Fotoğraf: Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş / Linkedin
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Termik santral ve kömür ocakları nedeniyle bölge haklının arazileri adım adım istimlak ediliyor ve kömür madenine çevriliyor. 2019’un Haziran’ında Yeniköy-Kemerköy Eleketrik Üretim A.Ş üç mahallenin topraklarını satın alma istediğinde bulundu. Köylüler satmak istemeyince su kesintileri başladı.”
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı olan İkizköy son günlerde su kesintileriyle gündemde. Koronavirüs pandemisiyle mücadele edilen şu günlerde İkizköy’ün suyu üç gün boyunca kesik kaldı. Suyun kesinti nedeni ise bölgedeki Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri.
Köyün su ihtiyacını karşılayan yer altı kuyularının Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin denetiminde olduğunu söyleyen İkizköy Direnişi Gönüllüsü Deniz Gümüşel, şirketin şantaj için köyün suyunu kestiğini söylüyor.
Su kesintilerinin çok sık yaşandığını aktaran Gümüşel, şirketin köylülerin toprağını almak istediğini ama direnişle karşılaşınca bir yıldırma politikası olarak suyu kullandığı görüşünde:
“İkizköy’ün bir mahallesi 2017’de kamulaştırıldı. Şirket şimdi de Karadam, Ova ve Akbelen mevkilerini alıp maden arazisine katmaya çalışıyor, genişletme için. Geçtiğimiz yılın Haziran’ında şirket bölge halkına noterden ihtarname göndererek arazileri almak istediğini iletti.
“İhtarnamede köylülerin eğer gönüllü olarak satışa yanaşmamaları halinde arazilerinin kamulaştırılacağı yazıyordu. Köylüler de daha önce yaşanan örnekleri gördükleri için bir direniş başlattılar. O zamandan bu zaman köylüler sık sık su kesintisine maruz bırakılıyor. Şirketin bunu bir şantaj olarak kullandığını düşünüyoruz.”
“Su kuyuları yasalara aykırı olarak şirkete bırakıldı”
Termik santralin 1986’da faaliyete geçtiğini, 2014’te ise özelleştirilen santralin IC İÇTAŞ ve LİMAK tarafından alındığını dile getiren Gümüşel, yasalara rağmen su kuyularının işletiminin santralde bırakıldığını söylüyor:
“2013’te özelleştirme hazırlıkları devam ederken Devlet Su İşleri (DSİ) Dereköy’deki 15 su kuyusunu santrali işleten ve devletin bir iştiraki olan Elektrik Üretim A.Ş’ye devretti. 2014’teki özelleştirme ihalesi sonrasında da bu kuyular santralde kaldı.
“Anayasaya ve yasalara göre yer altı suları kamuya aittir, kullanım hakkı olsa da özel ya da tüzel kişiye devredilemez. Ama o kuyular nasıl olduysa devredilmiş.
“O 15 kuyunun suyu pompalarla alınıyor, isale hattından termik santralin içindeki büyükçe bir depoya getiriliyor ve santralin soğutma suyu olarak kullanılıyor. Depo eğer yüzde 90 doluluğa ulaşmazsa köylünün ise suyu kesiliyor. Santral anca yüzde 90 doluluğu yakalarsa lütfedip köylünün suyunu köylüye veriyor.”
"Santral nedeniyle bölgede tarım verimliliği düştü"
Bölge halkının tarım ve hayvancılıkla geçindiğini ifade eden Gümüşel, tarım verimliliğinin termik santral faaliyete girdiğinden beri düştüğünü söylüyor.
“Genç nüfusun bir kısmı ise termik santral ve maden de çalışmak zorunda. Çünkü hava kirliliği, su kirliliği ve toprak kirliliği nedeniyle tarım verimliliği büyük bir oranda düştü. Burası bir dönem Türkiye’nin en güzel zeytinlerinin yetiştiği bir bölgeydi. Şu an sadece zeytinlerin verimi yüzde 60-70 oranında düşmüş durumda. Bunun maden ve termik santralin yarattığı kirlilikten kaynakladığına dair onlarca bilimsel araştırma ve raporlar var.
"İkizköy’ün tarım alanlarını yutan kömür madeni nedeniyle artık bölgede kaynak suları da çıkmamaya başladı. Halk büyük ölçekli tarım yapamaz hale geldi. Artık sadece pazarda satabilecekleri kadar bahçe ekiyorlar.
"Sular kesildiğinde hayvanları olanlar tankerlerle yakın köylerden ya da ilçe merkezinden su getirtmek durumunda kalıyorlar. Bunu da kendi ceplerinden karşılamak durumundalar.
"Bırakın el yıkamayı içebilecek kadar bile suya erişemedik"
"Halkının sabrını taşıran damla da zaten bu son su kesintisi oldu. Cumhurbaşkanı bile televizyonlarda elinizi yıkayın, hijyenik olun diye insanlara ders verirken İkizköy halkı bırakın el yıkamayı içebilecek kadar bile suya üç gün boyunca erişemedi ve çok büyük bir panik yaşadı.
"Çünkü Muğla’da koronavirüs salgınının merkezi Milas ve Bodrum. Köydeki insanların koronavirüs sebebiyle oldukça endişeli. Aldığımız duyumlara göre termik santralde de bir kişide koronavirüs görülmüş. Bunun üstüne bir de su kesintisi yaşanınca endişe iki kat daha fazla duyulur hale geldi.
“Suya erişimin böylesi hayati bir önem taşıdığı bir dönemde köylünün en temel hak olan suya erişim hakkı bir şirket tarafından kısıtlanıyor.” (HA)