İstanbul’da gezdirdiği köpek başka bir köpeği öldüren E.A., 3 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ceza, Türk Ceza Kanunu’nun(TCK) “Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması”nı düzenleyen 177. Maddeye göre verildi.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu MADDE 177“Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması”(1) Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. |
Davacı Çağla Çankırılı, köpeğin değil sorumluluğu olan sahibinin cezalandırılmasının öneminin altını çizdi. bianet’e konuşan Çankırılı “Bizim ‘Hapse girsin’ gibi bir yaklaşımımız hiçbir zaman olmadı. Amacımız insanların birlikte yaşadıkları hayvanların sorumluluğu alması” dedi.
E.A. hakkında önceden farklı bir konuda hüküm olduğu için cezasının açıklanması ertelenmedi. Anadolu 62. Asliye Ceza Mahkemesi, pişmanlık göstermediğine karar verdiği sanığa ceza indirimi de uygulamadı. Dosya şimdi Yargıtay aşamasında.
E.A.’nın Alman kurdu cinsi köpeğiyle ilgili bir yaptırım uygulanmayacağını vurgulayan Çankırılı, “Köpek sahibinde kalacak. Zaten duruşmalarda köpeğin adı bile geçmedi, tamamen neden serbest bırakıldığına yoğunlaşıldı. Olması gerektiği gibi oldu. Köpeğin hiçbir şeyden haberi yok, mutlu mesut hayatına devam ediyor” diye konuştu.
“Katil köpek’ başlıkları üzücü”
Çankırılı, davayla ilgili çıkan haberlerdeki dili de eleştirdi:
“Davayla ilgili haberlerde ‘Katil köpek”, “Kurt köpeği parçaladı’ gibi ifadeler kullanılması beni çok rahatsız etti. Bu konuda bir farkındalık oluşması için haberin yayılması beni sevindiriyor ama hala tam olarak anlaşılamamışım ki böyle başlıklar atılıyor.”
“Eğer tasması olsaydı, bunlar olmazdı”
Çankırılı, insanların köpekleri cinsine göre değerlendirdiğini ancak köpeğin çevreyle etkileşiminde köpeği kontrol eden insanın davranışlarının belirleyici olduğunu ifade etti:
“Ben istiyorum ki hayvanlar ırklarına göre değerlendirilmesin. Tabii ki bazıları daha korumacı, bazıları daha güçlü ama çevreye vereceği zarar tamamen hayvanla yaşayan kişinin sorumluluğunda. İnsanların bunu bilerek hayvanla yaşamaya karar vermesi gerekiyor. Bizim de en başından beri tüm mücadelemiz bununla ilgili. Eğer başıma o olayın geldiği gün, diğer köpeğin de tasması olsaydı, kayışı da onu gezdiren kişinin elinde olsaydı, yanyana yürüyüp geçecektik. Aslında çok basit bir şeyden, çok önemli bir sonuç doğdu.
“Hiçbir köpek ısırmaz ya da her köpek ısırır, diyemeyeceğimiz gibi Alman kurtları için de bunu söylemek mümkün değil. Yanlış yönlendirilmesi olabilir, genetiği olabilir ama kontrol etmek bir tasmaya bağlı. Bizim de derdimiz buydu.”
“Hayvanlarla yaşayacaksak, belli kurallara uymalıyız”
Çankırılı, davanın amacının insanlara sorumluluklarını hatırlatmak olduğunu söylerken, şöyle konuştu:
“Ülkemizde hayvanla yaşama kültürü çok yeni. Bunu belki bir geçiş süreci olarak değerlendirmek gerekiyor. Hayvanla ilgili neyin ne kadarından insan sorumlu? Bunu insanlara daha net anlatmamız gerekiyor. Davayı açmamızın da birincil sebebi buydu. Hayvanlarla yaşayacaksak belli kurallara uyarak onları sevmemiz gerekiyor.”
Ne olmuştu?
24 Eylül 2014’te İstanbul Caddebostan sahibinde, E.A.’nın tasma kayışı olmadan gezdirdiği Alman çoban köpeği Oscar Cardozo, Çağla Çankırılı’nın kayışıyla gezdirdiği Pug cinsi Balzac isimli köpeğe saldırdı. Balzac olay yerinde öldü.
E.A.’dan şikayetçi olan Çankırılı, bu konuda farkındalık uyandırmak için “Hayvanlar değil sahipleri cezalandırılsın” kampanyası da başlattı. (ÇT)