Birgün'de Sezgin Tanrıkulu'nun "Öngörülen, önlenmeyen ve sonuçları kullanılan darbe", Evrensel'de Yusuf Karataş'ın "Demokrasi nöbetlerinden nöbet geçiren demokrasiye!" ve İhsan Çaralan'ın "İktidarın bilerek ve isteyerek karanlıkta bırakmak istediği bir darbe girişimi: 15 Temmuz!", HaberTürk'te Kübra Par'ın "15 Temmuz’un en kötü mirası", Sabah'ta Mehmet Barlas'ın "15 Temmuz ihanetini asla unutmamalıyız", Yeni Asya'da Ali Ferşadoğlu'nun "Baştan aşağa darbe-i münafıkane!" başlıklarıyla 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi üzerine yazdılar, linkleriyle paylaşıyoruz.
Birgün/ Sezgin Tanrıkulu
Öngörülen, önlenmeyen ve sonuçları kullanılan darbe
(…) Ayrıca, MİT Müsteşarlığı TBMM Araştırma Komisyonu’na yönelik yazdığı 22.05.2017 tarihli yazısında “MİT’in daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda cemaatin darbe girişiminde bulunabileceğini bildirdiğini ancak TSK bünyesinde istihbarat toplayamadığından darbe girişiminin tarihi konusunda net bir istihbarata önceden ulaşılamadığı” bilgisiyle darbenin bilindiğini ve beklendiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ikrar etmiştir.
(…) Dahası, darbe girişimi sonrasındaki darbe, Fethullahçılardan çok solcuları, Kürtleri, barış isteyen akademisyenleri, iş isteyen işsizi, eşitlik isteyen kadını, hak isteyen işçi sınıfını, ezilen tüm toplumsal kesimleri hedef almıştır. 15 Temmuz, Erdoğan’ın “başkanlık” denen ucube sisteme yükselişi için bir basamak olarak kullanılmış, darbeye karşı duran halkın açtığı demokrasi kapısı kapatılıp faşizmin kapısı açılmıştır.
(…)Ama bizler tıpkı 15 Temmuz öncesinde, 15 Temmuz gününde-gecesinde olduğu gibi, şu anda da AKP’nin yarattığı riskleri bertaraf etmek için darbeci zihniyetlere karşı demokratik mücadeleyi sürdürmekte ısrarcıyız! Darbeciler kaybetmeye mahkumdur.
Evrensel/ İhsan Çaralan
İktidarın bilerek ve isteyerek karanlıkta bırakmak istediği bir darbe girişimi: 15 Temmuz!
Bu yüzden de 15 Temmuz darbe girişimi herhalde Türkiye tarihinin en karanlık darbe girişimi olduğu gibi, dünyada da karanlık darbe girişimleri arasında olmayı hak edecek bir yerdedir. Ama resmi açıklamalarla sınırlı kalırsak!
Çünkü son altı yıla yayılan gelişmelerden, Erdoğan ve yönetiminin darbe girişimiyle ilgili gerçekleri bilerek ve isteyerek kararttığı anlaşılmaktadır. Ancak Erdoğan’ın darbe girişiminden 3 gün sonra 18 Temmuz 2016 günü yaptığı “Allah’ın bize büyük bir lütfu” değerlendirmesi dikkate alındığında 6 yılda olup biten her şey yerli yerine oturmaktadır
Evrensel/ Yusuf Karataş
Demokrasi nöbetlerinden nöbet geçiren demokrasiye!
Gerçekten de Dönemin Genelkurmay Başkanı Akar ile MİT Müsteşarı Fidan’ın önceden haberdar edildiğini bildiğimiz bu darbe girişimi konusunda hâlâ aydınlatılmayan birçok soru bulunuyor ve bu girişimin siyasi ayağının ortaya çıkartılması bizzat iktidar bloku (Cumhur İttifakı) tarafından engelleniyor.
Dahası Erdoğan’ın, Gülenciler/FETÖ için “Ne istediler de vermedik” demesi, bunların darbe girişimi yapacak kadar devlet içinde nasıl güç kazandıkları ve darbenin siyasi ayağının ortaya çıkartılmasının neden engellendiği sorularının yanıtını da veriyor.
Habertürk/ Kübra Par
15 Temmuz’un en kötü mirası
(...) Belki bunların da ötesinde 15 Temmuz’un en kötü mirası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha güvenlikçi, şüpheci ve sert bir çizgiye yönelmesi oldu.
Cumhur İttifakı’nın kurulmasıyla AK Parti ‘muhafazakar demokrat’ çizgiden çıkıp milliyetçi, muhafazakar, güvenlikçi ve otoriter bir döneme geçti. Milli beka endişesi, yani dışarıdan gelecek saldırılara karşı tetikte olma olma psikolojisiyle özgürlüklerin alanı giderek daraltıldı.
Siyasi rakiplere karşı “Acırsan acınacak duruma düşersin” düşüncesi egemen oldu. Kutuplaşma giderek arttı.
Başkanlık sistemine geçilmesi yani yüzde 50+1 ile seçilme şartı iktidar ve muhalefet arasındaki çatışmayı arttırırken, demokrasiden uzaklaşma problemini de derinleştirdi.
Özetle darbe bastırılabildi belki ama yarattığı travmanın izleri maalesef bugünkü siyasi ortama etki etmeye devam ediyor. (...)
Sabah/ Mehmet Barlas
15 Temmuz ihanetini asla unutmamalıyız
Türk tarihinin son darbe girişimi 15 Temmuz 2016'da yaşanmıştı. Bundan önce darbe yapanlar Amerika'nın desteğiyle ülkeyi yönetirler ve Amerika'dan gelen talimatla kararlar alırlardı. 15 Temmuz ise hem Amerika'nın hem de FETÖ'nün ortak girişimiyle başlatıldı. Amaç Türkiye'yi bölmekti. Ne var ki halk, Erdoğan'ın önderliğinde şanlı bir direniş sergiledi. Canlarını ortaya koyan yüz binler, Türkiye'nin askeri darbeler tarihini sona erdirdiler. (...)
Yeni Asya/ Ali Ferşadoğlu
Baştan aşağa darbe-i münafıkane!
“Darbe kimin işine yaradıysa o yapmıştır!” sözü gerçeğin ta kendisi! Zira, dönemin tüm ihmalkârları vazife başında! Ki, 130 binden fazla kişi, çıkarılan KHK’larla kamudaki görevlerinden ihraç edildi. KHK’larla çok sayıda kurum ve kuruluş da kapatıldı! Bütün bunlar bir gecede planlanıp düşünülebilir mi? Demek ki, aylar, yıllar öncesinden planlar yapılmıştı!
TIKLAYIN: Sonuncu 15 Temmuz ‘şenliği’ / Ertuğrul Kürkçü
(APK/EMK)