Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Cumhuriyet Halk Partisi'nin aday olarak açıkladığı ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin de destekleyeceğini belirttiği Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili tartışmalar sürüyor.
Konuya ilişkin Hürriyet'ten Ahmet Hakan, Taha Akyol, Yalçın Bayer, Radikal'den Murat Yetkin, Ezgi Başaran, Koray Çalışkan, Sabah'tan Mehmet Barlas, Mahmut Övür, Türkiye'den Ercan Gürses, İsmail Kapan ile Zaman'dan Mümtaz'er Türköne'nin kaleme aldıkları köşe yazılarını derledik.
Başaran: En çok ihtiyaç duyulan profil
Ezgi Başaran, İhsanoğlu’nun Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu profil olduğu görüşünde. Kimilerinin İhsanoğlu’nu “İslamcı” olarak eleştireceğini, kimilerinin de “darbeci” diyeceğini ifade eden Başaran, tüm bunlara rağmen Türkiye’nin sadece koşturan cumhurbaşkanına değil, koştururken ülkenin ruhunu “Fenerbahçe-Galatasaray kavgası”na dönüştürmeyecek bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız olduğunu yazdı.
“45 yıllık bir bilim insanıdır. Yazdığı Osmanlı Bilim Ansiklopedisi (15 cilt) ile Batı dünyasına Osmanlı’nın ilim alanında yaptıklarını anlatmış, bu eseriyle Koyre Ödülü’nü almıştı.
“Prof. İhsanoğlu yakından tanıma fırsatı bulduğum, kaydadeğer vakit geçirdiğim ve çok saygı duyduğum bir insandır. Kendisi de dünya tatlısı eşi Füsun Hanım da müthiş zariftir her şeyden önce. Hayran olunacak bir sanat ve estetik bilgisi, son derece zeki ve ılımlı siyasi hamleleri vardır.
“Bana göre Prof. İhsanoğlu şu anda Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu profil. Nedeni onun hayata ve siyasete bakış açısı…
“Şimdi eminim kendisiyle ilgili bir yığın negatif kampanya cümlesi sarf edilecek. Bir kısım 'İslamcı' deyip çizik atacak, bir kısım Suriye konusundaki sağlam duruşunu Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye politikasını eleştiren herkese yapılan suçlamalarla (Esadçı, Baasçı, darbeci vesaire) diline dolayacak.”
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Çalışkan: Büyük kumar
Çalışkan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı için avantajlarını ve dezavantajlarını sıraladı.
“CHP ve MHP adayının iki kesimin tabanına da uzak birisi olması milliyetçi seçmenin olası sosyal demokrat adaya, cumhuriyetçi ve sosyal demokrat tabanın da olası bir milliyetçi bir adaya olan tepkisini 'sıfırlamayı' amaçlıyor.
“İhsanoğlu’nun Arapça’yı anadili gibi konuşan ve İslam bilgisiyle muhafazakâr seçmene hissiyat yakınlığı olan bir aday olması CHP ve MHP’nin geleneksel seçmeninin dışına açılması için bir fırsat.
“CHP ve MHP tarafından sembolik bir makam olması tercih edilen cumhurbaşkanlığına, sağlam ilkeleri nedeniyle yakışan biri.
“İhsanoğlu için 53 gün sonra gerçekleşecek seçim için nasıl bir kampanya yapılacak? Çok zor.
“İslamcı olmadığı halde, İslami kültürel kodlarla anılan bir aday için CHP örgütlerini canla başla çalıştırmak zor olacak. MHP tabanı için de benzer bir mantık yürütebiliriz. “Herkes kendi öz adayıyla seçime girseydi, Erdoğan ilk turda daha fazla zorlanır, ikinci seçilen doğal çatı adayı olurdu. Ancak bu ihtimal MHP ve CHP liderleri tarafından dikkate alınmamış. Sonuçta nereden bakarsınız bakın CHP ve MHP için büyük bir kumar bu."
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Yetkin: AKP’nin sözcüsü gibi davranması istendi
Yetkin, İhsanoğlu’nun kötü bir tercih olmadığı, ince hesaplara dayandığı ve AKP’de rahatsızlığa yol açtığı görüşünde.
“İlk bakışta sosyal demokrat ve laik CHP’nin İslam dünyasından önemli bir ismi MHP’ye teklif etmiş olması yadırgatıcı geliyor; nitekim partinin ulusalcı isimleri ve bazı sol kanat mensupları itirazlarını yükseltiyorlar.
