Fotoğraf: AA-Ankara'nın en işlek yerlerinden biri olan Kuğulu Park bomboş.
Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç Dr. Aslı Çarkoğlu, "Kişilerin evlerden çıkmaması ve işe gitmeyip evden çalışmaları ile ilgili olarak, "Bir çeşit diyet gibi düşünün, sosyal iletişim diyeti" dedi.
İş hayatı, sosyal yaşam, sokak üçgeninde yaşayan pek çok insan evlerine kapanmış durumda. Bazı şirketler personeline evden çalışmaları için talimat veriyor. Daha az temas için yakınlar ve arkadaşlar dahi birbirini ziyaret etmekten kaçınıyor. Bakanlık "mecbur olmadıkça evden çıkmayın" uyarısı yapıyor.
Durumun bir çeşit sosyal izolasyon olduğunu söyleyen Çarkoğlu, "En azından telefonda konuşabiliyoruz, evde ailelerimizle birlikteyiz. Bir seviyeye kadar sosyalliğimiz var" diyor. bianet'in sorularını yanıtlayan Çarkoğlu, çocuklar, yaşlılar ve yetişkinler adına bazı önerilerde bulundu:
"Ev içinde mesafelenerek zaman geçirin "
"Bir takım hareket sınırlarının gelmiş olması insanlarda bir seviyede sıkıntıya itecek. En hafifinden canımız sıkılacak. Çocukların çok canı sıkılacak mesela, huysuzlanmaya başlayacaklar. Biz yetişkinler olarak zaten endişeli hatta panik sınırlarında olduğumuz için onlara sabrımız azalacak.
En üzüntüyle beklediğimiz ve kontrol edilmesinde önem gördüğümüz şey aile içi şiddet. Çünkü çatışmaların artacağı ön görülen bir şey. Burada önemli olan ev içinde çatışmalar artmaya başladığı zaman bunların ne kaynaklı olduğunu kendimize hatırlatıp kendi içimizde engellemeyi becerebilmemiz önemli.
"Çatışmalar artmaya başladığı zaman bir durup kendimize bakıp, 'ya şu anda hepimiz çok stres altındayız, çocuk da o yüzden huysuzlanıyor. Ben de o yüzden ona daha az sabır gösteriyorum. Bir derin nefes alayım, sakinleşmeliyim' demek lazım. Ev içinde zaman zaman mesafelenerek ayrı odalarda zaman geçirilmesi gerek. Yetişkinler olarak kendi kontrolümüzü ele almak lazım.
Duygu kontrolü
"Çocukların kendi kendilerini duygu kontrolü yapmalarını beklemenin hiçbir alemi yok. Zaten çocuk olmak o demek. Onların yerine biz bu duygu kontrolünü her zamankinden daha fazla yapmalıyız. Kendi duygu kontrolümüzde de gittikçe gergin ve zorlaşmaya başlayacak.
"En kırılgan iki popülasyon: Yaşlılar ve çocuklar"
"Yaşlılar ya da 65 yaş üstü çocuklar gibi kontrolümüzün tam olduğu bir grup değil. Yetişkinler, kendi kararlarını kendileri alıyor, kendi başlarına yaşıyorlar. Ama bir yandan da salgında en büyük risk altında olan grup. Ve benim Türkiye'de yaşlılarla ilgili en büyük endişem ve 65 yaş üstü ile ilgili de, çocuklarla bir araya gelmek zorunda kalmaları.
"Yetişkinlerin bir kısmı hala işe gitmeye devam ettiği için çocuk bakımının 65 yaş üstüne kalacaktır. Bu aslında çocukların okuldan uzaklaştırılmalarının sebebinin tersi işleme durumu olacak. Çocukları niye okula göndermiyoruz; hastalığın kırılgan popülasyona yayılmasını engellemek için. Ama alıp en kırılgan popülasyonun yanına koyuyoruz çocukları. En kırılgan iki popülasyonu yan yana getiriyoruz aslında. Bununla ilgili, çalışma izinleriyle ilgili bir çözüme gidilmeli.
"Herkes aralıklarla büyükanneyi arayabilir"
"Yaşlıların izolasyonunun daha sağlam yapılması lazım. Aynı şeyler daha da katlanarak geçerli onlar için. En zorlanan grup aslında. Ben sosyal medyadan en uzak kalması gereken grubun onlar olması gerektiğini düşünüyorum. Zaman geçirmeleri için başka aktiviteler sağlamamız gerekiyor.
