Bianet'e konuşan Eroğlu'na göre sistem Avrupa Birliği ülkelerinde çok yaygın çünkü ailelere hizmet karşılığında verilen ücret ve tanınan sosyal haklar çok geniş; gerekli altyapı da kurulmuş durumda.
Türkiye'de ise ne bu sistem tanınıyor ne de sosyal hizmetler alanına ayrılan bütçe insanları koruyucu aile olmaya teşvik edecek düzeyde. Yeterli sosyal hizmet uzmanı da yok.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) verilerine göre şu an 536 koruyucu aile yanında 575 çocuk bulunuyor.
SHÇEK'in koruması altında yaklaşık 20 bin çocuk bulunduğu düşünülürse bu rakam toplam korunmaya muhtaç çocukların yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturuyor.
Eroğlu, şu an koruyucu aile olanların çoğunun da zaten yüksek gelir grubuna mensup olduğunu ve SHÇEK'in hizmet karşılığında verdiği parayı almadığını söyledi.
Son 10 yılda her yıl ortalama 88 çocuk koruyucu ailelerin yanına yerleştirildi. Koruyucu aile yanına verilen çocukların neredeyse yarısını 7-12 yaş grubu oluşturuluyor.
İngiltere örneği
İngiltere'de koruyucu aile hizmeti çok yaygın ve neredeyse profesyonel bir iş olarak görülüyor.
Koruyucu aile bulma ve yerleştirme işlemleri yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülüyor.
Koruyucu aile hizmeti vermeye uygun bulunan kişilere yerel yetkililer tarafından bir sosyal hizmet uzmanı atanıyor ve bu uzman denetim işlevini yürütüyor.
Aynı şekilde çocuk ve çocuğun ailesi ile birlikte çalışan bir uzman da denetleme ve çocuğun geleceğini planlama görevini üstleniyor. Öğretmenler ve yerel sağlık kurumlarında çalışan doktorlar da koruma altına alınan çocukla ilgili sorumluluk üstleniyor.
Çocukların ihtiyaçlarına uygun olarak çeşitli koruyucu aile hizmeti şekilleri var. Kimi çocuklar ailelerle birlikte yaşarken bazıları sadece gündüzleri koruyucu ailelerle kalıyor ya da sadece maddi destek alıyor.
Koruyucu ailelere ikametgah, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözönünde bulundurularak ayda 450 ile bin pound (1 milyar 100 milyon ila 2 milyar beş yüz milyon lira) arasında değişen maddi yardım, vergi indirimleri vs. veriliyor.
Ayrıca koruyucu aile hizmeti verilecek kişilere eğitim de veriliyor.
Mart 2004 rakamlarına göre İngiltere'de kamu koruması altında olan yaklaşık 80 bin çocuk var.
Bu çocukların yüzde 62'si, yani yaklaşık 50 bin çocuk koruyucu aile hizmeti alıyor. Sisteme dahil olan çocukların yaklaşık 41 bini koruyucu ailelerle birlikte yaşıyor.
İrlanda, İskoçya ve Galler'de de benzer oranlar var.
Sisteme eleştiriler
Öte yandan, koruyucu aile uygulamasına, geçici bir önlem olduğu ve korunmaya muhtaç çocuklara kalıcı bir çözüm sunmadığı şeklinde eleştiriler de geliyor.
Bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan ve merkezi Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bulunan Uluslararası Çocuk Hizmetleri Birliği'ne (JCICS) göre "koruyucu aile hizmeti, aynı çocuk yuvaları gibi kurumsal bir hizmet ve çocuklar için kalıcı bir çözüm olarak düşünülmemeli".
Birlik, sistemin, geniş ve kalabalık yuvalardan daha iyi olduğunu fakat yapılan araştırmaların çocukların sabit bir eve sahip olmamasının daha büyük travmalara yol açtığını gösterdiğini söylüyor.
JCICS'in araştırmalarına göre, sabit bir evde yaşamayan çocukların duygusal travma geçirmeleri, okulda sorun yaşamaları ve suç işleme oranları daha yüksek.
Sorun bütçeden başlıyor
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği'ne göre Türkiye'de şu an SHÇEK'te kadrolu olarak çalışan sadece 9 bin sosyal hizmet uzmanı var. Uzman yetiştiren yüksekokul sayısı ise sadece bir.
Kahraman Eroğlu, koruyucu aile sisteminin düzgün işleyebilmesi ve denetim görevinin yerine getirilmesi için çok daha fazla sayıda uzmana gerek olduğunu; dolayısıyla SHÇEK'e ayrılan bütçenin arttırılması gerektiğini söyledi.
"Bir çocuğa yuvada bakmanın aylık maliyeti 600-700 milyon lira. Oysa bu para koruyucu ailelere verilse hem talep artar hem de çocuklar için daha uygun bir koruma modeli yaygınlaşır".
Varolan koruyucu aile sistemi
Koruyucu aile hizmeti SHÇEK tarafından "Çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları bir süre için sağlanamayan çocukların kısa veya uzun süreli olarak, anne-baba özelliklerini taşıyan ücretli veya gönüllü statüdeki uygun aile ya da kişilerin yanında, devlet denetiminde bakımlarının sağlanmasıdır" şeklinde tanımlanıyor.
Hizmet, 1993'te yayımlanan 21728 sayılı Koruyucu Aile Yönetmeliği'nce düzenleniyor.
Yönetmelikte 1997'de yapılan değişiklikle, hizmet karşılığında koruyucu ailelere "en yüksek devlet memuru aylığı"nın yüzde 22'si ile yüzde 30'u arasında değişen ücretler ödenmesi öngörüldü.
Bugün için bu oran yaklaşık 150 milyon lira ediyor.
Özürlü çocuklar için bu ücretler iki katına kadar arttırılabiliyor. Aile yanına yerleştirilen çocukların sağlık giderleri, okul servis giderleri vb. de SHÇEK tarafından karşılanıyor.
Aileler "gerekli koşulları" sağlamalı
Yönetmelikte koruyucu ailelerin yükümlülükleri şöyle tanımlanıyor:
* Yanına yerleştirilen çocuğun öncelikle fiziksel ve psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı olabilmesi için gerekli koşulları sağlamak,
* Çocuğun yeteneklerinin ve becerisinin elverdiği ölçüde öncelikle eğitim ve öğretimi ya da iyi bir meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermek,
* Çocuğun varsa öz ailesi ve akrabaları ile uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamak,
* Koruyucu aileye ve yerleştirilen çocuklara ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten sosyal hizmet uzmanlarına gerekli koşulları hazırlamak,
* Adres ve ikametgah değişikliklerini bu değişiklik gerçekleşmeden önce İl Müdürlüğü'ne bildirmek.
Çocuk ailenin nüfusuna geçmiyor
Bir ailenin yanına en fazla üç çocuk yerleştiriliyor. Koruyucu aile olmak için aranan şartlar Türkiye vatandaşı olmak, Türkiye'de ikamet etmek ve en az okur-yazar düzeyinde eğitim sahibi olmak.
Başvuranlardan, diğerlerinin yanında, iş ve gelir düzeyini gösteren belge, adli sicil raporu, sağlık kurulu raporu isteniyor.
Başvuran ailelerle ilgili, ev ziyareti ve görüşme sonrasında bir rapor hazırlanarak Aile Komisyonu'na iletiliyor.
Komisyon kabul ettikten sonra Koruyucu Aile Sözleşmesi Valilik tarafından da onaylanırsa çocuk yerleştiriliyor. Bu sistemde çocuklar aile nüfusuna geçirilmiyor.(EÜ)