Yön Radyo’da her perşembe yayınlanan Benim Üniversitelerim’de bu hafta Müjdat Gezen Sanat Merkezi (MSM) Halk Müziği Bölümü öğrencileri konuktu. Aygül Toprak, Ayşe Özaltın, Esra Kılıç ve Emrah Gökmen müziğe olan ilgilerini ve konservatuara hazırlık sürecinde yaşadıklarını dinleyicilerimizle paylaştı.
Birinci sınıf öğrencisi Toprak, halk müziğiyle çocuk yaşlarda Muhlis Akarsu türküleri dinleyerek tanıştığını belirterek, "Babamla halk müziğini tanıdım. Çok küçükken, babam ve üç kız kardeşimle birlikte türkü söylerdik" dedi. Toprak, konservatuar mezunları için şartların kolay olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Mezun olduğumuzda devlet okullarında çalışmamız zorlaşıyor. Sözleşmeli olarak çalışabiliyoruz. Onun da hiçbir garantisi yok. Ekonomik durumda sıkıntılar çekebiliyoruz. Bir sürü konservatuar mezunu öğrenci var ancak önleri çok kapalı.
"Bir kısmı türkü barlarda çalıp söylemek zorunda kalıyor. Bu da sistemin dayattığı bir şey. Müzikle ilgilenmek için maddiyatının olması gerekiyor. Bu yüzden konservatuarı bırakan kişiler var. Bizlerse zor koşullarda okumaya çalışıyoruz."
İstanbul’un bir ucundan diğer ucuna
Müzikle tanışmasında ilkokul öğretmenin katkısının olduğunu dile getiren Esra Kılıç, ailesiyle kaldığı için arkadaşlarına göre şanslı olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
"Ailemle kalıyorum ancak İstanbul’un bir ucu ile diğer ucu arasında mekik dokuyorum her gün. Çünkü evim Büyükçekmece’de, okulumsa Kadıköy’de. Evden erken çıkıyorum okula yetişmek için.
Konservatuarda okumak isteyenler işin zorlu taraflarını bilerek gelmeli. Örneğin, iş bulmakta zorlanacaklarını bilmeliler ve bunu bilerek yola devam etmeliler. Okul dışında, ben de hafta sonu ve yazları fırsat buldukça çalışıyorum."
"Müzik yapan tarafta olmak istedim"
Küçük yaştan beri müzikle ilgilendiğini söyleyen Ayşe Özaltın şunları söyledi:
"Başka bir meslekte yapamazdım. Balıkesir Edremit’te büyüdüm. Müzikle ilgilenmemde ailem destek oldu.
Bir gün Ankara ya da Eskişehir’e gidiyordum. Bulunduğum otobüste öğrenciler yoğunluktaydı. Bir an kendime acaba müzik istemekle yanlış mı yapıyorum, diye sordum ama sonra düşündüm. Otobüste çalan müziği hepsi dinliyor ve yorum yapabiliyordu. Ben müzik yapan tarafta olmak istedim."
"İstanbul güzel ama yaşam şartları zor"
Halk müziğine yönelmesinde Tunceli’de doğup büyümesinin etkili olduğunu belirten Emrah Gökmen'se, müziğe olan ilgisini "Müzikle ilgilenmesem başka bir şey yapamazdım. Bir doktor ya da bir mühendis olamazdım" diye tanımladı.
Gökmen, yaşam standartlarının çok düşük olduğundan söz ederek, "İstanbul’da arkadaşlarımla kalıyorum. Ailem destek oluyor ama ben de çalışıyorum. Programlara, konserlere ve bazı etkinliklere katılıyorum. Bir dönem dizi oyunculuğu bile yaptım. İstanbul bir öğrenci için güzel bir kent, ama İstanbul’da yaşamak çok zor" dedi. (EK/TK)