Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) tutukluluk sürelerini düzenleyen 102. maddesinin 1 Ocak 2011'de yürürlüğe gireceğine ilişkin haberleri "aceleci yorumlar" olarak değerlendiriyor.
Yasanın 23 Mart 2005'te kabul edildiğini, ancak 102. maddenin uygulamasının geçici madde ve uygulama kanunlarıyla sürekli ertelendiğini hatırlatan Kozağaçlı, "Son erteleme 31 Aralık 2010'da sona erecek. Ancak o güne kadar yeni bir erteleme kararı alınabilir. Yani 102. madde bu yıl da yürürlüğe girmeyebilir" diyor.
102. madde tartışmalı
5271 Sayılı CMK'nin 102. maddesi, "tutuklulukta geçecek süreyi" düzenliyor.
102/2'de, "Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçe gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplamda üç yılı geçemez" deniyor.
Bazı hukukçular bu maddeyi "tutukluluk, uzatma süreleri de dahil toplamda üç yılı geçemez" diye yorumlarken çeşitli mahkemelerin ve yasa hazırlayıcılarının "iki yıl temel süre ve üç yıl uzatma ile tutukluluk halinin toplamda beş yılı geçemeyeceği" şeklinde değerlendirmeleri de bulunuyor.
"Yargılama öngörülen sürede tamamlanmalı"
Kozağaçlı, düzenlemeyi "isabetli" buluyor ve tutukluluk halinin toplamda üç yılı geçmemesi gerektiğini savunuyor.
Kozağaçlı'ya göre, tutukluluk süresini düzenleyen maddeden kimlerin yararlanacağını tartışmak yerine yargıyı yıllar süren yargılamalardan ve hatalı düzenlenmiş dava dosyalarından korumak gerekiyor.
"Önemli olan mahkemelerin yargılamayı öngörülen sürelerde tamamlaması ve tutukluluğun bir cezalandırma aracı olarak kullanmaktan vazgeçilmesi" diyor ve ekliyor:
"Türkiye'de ağır ceza mahkemelerinde on yıldan fazla süren tutukluluklar var. Özel yetkili mahkemelerde durum daha da trajik.
Kamuoyunda 'Bir kişi tutuklu ise suçludur, devlet sorunla ilgileniyordur, dava ciddi yürüyordur' gibi bir algı var. Bu hatalı algıyı adalet sistemi kendi yarattı ve durum, tutuklamanın dejenere olmasına yol açtı.
Bugün tutuk kavramı, Türk yargı sisteminde bir kangrene dönüştü. Hapishanelerde yer yok, yıllar süren tutukluluklar ağır mağduriyetler yaratıyor. Kamuoyunun da ilgisi ve baskısıyla hâkimler en basit suçlardan açılan davalarda dahi sanığın tutuklu yargılanmasına karar veriyor.
Tutuklamaların yüzde sekseni adaletsiz, haksız, uzun, gerekçesizdir. Bu durumun bir çaresini bulabileceğimiz güne kadar da tutukluluk süresinin üç yılı geçmemesi, hakkaniyete uygundur."
102. madde uygulamaya girerse
Gazeteport'un haberine göre, 102. madde yürürlüğe girerse, uygulamadan Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast, Ergenekon davası tutukluları Ergün Poyraz, Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Doğu Perinçek yararlanabilecek. 2011 Eylül ayından itibaren Tuncay Özkan da üç yılı tamamlayacak.
Ancak CMK'nin 252. maddesi, özel yetkili mahkemelerin görev alanındaki bazı suçlar için tutukluluk süresinin iki kat olarak uygulanacağı hükmünü getiriyor. Bu madde, bazı Ergenekon sanıklarının üç yıl tutukluluklarını tamamlasalar bile tahliyelerine engel oluşturuyor. (BB)