Yıl içinde Ankaradaki seminerle başlayan eşit temsil için cinsiyet kotası kampanyasının İstanbul ayağına CHP'li kadın vekillerin, partilerin aday listelerine üçte bir oranında kadın yerleştirilmesi için hazırladıkları taslak damgasını vurdu.
İsveç Parlamentosu Anayasa Komisyonu Üyesi Anders Bengtsson'un "CHP yüzde 50 oranında cinsiyet kotası uygulamalı" önerisine yanıt olarak CHP'li kadın vekillerin hazırladıkları yasa taslağını yakında TBMM'ne sunacaklarını açıklamaları, KA-DER'in yürüttüğü kampanyanın bir başarısı olarak değerlendirildi.
İsveç desteği
Seminerin açılış konuşmasını yapan İsveç İstanbul Başkonsolosu Ingmar Karlsson, Türkiye'nin dört bir yanında konferanslar düzenlediklerini, AB yolundaki Türkiye'yle kültürel ilişkileri geliştirdiklerini belirterek, "Bilgi Üniversitesi'yle ortaklaşa, Avrupa'daki Süryani Toplumu üzerine düzenlediğimiz seminerin Mardin Midyat ayağını yarın başlatıyoruz" dedi.
KA-DER Genel Başkanı Ayşe Bilge Dicleli, Türkiye'de kadınların 1934'den itibaren seçme ve seçilme hakkından yararlandıklarını, ancak kadınların bu hakkı seçmekten yana kullandıklarını vurguladı. Dicleli konuşmasında, "Ülkemiz koşullarında kadınların eşit temsili ancak Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları'nda yapılacak yasal düzenlemelerle mümkün olacaktır. Parlamentonun 550 milletvekilinin 24'ü kadın vekildir." dedi.
"Erkek Demokrasiden Gerçek Demokrasiye" başlıklı eşit temsil için 'Cinsiyet kota'sı kampanyasının İstanbul paneline, Prof. Dr. Fatmagül Berktay, Prof. Dr. Şirin Tekeli, Prof. Dr. Yeşim Arat, Prof. Dr. Drude Dahlerup, Prof. Dr. Aysel Çelikel, Doç. Dr. İbrahim Mazlum, Lenita Friedenvall, Anders Bengtsson, Oral Çalışlar, İpek Çalışlar ve Pınar Türenç katıldılar.
İsveçte 80 yıl mücadele
Stockholm Üniversitesi'nden Prof. Dr. Drude Dahlerup, dünyanın değiştiğini, kadınların önüne yeni fırsatların açıldığını söylerken, 1975'deki Pekin Konferansı'ndan bu yana , farklı seslerin duyulduğunu ve bunun olumlu bir gelişme olduğunun altını çizdi ve şöyle konuştu:
"Kuzey ülkeleri, kadınların temsili konusunda üst sıralarda. İsveç'in yüzde 40'ları aşan kadın temsil oranı 80 yıllık mücadelenin ürünü. 'Kota' konusunda son yıllarda Arap ülkeleri, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde çok hızlı bir gelişim yaşandı".
Kadınların 80 yıl daha beklemeye niyeti olmadığının altını çizen Prof. Dr. Dahlerup, 1995te başlayan ve 2002de doruğa çıkan bu yeni trendle, demokrasi için kadınların katılımının gerekli görüldüğünü vurgulayarak, "Son on yıllık süreç göstermektedir ki, 'kota' uygulayan ülkelerde, kadınların siyasette katılımı artmıştır. 2005'in verilerine göre Ruanda, bu konuda çarpıcı bir örnektir. Yüzde 48.8'lik oranıyla, İsveç'in üzerinde, 1. sırada yer almaktadır. Irak'taysa bu oran yüzde 30'lara çıkmıştır"diye konuştu.
Çelikel: Kotaya erkekler karşı
Eski Adalet Bakanı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, panelde yaptığı konuşmaya, bakanlığının tarafsız bir isimle seçime gitme zorunluluğundan kaynaklandığını, politikacı olmadığının belirterek başladı.