“Ancak biraz dikkatli bakınca İhsanoğlu isminin hiç de kötü bir tercih olmadığı, ince hesaplara dayandığı ve AKP’de rahatsızlığa yol açtığı görülebiliyor.
“İhsanoğlu’nun AKP’nin entelektüel dağarcığından, deyim yerindeyse 'arka bahçesi'nden bir isim olması özelliği var.
“Erdoğan’ın Başbakan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olduğu 2004 yılında, Türkiye’nin diplomatik başarısı olarak İslam İşbirliği Örgütü’ne ilk seçilmiş
Genel Sekreter olan İhsanoğlu, bu görevi 2014’e dek sürdürdü; aslında Erdoğan ve AKP için bir başarı öyküsüydü.
“Ancak Mısır’daki 3 Temmuz 2013 darbesi bir anda bu pembe tabloyu değiştirdi. Erdoğan, İhsanoğlu’dan Mısır’ı adeta AKP sözcüsü gibi kınayıp İslam İşbirliği adına yaptırımlar tehdidinde bulunmasını istedi.
“Oysa İhsanoğlu, başına seçildiği örgütün kararları doğrultusunda daha ölçülü bir kınamayla yetinince Erdoğan’ın ve AKP sözcülerinin hedef tahtası haline geldi.”
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Hakan: Akıllıca hamle
Ahmet Hakan, muhalefetin Ekmeleddin İhsanoğlu isminde birleşmesinin akıllıca bir hamle olduğu görüşünde.
“İhsanoğlu ismi AKP tabanı tarafından yadırgatıcı bulunmaz. AKP’liler, “Ay bu ne tehlikeli bir aday, hadi hemen buna karşı konsolide olalım” demezler.
“Milliyetçiler, muhafazakârlar, mukaddesatçılar, eskinin merkez sağcıları, Osmanlıcılar... Onlar da “Bu çok solcu, bu çok yabancı, bu çok Anadolu’dan uzak, bu çok gayrimilli” falan diyerek AKP’nin adayına yönelmezler.
“CHP’liler, sosyal demokratlar ve ulusalcılar Ekmeleddin İhsanoğlu ismini, tıpkı Mansur Yavaş’ı ilk etapta içlerine sindiremedikleri gibi ilk etapta içlerine sindiremeyebilirler. Ama “Erdoğan mı, İhsanoğlu mu” ikilemi söz konusu olduğunda İhsanoğlu’nu seçmek dışında yapabilecekleri bir şey yok. Ayrıca kim bilir, tıpkı Mansur Yavaş’ı sevdikleri gibi belki de İhsanoğlu’nu da tanıdıkça pek bir severler.
“Kürtler açısından İhsanoğlu’nun durumuna bakacak olursak: İhsanoğlu Kürtlerin antipatik bulacakları bir isim değil. Canıgönülden benimseyeceklerini söylemiyorum tabii... Şunu söylüyorum: En azından ismini duydukları anda karşısındaki adaya yönelecekleri türden bir aday değil İhsanoğlu.”
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Akyol: Sonuç ikinci tura kalır
Akyol, kaleme aldığı yazıda İhsanoğlu’nun bilim insanı kimliğine dikkat çekerek, bu seçimin olumlu olduğunu ifade ediyor.
“Ekmeleddin Bey hiç şüphesiz şahsiyeti, bilimadamlığı ve diplomatik kariyerleriyle birinci sınıf kalitede bir insandır. Halkın seçeceği Cumhurbaşkanlığı’na aday olması, onun ilk defa karşılaştığı bir kariyer sınavı olacak: Siyaset...
“Parlamenter sistemde cumhurbaşkanının aktif politikacı olması gerekmez. Fakat siyasetin pratiği, bilimden de diplomasiden de farklıdır. İhsanoğlu’nun bu yeni performansının nasıl olacağını meydanlarda ve seçim sandığında göreceğiz.
“Bugünkü konjonktürde ilk turda cumhurbaşkanı seçilemeyeceği, ikinci turda BDP oylarının önemli olacağı kanaatindeyim.”
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Bayer: CHP’nin Anadolu ile buluşması
İhsanoğlu’nun adaylığını olumlu bulduğunu ifade eden Yalçın Bayer, bu adaylıkla Türkiye’nin iki-üç kişiden oluşmadığını görmüş olduğumuzu yazdı.
“İhsanoğlu laik bir Müslümandır. Mesela eşinin başı açıktır (Ayrıca kapalı da olabilirdi). Dün aniden yoğunlaşan eleştiriler oldukça kaba ve haksızdı.
