Mardin'de 44 kişinin öldürüldüğü katliamla ilgili TBMM'ye iki araştırma önergesi verildi.
DTP Milletvekili Akın Birdal, "Bu tür olayların bir daha yaşanmaması, gerçek nedenlerinin ortaya çıkarılması için gerekli araştırmanın yapılması en başta TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun görev alanıdır" diyerek, İnsan Hakları Komisyonu'nun alt komisyon kurmasını ve bir an önce çalışmaya başlamasını istedi.
DTP Milletvekili Hasip Kaplan'sa, koruculuk sisteminin yol açtığı tahribatın, işlenen suçların araştırılması ve koruculuk sisteminin lağvedilmesi başta olmak üzere alınacak önlemlerin saptanacağı bir "meclis araştırması" açılmasını istedi.
Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde, 4 Mayıs akşamı nişan törenine uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırı sonucunda 44 kişi ölmüştü. Bilge köyü, bir korucu köyü.
Bakan Atalay: Silahlar korucu silahı
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, dün (6 Mayıs) basına yaptığı açıklamada "Hem ölen hem de zanlılar arasında korucular var. Ve silahlar da korucu silahlarıdır. Bu önemli, biz olayın o boyutu üzerinde de çok duruyoruz. Her şey konuşulsun. Türkiye açık toplum" diye konuşmuştu.
"70 binden fazla korucu, yüzlerce suç var"
Kaplan, önergesinde koruculukla ilgili şu bilgilere yer verdi:
İçişleri Bakanlığı'nın 20 Mart 2009 tarihli açıklamasına göre; 22 ilde toplam 47 bin 819 Geçici Köy Korucusu ve 32 ilde 24 bin 88 Gönüllü Köy Korucusu olmak üzere toplam 71 bin 907 korucu görev yapıyor.
İçişleri verilerine göre, Nisan 2003 itibarıyla, muhtelif adli suçlara karışan 2 bin 376 köy korucusu hakkında yasal işlem yapıldı.
Gönüllü Köy Korucularından 264'ü "insan öldürme", "öldürmeye teşebbüs", ateşli silahlarla ilgili yasaya muhalefet, "meskun mahalde silah atmak" ve "orman kaçakçılığı" gibi adi suçlardan ötürü hüküm giydi.
Son yıllarda çeşitli suçlara karıştıkları tespit edilerek haklarında yasal işlem başlatılıp, görevlerine son verilen korucu sayısı 975.
Kaplan, koruculuğun toplumsal sonuçlarını da şöyle özetledi:
Koruculuğu kabul etmediği için binlerce insan yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı.
Sistem korucu olmayı kabul eden aşiretlerle etmeyenler arasında bir ayrım, "devlete dost ve düşman" aşiret kavramı yarattı. Aynı ailenin, köyün bireylerini birbirine hasım yapmıştır.
Köy korucuları zorla göç ettirilen insanların evlerini, arazilerini ya işgal etmiş ya da kullanılamaz, işlenemez duruma getirdi. Köylerine geri dönmek isteyenler de koruculuk sistemine katılmaları için zorlanıyor. (TK)