"Siyasi partiler eşitliğe inanıyoruz ama kota eşitliğe aykırı diyorlar. İnsan haklarına ilişkin tüm bildirgeler hak eşitliği ve ayrımcılık temelleri üzerine kuruludur. İnsan haklarının kaynağı insan onurudur. İnsan onuru hukuki bir kavramdır ve eşitliğin sağlanması hukuken gereklidir. Bireyin maddi ve manevi varlığının gelişmesi insan onuruyla olasıysa ve iki ayrı onur söz konusu olamayacağına göre,hukuken cinslerin eşitlenmesi gerekir" dedi.
Prof. Dr. Aysel Çelikel, son olarak, kadın konusunun, siyasi bir konu olduğunu belirterek, erkeklerin siyasetteki gücünü, kadınlarla paylaşmak istemediğinin üzerinde durdu.
Stockholm Üniversitesi Araştırma Görevlisi Lenita Friedenvall'ın, İsveç'teki kadın temsiliyle ilgili rakamlardan verdiği örnekler, Türk kadınlarının parlamentodaki temsillerindeki yetersizliği ortaya serdi.
Mazlum: Erkek tarzı siyaset yapan kadına yol açık
"İsveç de 90'lardan itibaren kota uygulanmaya başladığında, kadınlar zaten yüksek oranda parlamento da temsil ediliyorlardı. İsveç'teki süreç, kendilerine "Varis Çorabı" diyen feminist grubun siyasi partileri 'kota' konusunda tehdit etmeleriyle gelişti".
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Doç. Dr. İbrahim Mazlum, Türkiye'de, Erkek tarzı siyaset yapan kadınların, parti listelerinden yer aldıklarını belirterek, kota konusunda direnme gereği üzerinde durdu.
İsveç Parlamentosu Anayasa Komisyonu Üyesi Anders Bengtsson, "İsveç'te kadınların temsili yüksek olabilir, Bu matematiksel bir sayı olup, eşitlik anlamına gelmez. Güç erkeklerin elindedir. Kadın ayrımcılığı İsveç de, gizli olarak vardır" dedi.
Arat: Siyaset saati bile erkeklere göre
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yeşim Arat, Türkiye'de avukatlık, doktorluk ve öğretmenlik gibi kritik mesleklerde kadınların oranı yüzde 30'larda gözükse de Türkiye'de kadının hala ev kadını olduğunun altını çizerek şöyle konuştu:
"Kadınların yüzde 15'inin ekonomik olarak özgür olduğundan söz edilen Türkiye'de işlerin 'kota'sız kotarılamayacağını görmemiz gerek. Siyaset erkeklerin oynadığı, kendi önceliklerine göre belirlediği bir alandır. Politik çalışma saatleri bile erkeklerin 09.00-17.00 çalışma saatlerine göre belirlenmektedir. Oysa kadınlar o saatler arası boştur. Erkeklerin iddia ettiği gibi, sorun seçmenden kaynaklanmamaktadır".
Çalışlar: Erkek argümanları çürütülmeli
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Oral Çalışlar, kadın siyasetçilerin artmasıyla sivilleşmenin de artacağını belirttiği konuşmasında, eşit temsil için verilecek mücadele de erkek argümanlarının çürütülmesi gereği üzerinde durdu. Panelin son konuşmacısı olan Çalışlar şunları söyledi:
"Türkiye'deki problem, gücü ellerinde tutan erkeklerin, bu gücü kadınlarla paylaşmaktan korkmasıdır. Erkeklerin "kota" konusunda 4 argümanı vardır.
*Kadınlar istemiyor.
*Kadınlar için kota istemek, hakarettir,
*Kadın başbakan da oldu, ne değişti,
*Kadınlar ehil değil, siyaset yapamazlar.
Türkiye'de erkeklerin yüzde 85'i para kazanıyor, yüzde 90'nı da mülkiyeti ellerinde tutuyor. Sorun siyasi iktidar sorunudur. İlkel egemen dünyanın erkekler için de kötü bir dünya olduğunun, kadının da erkeğinin de acı çektiği, erkeklere anlatılmalı".