ABD, Türkiye ve AB üyesi ülkelerden bazılarının yer aldığı Uluslararası Yönlendirme Grubu'nun (ISG) dün Viyana'da yaptığı son toplantıda Kosova'nın tam egemenliğine destek kararı aldı.
Avusturya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger'in ev sahipliğindeki toplantıda alınan bu karar, Kosova'da Hollandalı diplomat Pieter Feith tarafından yönetilen Uluslararası Sivil Ofis'in kapatılacağı anlamına geliyor.
Halen Feith yönetimindeki ofis Kosova yönetimince çıkarılan yasaları reddetme, politikacıları cezalandırma ve hatta parlamentodan uzaklaştırma yetkisine sahip. Uluslararası Sivil Ofis'in kapatılmasıyla beraber ülkenin iç ve dış güvenliğinden sorumlu AB ve NATO güvenlik güçleri ise görevlerine devam edecek.
Kosova Başbakanı Haşim Taci, bu kararla beraber yeni bir dönemin başladığını ve ülke kurumlarının yeni tanımalar için çalışmaya devam edeceğini söyledi. Kosova Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga ise, Kosova'nın geleceğinin Avrupa Birliği üyeliğinden geçtiğini ve denetimli bağımsızlığın kaldırılması kararının Kosova'ya uluslararası toplumla eşit ortaklık yolunu açtığını vurguladı.
Kosova'daki Sırp azınlık ise durumdan endişeli. Kosova'da yaşayan Sırplar, Uluslararası Yönlendirme Grubu'nu kuruluş aşamasında reddetmiş ve bu örgütle olabildiğince sınırlı iletişim kurmuştu. Sırbistan'ın Kosova'dan sorumlu Devlet Bakanlığı Sekreteri Oliver İvanoviç, Sırplar ve Arnavutların bir arada çalışmayı başaramadıkları için, şu noktada yabancı bir yönetimin bölge için daha hayırlı olacağını düşünüyor. İvanoviç, önümüzdeki dönemin Kosova için çok hareketli geçeceğini ve zaman zaman küçük çapta olayların yaşanabileceğini belirtti.
Yugoslavya'nın parçalanmasıyla beraber Kosova, 1999 ve 2008 yılları arasında BM idaresi altında kaldı ve 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı bağımsızlığını ilan etti. ABD, Türkiye ve pek çok AB üyesi ülkenin tanıdığı Kosova'yı Rusya ve Çin'in aralarında bulunduğu bir o kadar ülke de tanımadı. Dolayısıyla uluslararası sistem Kosova üzerinde bir kutuplaşma sürecini yaşıyor ve Karabağ, Kıbrıs, Osetya gibi uluslararası alanda tanınma konusunda benzer sorunlarla karşılan bölgelere örnek teşkil edip etmeyeceği tartışılıyor. (ÇD/HK)