Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Haziran ayında Japonya'daki temasları sırasında Türkiye içinde de gündeme getirdiği "kadın üniversitesinin kurulması" önerisi 2019-2023 dönemini kapsayan "On Birinci Kalkınma Planı"na da girdi. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Japonya örneği incelenerek sadece kadın öğrencilerin kabul edildiği kadın üniversiteleri kurulacak.
TIKLAYIN - Kadın Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Rollerini Pekiştirir
“'YÖK, toplumsal cinsiyet eşitliği için adımlar atmalı"
Kadın Koalisyonu’nda İlknur Üstün, kadın üniversitelerinin Türkiye’yi mevcut durumdan daha geri götüreceğini ve asla kabul edilemez olduğunu belirtti:
“Dünyada kadınların üniversitelere giremediği, kabul edilmediği dönemlerde kadınlara üniversitenin yolunu açabilmek için kullanıldı. Ama bu çok geride kaldı Kadınların üniversitelere dahlinin olmadığı dönemlerde uygulanıyordu. Ama şu an Türkiye için böyle bir şey söz konusu değil. Üstelik toplumsal cinsiyet eşitliğinin düzenlenmesi kadınların varlıklarının sağlanması gerekirken, bunu tekrar gündeme getirerek kadın üniversitesi açmak da ne?
“Bu cinsiyet eşitliğinin değil başka bir ayrımcılığın yolunu açar. Üniversitelerde toplumsal cinsiyet tutum belgesi gerekiyor. Niteliğin buna uygun hale getirilmesi gerekiyor. cinsiyet eşitliğine yönelik dersler gerekiyor. akademinin güçlendirmesi gerekiyor. Bu uygulama cinsiyet eşitliğine hizmet etmez."
Kerestecioğlu: Japonya'nın kadın haklarında notu kötü
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili ve avukat Filiz Kerestecioğlu da şöyle konuştu:
"İlk olarak zaten söyleyiş tarzında bile otoriterlik var ve diyor ki, 'YÖK başkanına bu konuda çalışsın diye talimat verdim'. Bu kimsenin haddi olan bir söylem değil.
"Kadın üniversitelerinde örnek aldığı Japonya'nın kadınlara yönelik ayrımcılık konusunda dünya sıralamasında olumsuz notlarda olduğunu görüyoruz. Bu anlamda örnek alınacağı bir pratiği yok. Japonya'da bu üniversitelerin kuruluş nedenleri kadınların eğitimde yer alamamış olmaları olabilir. Ama Türkiye böyle bir ülke değil, böyle bir durumda değil.
‘Toplumsal cinsiyet kavramını literatürden çıkarmak istiyorlar’
“Hatta başörtüleri ile üniversiteye girmek isteyen ve engellenen kadınları hatırlarsınız, onların da kalkıp da ayrı üniversitelerde okuyacağını, okumak isteyeceğini düşünmüyorum.
“Yapılması gereken aslında kadın araştırmalarının desteklenmesi. 1980’lerden itibaren üniversitelerde kadın araştırmaları birimleri kuruldu. Bize bir yalanı dayatmasınlar. Aslında biliyoruz ki toplumsal cinsiyet kavramını literatürden çıkarmak istiyorlar.
“Ayrıca kadın erkek birlikte okunmayan eğitimlerin o toplumdaki kaynaşmayı daha da azaltarak kadınlara daha fazla zarar vereceğini düşünüyorum. İlk defa erkek lisesine kabul edilen öğrencilerdik. Erkeklerin bunu kabul etmesi çok zor oldu, biz zor günler yaşadık. Ama en baştan beri eşit bir eğitim ortamı olsaydı aslında öyle olmazdı."
"Bu konu da nafaka konusu gibi pişir pişir geri getir bir konu! Ben bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de kadın hareketi güçlüdür ve kendi rızası dışındaki konulara izin vermeyecektir."
CHP’den Gökçen: Akademide cinsel tacizi konuşalım
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen de şunları belirtti:
“Öncelikle şunu ifade edeyim: bir genç olarak Türkiye’de eğitim sisteminde yapılan ani ve bilimsel olmayan değişikliklerin üzerimizde denenmesinden, bir kadın olarak da hakkımızda sadece erkeklerin bakış açısıyla karar verilmesinden çok sıkıldım.
“Tesadüfi bir ziyarette, tesadüfen duyulan bir ‘kadın üniversitesi’ tartıştırılıyor. O zaman şöyle soralım, neden kadın üniversitesi? Kadınların üniversitelerde güvende olmadığını kabul ediyorsanız akademide tacizi konuşalım. Kadınların eğitime erişemediğini düşünüyorsanız sosyal ve siyasal engelleri konuşalım. Bir sorunu çözmek için mağduru dışlamaya çalışıyorsanız, biz orada yokuz.
“Karma eğitim bu ülkenin geçmişinde kız çocuklarını ve kadınları güçlendiren, onlara fırsat verildiğinde erkekler kadar başarılı olabileceğini kanıtlayan bir cumhuriyet ve kadın kazanımıdır. Bu kazanıma sonuna kadar sahip çıkacağız.”
Eğitim Sen: Öneri otoriter – gerici ataerkilliğin uzantısıdır
Erdoğan'ın önerisine kadın Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'ndan da (Eğitim Sen) tepki geldi. Eğitim Sen'in açıklamasında "Meslek sahibi olmak ve farklı düşüncelerle karşılaşıp hayatı sorgulama fırsatı yakalamak isteyen tüm kadın öğrencilere sesleniyoruz" denildi ve şu ifadelere yer verildi:
"Bir ülkenin cumhurbaşkanı; küresel toplumsal cinsiyet eşitsizliği raporunda 110. sırada olan Japonya’da 'kadın üniversiteleri' olduğunu, 19. yüzyılda başlatılan bir uygulamayı 165 yıl sonra fark ediyor; Türkiye’ye gelir gelmez YÖK’e kadın üniversiteleri kurulması için hazırlık yapın direktifi veriyor. Devamında da kadın üniversiteleri maddesi 11. Kalkınma Planı’nda yer alıyor.
"Tez kadın üniversiteleri kurula!" fetvası; kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle sosyalleşir, kadınlar kadınlara, erkekler erkeklere hizmet verir anlayışını savunan otoriter-gerici ataerkilliğin uzantısıdır.
"Kadınları gelecekte yalnızca kadınlara hizmet verebilecekleri toplumsal cinsiyet rollerine göre mesleklere hapsetme, kamusal toplumsal alandan dışlama hazırlığıdır. Bu topraklarda geçmişten bugüne bin bir zorlukla okuyup meslek sahibi olmuş kadınların mücadelelerine haksızlıktır, kazanımlarına saldırıdır." (EMK/DB)