Sağa sola danıştım, bilenlerden fikir, bilmeyenlerden "hissi" yorumlar aldım ve şöyle bir sonuç çıkardım: Kim oldukları haberde açıklanmayan Doğan Medya Gurubu (DMG) gazetecilerin iş sırasında eylem yapmasını istemiyor.
Şimdi haberi beraber okuyayım da meseleyi açığa kavuşturalım:
"DMG Yayın Konseyi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Colin Powell'in Ankara ziyareti sırasında Başbakanlık binasına gelişinde sırtlarını dönen gazetecilerin protestosunun 'okurun haber alma özgürlüğünü engelleyici bir davranış' olduğunu bildirdi.
Hatırlarsanız bu gazetecilerin iş yaparken ilk eylemi değil. Mesela gazeteciler Galatasaray'ın Devlet Bakanı tarafından ödüllendirildiği sırada meslektaşlarına saldırdığı gerekçesiyle Ümit Davala'nın fotoğrafını çekmeyi reddetmişlerdi. Yani, gazeteciler hem işlerini yapıp, hem duygularını ifade etmişti, hatta bundan da bir haber çıkmıştı, ağır işleyen hafızam beni yanıltmıyorsa, Milliyet de bu haberi vermişti.
Milliyet'in haberine devam ediyorum:
Tarafsız habercilik güzel de....
"Konuya ilişkin başvuruyu (demek ki bir başvuru var Milliyet muhabiri bunu neden atlıyor) son toplantısında gündeme ayan DMG Yayın Konseyi, bu eylemi meslek ahlakıyla bağdaşmadığını vurguladı. Konsey, DMG Yayın İlkeleri doğrultusunda şu uyarıyı yapma kararı aldı:
'Bir muhabirin görev sırasında iş bırakması, gazetecilik sorumluluğu ve meslek ahlakıyla bağdaşmaz. Sırtını habere dönen muhabir, bu tavrıyla kamunun çalıştığı gazetedeki okurun (!!!) haber alma özgürlüğünü engellemiştir. Oysa onların görevi, kim olursa olsun onunla ilgili tarafsız haberi gazetesine ulaştırmaktır."
DMG Yayın İlkeleri'ne göre kim olursa olsun tarafsız haber yapmakmış, bir haber nedir diye düşündüm de mesela cezaevlerinde ölüm oruçları, özelleştirmeye karşı işçi eylemlerinin de haber olabileceği aklıma geldi. Fakat Milliyet gazetesinde bu tip haberleri bulmak mümkün değil. Şöyle söylenebilir mi; DMG İlkeleri'ne göre bazı şeyler haberdir...
"İlkeler"de kamunun bilgilenmesinden bahsediyorlar: bildiğim kadarıyla Bağdat'a Embededd muhabir göndermekle övünen Milliyet gazetesi kamu sorumluluğu konusunda duyarlı olsaydı, bu konuyu bir kez daha düşünürdü.
Ben bu yaşımda bile bir yere "iliştirilmeyi" reddetmişken, bir yere iliştirilmenin aynı zamanda iliştirildiğini yerin sözcüsü olacağını bildiğimden dolayı meseleyi ahlaki olarak bakarken neden DMG ilkeleri bunu görmezden gelir ki.
Aklıma gelen soruları özetleyim, eğer ki bir DMG Yayın Konseyi üyesi bu yazıyı okursa cevap vermesi en büyük temennim:
* DMG Yayın Konseyi kimlerden oluşmakta, yayın ilkelerinin matbuu bir ürünü var mıdır?
* DMG Yayın Konseyi'nin statüsü, işleyişi nasıl olmaktadır, diğer sivil toplum örgütleriyle, mesela Parlamento Muhabirleri Derneği ile bahsi geçen haber konusunda ilişkiye girmiş midir?
* DMG Yayın Konseyi kendi bünyesindeki gazete, dergi ve televizyonları nasıl denetliyor? Onların haberlerine ilişkin bir bakış açısı var mıdır? Mesela, "Solda Çatı Partisi kuruluyor" haberinde kimseyle konuşulmadığı halde haber yapılabilmesini nasıl açıklayabilir?
* Haberde geçen " elbette muhabirin bir fikri olabilir ama bunu haberine yansıtamaz" sözünün yazarlar için de bir geçerliliği var mıdır? varsa, Ertuğrul Özkök'ün meslek ahlakını deforme ettiğine dair eleştirilere cevap vermeyi düşünüyor musunuz?(NK)