluyor. Aslında bu durum insanların kendilerini ne kadar korumaya aldıklarına bağlı. Kenarda belli parası olanlar dayanıyor. Ama 2-3 aydan fazla dayanmaları zor. Şu anda sınırdayız. 2-3 ay içinde dayanma güçleri bitecek. Şimdi, borcu kadarını hemen kapatacak şekilde gayrimenkullerini satışa çıkaran var. Dövizle borçlananlar hemen borç aldıkları paraları iade ettiler. Edemeyenler satışa ya da kiraladıkları yerleri boşaltmaya başladı. Nerede fırsat varsa oradan gayrimenkulleri topluyorlar. Borcu olan insanlar önce yakın çevrelerine düşük fiyatla sattılar. Gelecekte durumları düzeldiğinde tekrar geri almak amaçlı satıyorlar" dedi.
Kriz yorgunları fabrika kapatıyor
Özellikle reel sektörde insanların "ben ne yapıyorum?" demeye başladığı bir dönemin yaşandığını anlatan Güniz Çelen, "30-40 yıl çalışıp, üretim yapan insanlarda bu soru arttı. Birikimlerini bir krizle kaybetmeye başlayan insanlar, şirketlerini kapatma kararı almaya başladı. Çalışanlarını işten çıkarmanın acısı, borçlarını kapatma, kapı kapı dolaşıp borç arama insanlara ağır gelmeye başladı. İnsanların iş yapma şevki kırıldı. Rantiyelerde çok ciddi kazançlar var. Bu kadar sığ bir ekonomide, müthiş paralar da kazanıldı. 'Üreterek, yatırım yaparak doğru mu yapıyorum, yanlış mı yapıyorum?' sorusu arttı. Bu düşünceye sahip insanlar daha rahat satıcılar. Haraç mezat satmıyorlar ama sonuçta üretimlerini durdurup, ellerindeki gayrimenkulleri, fabrikaları satıyorlar. Bir grup da Türkiye'de üretim yapmanın anlamı kalmadığını düşünerek, becerebiliyorsa tesislerini yurtdışına götürüyor. Romanya, Bulgaristan, Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkelere gidip yatırım yapıyorlar. Kaynak ve girdiler nerede ucuzsa oraya gidiyorlar. Türkiye'de korumacılık sona erdirilmeye çalışılıyor, global ekonomiye ayak uyduracak güçler olmadığı için üretici olmak çok zorlaştı. Rekabetçi ortama uygun girdi fiyatları sağlanamıyor. Üretim yapmak sizi sürekli borçlandırıyorsa, tesisi kapatmaktan daha mantıklı bir hareket olamaz. Zaten son dönemde çok sayıda tesis banka eline geçti. Banka eline geçen işletme sayısı daha da artacak" dedi.
Rayiçler yüzde 60 geriledi
Gayrimenkulde satışa dönük arzın ve kiralık gayrimenkul sayısının çok fazla olduğunu da dile getiren Çelen, "Gayrimenkulde alt trendlere kayışlar var. Pahalı gayrimenkulden çıkıp, daha düşük çevrelere geçiş başladı. Özellikle finans sektöründe işini kaybeden binlerce insan, yaşam standartlarını düşürüyor. İlginç şeyler yaşanmaya başladı. Fiyat önce dibe vuruyor. Örneğin, 300 bin dolarlık gayrimenkul satılmıyor, 150 bin dolara kadar iniyor. Bu seviyede alıcılar arasında kapışılıyor, 180 bin dolara kadar yükseliyor. O gayrimenkulün değeri de alıcının verdiği fiyatla oluşuyor. Rayiçler şu anda devalüasyon öncesi seviyenin %40'ı mertebesinde. Şirketlerin satışlarında artış var. Haraç mezat satışlar döviz borcu olanlarda yaşanıyor. Dolarla kiralanan yerlerde önce kur sabitlendi, sonra TL'ye dönüşler oldu. Yakın geçmişte, faizlerin düştüğü dönemde bankalardan kaçan 40-50 milyar doların önemli bir kısmı bu gayrimenkul pazarına aktı. O dönemde özellikle bazı gayrimenkullere beklenmedik talepler oldu. Ama ekonomide istenen iyileşme sağlanırsa, 10 yıldan önce gayrimenkulde bir daha böyle yüksek fiyat artışı yaşanmaz" diye konuştu.
(NA)