"Telefon konuşmaları daha uzun olabilir"
"Yüz yüze görüşemiyorsak telefon konuşmalarımızı daha uzun, daha detaylı yapabiliriz. Herkes sıraya girerek aralıklarla büyükanneyi arayabilir. Onlar için sosyal medya ile oyalanmak değil, insanlarla oyalanmalarına çevirmemiz lazım. Teknoloji bu noktada devreye giriyor.
"Sosyal medya bize yardımcı olabilir ama sosyal medyanın ne kadar sorunlu olabileceğini de görüyoruz. Oyalanmak için kullanabiliriz ancak zaman zaman da kapatmak iyi olacaktır. Şu anda Twitter'da zaman harcamak pek gerekli değil, bilgi akışını Bakanlık ve Devlete bırakmamız gereken bir dönemdeyiz.
Kendimize sakinleşebileceğimiz aktiviteler edinelim, mesela müzik ve okuma... Şimdiye kadar zamanım yok diye mazeret uydurarak yapmadığımız şeyler için artık mazeretimiz kalmadı.
"Ev içinde egzersiz yapın"
"Hareket etmeye dikkat etmek lazım. Bir yandan da hareket etmemiz gerekiyor sağlıklı kalabilmek için. Egzersiz sadece beden sağlığı için değil, akıl sağlığı için de önemli. Akıl ve bağışıklık sistemi yan yana gidiyorlar. Atıl kalmamamız lazım bu süreçte, o bizi daha da kırılgan yapıyor.
Mesela Avrupa'da en çok konuşulan şey sabah erken saatlerde ya da insanların az olduğu yerlerde yürüyüş yapın deniyor. Bu imkanı bulamayanlar ev içinde basit hareketler yapabilir. Eğer varsa, balkonları kullanın. Bu şekilde sakinleşmeye çalışmak lazım.
"Kriz çözümü için evlerdeyiz..."
"Bence burada en önemli şey stres, sıkıntı ve panikle başa çıkmak bireysel olarak zordur. Ama aile sistemleri içinde yapmak biraz daha zorlayıcı olacak. O yüzden işler sarpa sarmaya başladığı zaman yetişkinlerin kendilerini geriye çekip bunun neden kaynaklı olduğunu kendilerine hatırlatmaları gerektiğini düşünüyorum.
"Şu anda bir krizdeyiz, kriz çözümü için evlerdeyiz, hasta değiliz, sağlıklıyız, aç değiliz, evimiz var ve bu yakında bitecek... Böyle diyerek birbirimize hatırlatmamız gereken şeyler. Bunları becerebilirsek uzun vadede çok daha büyük acılardan kendimizi ve toplumumuzu koruyacağız demek önemli. Bir çeşit diyet gibi düşünün, sosyal iletişim diyetine gireceğiz yani."
"Teşhis almış kişiler telefonla ya da online destek alabilir"
"Zamanında teşhisini almış ve endişe bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluklar gibi sorunlar yaşamış olan kırılgan gruplar için şu an yaşadığımız gibi durumlar çok tetikleyici olur. Onlardan ricamız eski tedavi veya yardım aldıkları sağlık gruplarıyla tekrar kontağa geçmeleri. Ve yardım almak için özen göstermeleri. Gitmelerine gerek yok, telefonla da yardım alabilirler.
"Özellikle de mikrop durumu işin içine girdiği zaman obsesif kompülsif bozukluları çok daha kırılgan hale geliyorlar. Psikolog, psikiyatrist arkadaşların çoğu zaten uzaktan yardım etmek için online sistem kurmaya başladılar. Terapistleriyle telefon ya da online iletişime geçebilirler.
"Stres arttığı zaman bağışıklık sistemi zayıflıyor"
"Bir de teşhisi olmayanlar var. Hepimizde bir parça böyle eğilimler, yükseldiği dönemler olabilir. Sakin kalmak önemli, bunun stres temelli bir endişe artışı olduğunu bilmek bunu engellemenin en iyi yolu. Hepimizin yaptığı kendimizi sakin tutarak mantıklı düşünmeye çalışmak. Sosyal medyadaki bilgi kirliliğinden mümkün olduğunda uzak durmaya çalışmak. Daha fazla bilgi almak kendimizi daha iyi koruduğumuz anlamına gelmiyor. Bizi bu endişeler kırılganlaştırıyor. Stres arttığı zaman bağışık sistemleri zayıflıyor. Sakin, mantıklı, derin nefesler alarak, güvenilir kaynaklardan gelen bilgiye yönelerek bir süre hayatımızı devam ettirmemiz gerekiyor." (AÖ)