“CHP kimi aday yapsa (örneğin Baykal’ı) zaten eleştirilecekti. ‘Türkiye laiklik ve İslam kültürünün sentezi’ diyoruz ama böyle bir ‘sentez adaya’ hemen karşı geliyoruz. Bu tutarsızlık değil midir?
“Bu kadar önemli ve prestijli bir bilim insanına ve diplomata karşı, tanımadan, bu kadar çok tepki verme nasıl başarılıyor, merak konusu...
“Bu adaylık ile ülkemizin iki üç kişiden ibaret olmadığını gördük; aksi halde hem sosyolojik olarak hem politik olarak ülke bitik demektir.
“Seçimi kazanıp kazanmama meselesi değil, artık değişen Türkiye’yi de anlamak gerekiyor. Özellikle CHP’nin olmadığı Anadolu ile buluşması halkçılık ilkesi açısından önemli değil mi? Bu açıdan İhsanoğlu iyi bir aday sayılabilir."
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Barlas: CHP ve MHP’nin unuttuğu ayrıntı
Barlas, İhsanoğlu’nun “seçkin ve değerli niteliklere” sahip olduğunu Cumhurbaşkanı’nı halkın seçeceğini ve Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin bunu “unuttuğunu” yazdı.
“Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekmeleddin İslamoğlu tabii ki seçkin ve değerli niteliklere sahip bir isimdir. Gerek eğitim yaşamında, gerekse meslek hayatında başarılara imza atmıştır...
“Cumhurbaşkanı eskisi gibi TBMM tarafından seçilseydi ve aday olacak kişinin seçilmesi önceden liderler arası uzlaşmayla kesinlik kazanmış olsaydı, İhsanoğlu bu konum için en uygun olabilecek isimlerin belki de başında gelirdi.
“Ama anlaşılan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin unuttukları bir ‘Ayrıntı’ var... Bu ayrıntı, Cumhurbaşkanını artık halkın seçecek olmasıdır.
…
“Eğer AK Parti'nin kararı kesinleşmişse ve bu isim Tayyip Erdoğan ise, açıkçası Cumhurbaşkanlığı seçim yarışında Ekmeleddin İhsanoğlu açısından haksız bir rekabet söz konusu olacaktır.
“Aslında Kılıçdaroğlu bu ismi belirlerken siyaseten kendince doğru bir tercih yapmıştır. Deniz Baykal veya Mustafa Sarıgül gibi isimleri devre dışı bırakarak önümüzdeki CHP Kurultayı'nda kendisine rakip olmayacak bir ismi, öne sürmüştür. Meral Akşener gibi isimlerin devre dışı bırakılmaları ile Bahçeli'nin MHP liderliği de güvence altına alınmaktadır.”
Yazının tamamını bu linkten okuyabilirsiniz.
Övür: CHP İslamcı çevreden birine mahkum oldu
Övür, köşesinde İhsanoğlu’nun Mısır darbesine “darbe” demediğini vurgulayarak bu durumun onu CHP ve MHP’nin “çatı adaylığına” taşıdığını yazdı. Meal Akşener yahut Deniz Baykal’ın adaylığının parti liderlerini zora sokacağını ifade eden Övür, partilerin ayrıca İhsanoğlu’yla muhafazakar kesimin oylarını hedeflediğini ifade etti.
“Aslında İhsanoğlu bu işareti, dokuz yıl boyunca başkanlığını yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki görevinin sonunda, ortaya çıkan Suriye krizine farklı yaklaşarak, Mısır darbesine de darbe demeyerek vermişti. Bir anlamda bölgeyi dizayn etmeye çalışan Neoconlarla aynı çizgide durmuştu.
Anlaşılan o ki, bu duruş onu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'yla MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin "Partiler üstü" adaylığına taşıdı. Böylece muhalefetin Gezi'yle başlayıp, 17-25 Aralık darbeleriyle süren ve yerel seçim ittifakıyla noktalanan "siyasi mühendislik" çabalarına bir yenisi daha eklenmiş oldu. Tıpkı Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş gibi.
Artık karşımızda siyasi mühendislik ürünü bir cumhurbaşkanı adayı var
…
“Çatı adayı, CHP çevresinden diyelim Deniz Baykal olsaydı, hem parti içinde meşruiyeti tescillenecek hem de yüksek oy alma ihtimali nedeniyle geri dönüşü sorun olacaktı. Aynı şey, Meral Akşener için de geçerli.
