İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi üyeleri Muş'un Bulanık ilçesinde iki kişinin öldüğü, yedi kişinin de yaralandığı olaylarla yeniden gündeme gelen koruculuk sisteminin lağvedilmesini istedi.
Bölgedeki koruculuk sistemiyle ilgili kapsamlı bir araştırma yapılması için Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) ve eski Demokratik Toplum Partili (DTP) milletvekillerinin, sivil toplum örgütü temsilcilerinin ve Dicle Üniversitesi sosyoloji bölümü öğretim üyelerinin yer alacağı bir komisyon kurulmasını talep ettiler.
İHD Genel Başkanı Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı avukat Muharrem Erbey, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi avukat Ali Akıncı ve merkez yönetim kurulu üyesi avukat Cihan Güçlük Bulanık'ta Muş milletvekilleri Sırrı Sakık ve Nuri Yaman, Belediye Başkanı Ziya Akkaya, eski DTP ilçe başkanı Rahmi Çelik, görgü tanığı Remzi Demirağ, DTP'li Bircan Demir, gazeteci Mehmet Temel, İlçe Kaymakamı Fatih Aksoy ve Cumhuriyet Savcısı Dilek Çağlar'la görüştüler.
Tespitler
İHD'liler tespitlerini dün (17 Aralık) düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladılar:
* Bulanık'ta uzun zamandır DTP'liler tarafından değişik tarihlerde basın açıklamaları yapıldı ve hiçbir sorun yaşanmadı. İlçedeki kamu kurumları ile DTP parti teşkilatı arasında bir uyum ve iletişim var.
* DTP kapatılmasına dair basın açıklamasının yapılacağı 15 Aralık sabahı Turan Bilen kardeşi Metin Bilen'in sabah saat 07.00'de elinde silahlar ile gelerek olayların çıkmasına hazırlık yaptı.
* Güvenlik güçleri, sabah dükkanını açarak kepenk kapatma eylemini ilçede tek başına karşı koyan Turan Bilen'i uyardı.
* En az bir saat süren ateş etme olayına rağmen güvenlik güçlerinin Bilen'i yakalama ve etkisiz hale getirme yönünde bir müdahalede bulunmadılar.
İHD üyeleri bu olayın, yakın zamanda İzmir, İstanbul-Beyoğlu, Çanakkale-Bayramiç ve Türkiye'nin muhtelif yerlerinde yaşanan linç girişimleri ve saldırıların devamı olduğu görüşündeler.
Yanıt bekleyen sorular
Raporda güvenlik güçlerinin Bilen'i neden sadece ikna etmeye çalıştıklarını ve önlem almadıklarını soran İHD'liler, bu güvenlik güçleri hakkında soruşturma açılıp açılmayacağını sordular.
Raporda yer alan sorulardan bazıları şöyle:
* Bilen'in Gönüllü Köy Koruculuğu silah ruhsatının 1996 yılında alındığı ileri sürülüyor. Bunlar doğru mu? Bu arada bu ruhsat yenilendi mi?
* İçişleri Bakanlığına bağlı Geçici ve gönüllü köy kurucularının sayısı kaçtır?
* Gönüllü Köy Korucuların sıfatı, görevi, yetkisi nedir?
* 1985 yılından bu güne kadar Gönüllü ve Geçici Köy korucuları kaç suça bulaştı? Kaçı için soruşturma ve dava açıldı? Kaçı açığa alındı?
* Gönüllü ve Geçici Köy korucularının kişi başı maliyeti devlete nedir? Bu güne kadar toplambda devlete maliyetleri ne kadardır?
* Sadece katliamlar döneminde gündeme gelen gönüllü ve geçici köy koruculuğunun yarattığı tahribatlar görülmeyip hala sürdürülmesinin izahı nedir?
Raporda ayrıca korucuların 1999-2009 yılları arasında toplam 1450 insan hakları ihlali olayı gerçekleştirdiklerinin altı çiziliyor.(BÇ)