İkinci olarak, muhafazakâr kesimden gelen İhsanoğlu'yla AK Parti'den oy devşirme hesabı yapılıyor. İlk bakışta akla yatkın görünen bu hesap, ne yazık ki Türkiye gerçeğiyle örtüşmüyor.
…
“CHP'nin 90 yıllık tarihini bir yana bırakarak kendi geleneğinden bir aday çıkaramaması ve İslamcı çevreden gelen birine mahkûm olması da ayrı bir paradoks.
Bu da CHP'nin neden bu riske girdiği sorusunu akla getiriyor. CHP, böylece kendi eliyle Türkiye'nin ve bölgenin başat siyasi akımının, İslamcı-muhafazakâr akım olduğunu ilan etmiş oldu. Bir kısım CHP'liler de bu yüzden "CHP misyonu bitti" demeye başladı. Görünen o ki CHP bu süreci çok daha sancılı geçirecek.”
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Gürses: Erdoğan’a hayırlı olsun
Gürses bugünkü yazısında İslamoğlu’nun CHP için kötü bir tercih olduğunu belirterek bu adayla Recep Tayyip Erdoğan’a büyük avantaj sağlanacağını ifade etti.
“CHP Ekmeleddin İhsanoğlu ismiyle ayağına sıktı.
“MHP'yle ortak aday gösterme adına.
“Hem profili düşük.
“Hem de kimliksiz bir çatı aday belirledi.
“Siyasi bir aday değil.
“Oysa kendinden bir aday koysaydı.
“Büyükerşen, Baykal gibi…
“Zaten muhtemel ikinci turda.
“Muhalif oyların sandıkta birleşmesini sağlayarak seçimi zorlardı…
“Kolayını denedi.
“Muhafazakâr kesimi, Eski İKÖ Genel Sekreteri'yle tavlayacağını düşündü.
“Ama parti içerisinde olacakları da hesaplamadı.
“Üstelik İhsanoğlu'nun statüko-devletçi görünümlü adaylığı da sorun.
“Bu sorun BDP-HDP oylarının önünü kesebilir.
“Erdoğan büyük avantaj sağladı.”
Yazının tamamını bu linkten okuyabilirsiniz.
Kapan: Halk tabanında karşılığı var mı?
Kapan, İhsanoğlu’nun MHP ve CHP için uygun, hem sağ hem de ol oyları toplayabilecek bir aday olduğunu ancak halk tabanında karşılığının şüpheli (meşkûk) olduğunu yazdı.
“Ekmeleddin İhsanoğlu isminin, iki önemli muhalefet partisi tarafından ‘Çatı Aday’ olarak, müştereken ileri sürülmesi, aynı zamanda siyaset arenasında bundan sonrası için yeni yaklaşımların habercisi gibi görülmelidir.
“Prof. İhsanoğlu ismi, hem CHP ve hem de MHP’nin epey zamandan beri anlatmaya çalıştığı aday profiline büyük oranda uyum gösteriyor. Hem sağ cenahtan, hem sol yelpazeden oy alabilecek muhafazakâr, dil bilen, dünyayı tanıyan, iyi yetişmiş vs. vs. Bu nitelikler açısından sıkıntı yok. Ancak cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir misyon için, İhsanoğlu’nun halk tabanında bir karşılığı var mıdır? İşte burası çok meşkûk…”
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Türköne: Bölge için panzehir
Türköne yazısında Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) 1700 Şii askeri infaz ettiğini hatırlatarak bunu “karanlık” olarak nitelendirip, İslamoğlu’nun ise bu duruma “panzehir” olabilecek bir aday olduğunu yazdı.
“Bu tarafta Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye’de cumhurbaşkanlığına aday gösteriliyor. Aydınlık ile karanlığı mukayese etmek için iki olayı yan yana koyabilirsiniz. Biri Müslümanlar için zehir ise diğeri panzehir.
…
“Türkiye, Orta Doğu’da tırmanmakta olan mezhep savaşına, bu savaşı önleyecek donanıma ve birikime sahip çok itibarlı bir ismi cumhurbaşkanı adayı göstererek karşılık veriyor. Muhalefet partilerini gösterdikleri ferasetten dolayı tebrik etmek gerekir. Daha parlak ve sağlam bir isim bulunamazdı.
…
“Türkiye’de aşırı elektrik yükünü toprağa verecek, kutuplaşmayı ve kemikleşmeyi çözecek ve kamu vicdanını, 76 milyonun cumhurbaşkanı sıfatıyla temsil edecek bir isim. Hem Türkiye hem de bölge için ilaç gibi.”
Yazının tümünü buradan okuyabilirsiniz. (EKN/EA)